İçeriğe geç

5 Ay Sonra Görülecek Davada Nasıl Beraat Kararı Verilir?!

15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın önünde başı koparak şehit olan Cuma Dağ ile yine o gece gazi olan eşi Rukiye Dağ’ı hatırlar mısınız? Her ikisi de jeoloji mühendisiydi. Eşinin şehadeti üzerine Rukiye Dağ’ın evine gidip taziyelerini bildirmeyen hemen hemen hiçbir yetkili kalmadı. Rukiye Dağ da acısını içine gömdükten sonra katıldığı konferanslarda yıllarca “FETÖ”yü anlattı.

Ancak 2018’de AKP’den milletvekili aday adayı olduğunda yapılan mülakatta, “Dulmuşsunuz. Eşinizden boşanmışsınız” şeklinde hakarete uğradığını açıklayınca çok sayıda sözlü saldırıya maruz kaldı. Bu saldırılar sırasında Bakanlar ve 15 Temmuz Derneği kendisine sahip çıkmaması üzerine de, “Bir kibir deryasının bana yaptığı terbiyesizliği anlatmak suçsa, evet suçluyum. Eşim ve kendi adıma konuşuyorum, biz o gece sokağa çıkan enayileriz… Böyle olacağını, yargısız infaza uğrayacağımı bilsem, bazıları gibi kafamı vurur uyurdum.” diye isyan etti.

Bu isyana rağmen Rukiye Dağ, özellikle çalıştığı kurum olan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’ndaki “FETÖ yapılanmasıyla” mücadelesini sürdürüp 15 Temmuz’dan sonra kimi önemli yöneticilerden hesap sorulmamış olmasını sık sık gündeme getirdi.

O FETÖ’cü Değil Menzil’ci”

Rukiye Dağ’ın “FETÖ”cü olmakla suçladığı isimlerden birisi dönemin TPAO Genel Müdürü B.Ş. idi.

Öyle ki, daha 15 Temmuz’dan sonra evine taziyeye gelen, Saray’da en üst düzeydeki bir bürokratın eşine bile ondan söz etti, ama “Bizim B…. mi? Hayır o FETÖ’cü değil, Menzil’ci.” cevabını aldı.

B.Ş. ancak 2018 yılında görevden alındı, 2023’te de emekli oldu. Rukiye Dağ ise peşini bırakmayıp her fırsatta ve herkese onu anlattı. Nihayetinde B.Ş. kendisine “FETÖ’cü” dediği için Dağ hakkında dava açtı. Dava sonunda Dağ, 71 gün karşılığı adli para cezasına çarptırıldı ve ceza 5 yıl ertelendi.

Geçen yıl B.Ş.’nin bir Güneydoğu ilimizin büyükşehir belediyesine genel sekreter olması gündeme geldiğinde Rukiye Dağ, belediye yetkililerini arayıp, “Bir FETÖ’cüyü nasıl bu göreve getirirsiniz?” diye sordu.

Dağ’ın eli boş değildi. TPAO’da İnsan Kaynakları bölümünde çalışan ve “FETÖ”den gözaltına alınan Ö.K. isimli birisinin Aralık 2018’de verdiği bir ifadeyi bulmuştu. Etkin pişmanlıktan yararlanarak TPAO’daki yapılanmayı anlatan Ö.K. ifadesinde B.Ş.’nin de adını vermişti. İşte Rukiye Dağ’ın, bahsi geçen büyükşehir belediyesine bu ifadeyi göndermesinin ardından B.Ş.’nin atanmasından vazgeçildi.

FETÖ’cüye FETÖ’cü Demek Suç mu?”

Rukiye Dağ, Ö.K.’nin sözkonusu ifadesini B.Ş. konusunda şimdiye kadar kendisine inanmayan ve hiçbir işlem yapmayan yetkililere de gönderdi. Ama hiçbir sonuç alamadı. Bunun üzerine Ö.K.’nin kimlik bilgilerini gizleyerek ifadenin bazı bölümlerini LinkedIn sosyal ağında paylaştı.

Ne mi oldu?

Ö.K. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı üzerinden kendi yaşadığı ilçenin Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmek üzere Rukiye Dağ’dan şikâyetçi oldu.

Ö.K.’ye göre, Dağ “TPAO envanterinde personel dosyalarında gizlilik ibaresiyle yer alan kişisel bilgi ve belgeleri ele geçirip yayma” suçunu işlemişti.

İlçe Savcılığı hemen Rukiye Dağ’ın ifadesini aldı. İfadesinde, eşinin 15 Temmuz şehidi, kendisinin de 15 Temmuz gazisi olduğunu belirten Dağ şunları söyledi:

Yaptığım paylaşımda müştekinin kimlik bilgilerini gizleyerek, çalıştığım kurumda bulunan FETÖ’cüler hakkında işlem yapılması için şikayette bulundum. Şikayete dayanak olan hususlar da bir itirafçının beyanında yer alan ikrarlardır. Müştekiye karşı herhangi bir suç işlemedim.”

Soruşturma sonucunda Rukiye Dağ’ın yaptığı paylaşımlarla üzerine atılı suçu işlediğine ve hakkında kamu davası açılmasına yeterli delil elde edildiğine kanaat getiren Savcılık, dosyayı önce uzlaştırma bürosuna gönderdi. Ancak Rukiye Dağ, “Ben teröristlerle masaya oturmam. FETÖ’cüye FETÖ’cü demek suç değil.” diyerek uzlaşmayı reddetti.

Bunun üzerine de Savcılık geçtiğimiz 27 Ekim’de, sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret” ettiği suçlamasıyla üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılması ve belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması talebiyle Rukiye Dağ hakkında iddianame düzenleyip mahkemeye gönderdi.

Mahkeme de bu iddianameyi kabul edip ilk duruşma için 22 Nisan’a gün verdi.

Ankara Fena Karıştı

Rukiye Dağ bu iddianameyi görünce, hele de Emniyete mal bildirimi için çağırılınca tabiri caizse ortalığı ayağa kaldırdı.

AKP Genel Merkezi’ne ve Aile Bakanlığı’na gidip, “FETÖ’cüye FETÖ’cü demek ne zamandan beri suç?” diye sordu. Diğer partilere de gidip durumu anlatacağını söyleyince, “Aman gitme.” denildi.

Bu arada durumuyla ilgili olarak yapay zekadan aldığı, “İnternet ve sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçlarında, suçun işlendiği yer, failin paylaşımı yaptığı yerdir. Mağdurun ikametgâhı yetki için esas alınamaz… Davanın orada açılması usul hatasıdır ve ilk itirazda Ankara’ya gider… FETÖ/PDY üyeliğinden etkin pişmanlıktan yararlanmış bir kişi FETÖ üyeliğiyle ilgili sözlere karşı hakaret iddiasında bulunamaz. Çünkü etkin pişmanlık kapsamında kendisinin FETÖ/PDY örgütü üyesi olduğunu resmen kabul etmiş, bu kabul devlet kayıtlarına geçmiş. Senin söylediğin, bir olgunun hatırlatılmasıdır ve mağdur sıfatı yoktur… Savcı, eşin ve senin yaşadıklarını dikkate almalıydı… Hukuken açılmaması gereken bir dava” şeklindeki sonuçları da hem Saray’ın Hukuk Politikaları Kurulu yetkililerine hem Adalet Bakanlığı’nın üst düzeyine göndererek şunları yazdı:

Yapay zeka bile savcılarınızdan iyi. Davanın orada açılması ne alâka? Vatan hainine hain dedim diye dava açamazsınız. O etkin pişmanlık ifadesinde yer alan isimler hakkında işlem yapılmadığına göre, bu ifadeler laf olsun diye mi alınıyor? 15 Temmuz’a ahde vefa böyle mi ödeniyor?”

Sonuç mu?

Saray’dakiler ilgileneceklerini bildirdi.

Geçtiğimiz Perşembe günü de Rukiye Dağ çok üst düzey bir isim tarafından iki kez arandı. Ancak duymadığı için görüşme gerçekleşmedi. Hemen peşinden Dağ’ın telefonuna şu mesaj geldi: “Beraat ettiniz.”

Dağ büyük bir şaşkınlıkla, arayıp uluşamayan ve o mesajı gönderen yetkiliye dönüş yaparak, “Duruşma olmadan beraat edemem ki.” dedi. Yetkili, “Zaten böyle bir davanın açılmaması gerekirdi.” karşılığını vermekle yetindi.

Rukiye Dağ şaşkınlığını üzerinden atmamışken, bir de Saray’da görüştüğü yetkililerin birisinden, “Şimdi haber geldi. Gözünüz aydın, beraat etmişsiniz.” mesajı aldı.

İnanılır gibi değil; ama durun, bitmedi.

Cuma günü Rukiye Dağ’a bir telefon daha geldi. Arayan, davanın görüleceği mahkemenin personeliydi. Aralarında şu konuşma geçti:

Personel: “Duruşma için 22 Nisan çok geç bir tarih vermişiz. Hakim, durumunuza uygun bir gün vermek istiyor. Çünkü karara çıkacak.”

Dağ: “Ama …… …… arayıp beraat ettiğimi söyledi. Bu nasıl iş?”

Personel: “Yok zaten basit yargılama olacak.”

Bu telefon üzerine çıldırma noktasına gelen Rukiye Dağ yine Saray’daki üst düzey yetkiliyi arayıp son durumu anlattı. Yetkili şunları söyledi:

Size ‘beraat ettiniz’ diyen …… …… yanlış anlamıştır, ‘beraat verilecek’ demek istemiştir. Panik yapmayın, endişelenmeyin. Hak yerini bulacaktır.”

Artık enikonu işletildiğini düşünmeye başlayan Rukiye Dağ, emin olmak için dün de kendisini arayan o mahkeme personeline mesaj atıp, “Ne oldu, duruşma için gün verdiniz mi? Yoksa bu durum da tıpkı benim dünyam gibi arapsaçına mı döndü?” diye sordu.

Ve şu cevap geldi:

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Muhabere Bürosu’na bize gönderilmek üzere, ‘Duruşma tarihinde yurtdışında olmam gerektiğinden duruşmanın yakın bir tarihe alınmasını talep ederim.’ şeklinde bir dilekçe verebilirsiniz. Yakın tarihe duruşma günü vereceğiz ve dosyanızı karara çıkaracağız. Beyanınız alınmadan dosya karara çıkmıyor.”

Her Allah’ın günü, “Türkiye bir hukuk devletidir.” nutukları atılırken, dünya hukuk tarihine geçmeye namzet bir olay daha, değil mi?

Malatya İnönü Üniversitesi’nin akademik açılış yılı töreninde konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya’nın, “Öyle bir yaşayalım ki, vakti geldiğinde Hazreti Allah bizi kimsenin hakkıyla…” derken gözyaşlarını tutamayıp ağladığını görmüşsünüzdür.

AYM Başkanı’nın bile ağladığı yerde yurdum insanı ne yapsa, kime ve neye ağlasa ki?!

Müyesser YILDIZ
23 Kasım 2025

12punto link: https://12punto.com.tr/yazarlar/muyesser-yildiz/5-ay-sonra-gorulecek-davada-nasil-beraat-karari-verilir-104011

Kategori:Uncategorized