İçeriğe geç

Mahkeme Başkanından Ümit Özdağ’a İltifat: “Hukuk Okusaydınız…”

Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla Ankara’da gözaltına alınıp İstanbul’a götürülen ve burada “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla tutuklanarak 148 gün Silivri’de hapsedildikten sonra 2 yıl 4 ay hapis cezasıyla tahliye edilen Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Ümit Özdağ Ankara’da tam bir “beraat günü” yaşadı. Prof. Özdağ, Libya’da şehit edilen iki MİT mensubunun adını açıklama suçlaması da dahil, hakkında açılan ve aynı mahkemede görülen toplam dört davada beraat etti. Davaların tamamında Savcının da beraat talebinde bulunması dikkat çekerken Mahkeme Başkanı, yaptığı savunmaların ardından Prof. Özdağ’a “Hukuk okusaydınız, bize iyi rakip olurdunuz.” diye takıldı.

Ankara 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde önce eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in 2019’da Ordu Belediye Başkan Adayı olması üzerine Prof. Ümit Özdağ’ın yaptığı açıklamalarla ilgili açtığı hakaret davası görüldü.

FETÖ’nün Siyasi Ayağının Üzerine Gidilse”

Prof. Özdağ yaptığı savunmada, 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’deki bütün il-ilçe emniyet müdürleri ile kaymakamların büyük bölümünün “FETÖ” mensubu olduğunun ortaya çıktığını, İdris Naim Şahin’in gerek AKP’den ayrıldıktan sonra gerekse parti kurma aşamasında “FETÖ”ye bağlı kurum ve gazeteler tarafından desteklendiğini anlatıp, “Bu nedenle belediye başkan adayı olarak seçilmesini arzu etmedim. Görüşlerimi paylaştım. Hakaret etmedim, tespitte bulundum, milli bir görev yaptım.” dedi.

İdris Naim Şahin’in avukatı, Özdağ’a, “FETÖ”nün İçişleri Bakanlığı’na Şahin döneminde yerleştiği iddiasının bilgiye mi zanna mı dayandığı sorusunu yöneltti. Özdağ da şu karşılığı verdi:

Bu kamuoyu önünde açık, belgeli, netleşmiş bir husustur. Birçok davada ortaya çıktı. Yüzlerce emniyet müdürü, kaymakam ihraç edildi. FETÖ’nün siyasi ayağı araştırılmadığı için Şahin’in üzerine gidilmedi. Araştırılsa, ilk üzerine gidilecek olan Şahin’di.”

Şahin’in avukatı, bu konuda yapılan bir ihbar üzerine açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildiğini hatırlatırken, Prof. Özdağ’ın avukatlarından Murat Yıldız, Erdoğan’ın o dönem Ordu’da yaptığı mitingde Şahin için, “paçasını terör örgütüne kaptıranlar” dediğini hatırlatıp, iki ismin de siyasetçi olduğunu ve söylenenlerin ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını belirtti.

Beyanların tamamlanmasının ardından Savcı, “atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından” Prof. Özdağ hakkında beraat talebinde bulundu.

Son sözü sorulan Prof. Özdağ, “Sayın Cumhurbaşkanı ilgili kişiyi daha iyi tanıyor ve devletin istihbarat bilgilerine sahip. Kıyas yapılırsa, sayın Cumhurbaşkanının söyledikleri çok daha ağır, ama onu mahkemeye vermedi.” dedi.

Mahkeme, oybirliğiyle “atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından” Prof. Özdağ’ın beraatına karar verdi.

HDP Davası: Vatanı Savunmaya Devam

Prof. Özdağ ikinci olarak eski HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu’nun hakaret suçlamasıyla açtığı davadan yargılandı.

Savunmasında, o dönem ikisinin de milletvekili olduğunu, Ali Kenanoğlu’nun, devlete isyan edip askerlerimizi ve vatandaşlarımızı öldüren Seyit Rıza’nın idam edilirken söylediği bir sözü kullanması üzerine kendisine tepki gösterdiğini açıklayan Prof. Özdağ şöyle konuştu:

HDP Türkiye’ye Ermeni, Yunan, Bulgar partilerinden daha fazla düşmanlık etmiştir. Bugün de bu sözün ve diğer söylediklerimin arkasındayım. Bunun mahkemeye taşınmasının anlamı yok. Hakaret yok, sert eleştiri var. Şehitlerimizi, gazilerimizi ve vatanımızı savunmaya devam edeceğim.”

Prof. Özdağ, Ali Kenanoğlu’nun avukatının, “Ermeni olmak suç mu?” sorusuna da şu karşılığı verdi:

Kesinlikle Ermeni olmak suç değil. Benim Ermeni arkadaşlarım var. Gerçek kimliğini gizleyip Kürtçülük yapıyorsa, sorun buradadır. Benim kimleri kastettiğimi onlar da Türkiye de biliyor.”

Bu davada da Savcı, Özdağ’ın beraatını istedi. Mahkeme de yine oybirliğiyle beraat kararı verdi.

Savcı da Suç İşledi

Libya’da şehit edilen iki MİT mensubunu ifşa suçlamasıyla açılan davada ise Prof. Ümit Özdağ şunları söyledi:

İki MİT mensubumuzun şehit olduğunu basından ve sosyal medyadan öğrendim. Sayın Cumhurbaşkanı da şehitlerden bahsederken, ‘bir, iki şehit’ dedi. Bunun üzerine TBMM’de basın toplantısı yapıp ifşa olmuş isimlerini anarak rahmet diledim ve Türk tarihine kahraman olarak geçtiklerini belirttim.”

Mahkeme Başkanı, isimleri nereden öğrendiğini sordu. Prof. Özdağ da, Gazeteci Murat Ağırel’in yazdığını, ayrıca yüzlerce yerde çıktığını belirttikten sonra Meclis’te düzenlediği bu basın toplantısının da yasama dokunulmazlığı kapsamında olduğunu şu örneklerle açıkladı:

Benim basın toplantısı yaptığım yerden 150 metre ilerideki Genel Kurul’da geçenlerde bir DEM’li, ‘Bizim topraklarımıza baraj inşa edip, bize elektriği pahalı satıyorsunuz.’ dedi. Yani Türkiye’nin topraklarını ayrı yerde gösteriyor; o yargılanmıyor, ben şehitlerimize rahmet dilediğim için yargılanıyorum. Bu hak mı? Ya da bir başka DEM’li, ‘Allah belanızı versin.’ diyor, ama yasama dokunulmazlığı kapsamında korunuyor. Anayasa, ‘TBMM’deki tüm faaliyetler’ diyor, ‘orası’, ‘burası’ demiyor. Ben devlet sırrını bilen bir insanım. Benim yazdığım evraklara devlet ‘çok gizli’ ibaresi koymuştur. MİT de benim hakkımda değil, ilk paylaşımı yapan kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Benim ifşa etmediğimi ve etmeyeceğimi biliyorlar. İfşa edilmiş bir şey ifşa edilmez. Savcı, TBMM’ye gönderdiği fezlekede açıkça isimlerini yazmış.”

Prof. Özdağ’ın avukatlarından kardeşi Prof. Savaş Özdağ, “İfşanın ifşası suç olsa, Savcı da burada sanık olurdu.” derken Av. Murat Yıldız, şehit MİT mensuplarının isimlerini devre arkadaşları, Murat Ağırel ve Erk Acarer gibi birçok ismin paylaştığını kaydetti.

Beyanların ardından Savcı, Özdağ’ın açıklamasından önce bilgilerin açık kaynaklarda yer aldığını, bu nedenle atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığını belirterek beraat mütalaası verirken, MİT mensuplarının isimlerini ilk açıklayan kişi veya kişilerin tespiti için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasını istedi.

Bu mütalaa üzerine Prof. Özdağ, “İlk kez Anayasa’nın 10’uncu maddesinin uygulandığını, tüm yurttaşların yasalar önünde eşit olduğunu görüyorum. Daha önce düşman ceza hukukuna maruz kaldığım için bu mütalaayı önemli ve değerli buluyorum.” yorumunu yaptı.

Avukatı Prof. Savaş Özdağ da Savcıya tebriklerini sunarken, “Ancak mütalaa bizim beyanlarımızdan önce hazırlanmış gözüküyor.” eleştirisinde bulundu.

Mahkeme, MİT davasında da atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından oybirliğiyle Özdağ’ın beraatına karar verdi.

O Paylaşımı Danışmanı Yapmış

Prof. Ümit Özdağ son olarak sosyal medyadaki bir paylaşımından dolayı “iftira” suçlamasıyla açılan davada yargılandı.

Özdağ’dan önce tanık olarak dinlenen sosyal medya danışmanı, söz konusu paylaşımı Özdağ’a ulaşamayınca inisiyatif alıp kendisinin yaptığını, doğru olmadığı anlaşılınca da Genel Başkan tarafından silindiğini anlattı.

Prof. Özdağ da şunları söyledi:

Ailemde çok sayıda hukukçu var. Ben son 10 ayda çok hukuk okudum. İftiranın bilinçli bir eylem olduğunu öğrendim. Benim böyle bir niyetim yoktu. Esasen kamuoyundan özür dileyecektim. Fakat mağdurun ağabeyi hakkımda çok sert açıklamalar yapınca, ‘Özür dilemiyorum.’ dedim.”

Özdağ’ın avukatları, Özdağ’ın sosyal medya hesaplarını başka görevlilerin de kullandığını, yapılan paylaşımın kasıtlı ve bilinçli bir eylem olmadığını kaydederken müştekinin avukatı, bu paylaşımdan sonra müvekkilinin sosyal medyada linç edildiğini, psikolojisinin bozulduğunu belirterek Özdağ’ın cezalandırılması talebinde bulundu.

Savunmaların ardından Savcı, sanıkla müştekinin birbirini tanımaması ve kasıt olmaması sebebiyle Özdağ’ın beraatını istedi. Mahkeme de kasıt olmadığından yine oybirliğiyle Özdağ’ın beraatına karar verdi.

Duruşma sonunda Mahkeme Başkanı, Özdağ’a, “Hukuk okusaydınız bize iyi rakip olurdunuz.” diye takıldı. Prof. Özdağ, “Evet.”, avukatları da, “Bize gerek yok.” karşılığını verdi.

Müyesser YILDIZ
8 Temmuz 2025

12punto link: https://12punto.com.tr/adalet-hukuk/mahkeme-baskanindan-umit-ozdaga-iltifat-hukuk-okusaydiniz-92688

Kategori:Uncategorized