İçeriğe geç

Böyle Buyurdu Birileri: “Teğmenleri Cezalandırın… Harp Okulu’nu Erzurum’a Taşıyın”

Kara Harp Okulu mezuniyet töreninden sonra kılıç çatıp Subay Andı’nı okuyan ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen teğmenlerden 5’inin TSK’dan ihracının istenmesi milletin çok büyük bölümünün vicdanını sızlattı.

Ancak aynen Balyoz ve 28 Şubat kumpasları ile emekli amirallerin Montrö açıklamasında olduğu gibi, ısrarla teğmenlerin cezalandırılmasını ve daha ötesini isteyenler de var.

Bunların başında da Erdoğan’ın 15 Temmuz’dan sonraki güvenlik başdanışmanlarından, “yeni TSK”nın mimarı emekli general merhum Adnan Tanrıverdi’nin meşhur SADAT’ın yanı sıra kurucusu olduğu Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) geliyor.

Erdoğan’dan önce onlardan birileri, “Bu kılıçlar kime çekildi?” diye sorup, “Bedeli ne olursa olsun ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ narası atarak bir yerlere mesaj verenlerin başının ezilmesini” istedi

Kurumsal olarak ilk günlerden itibaren teğmenler olayına sessiz kalınmasının, “benzer toplantılara referans olacağını” öne süren ASDER yönetimi de teğmenlerin ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevkinin ardından geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in konuyla ilgili bugüne kadar söylediklerini derleyip şöyle buyurdu:

İsnat edilen suç, kılıç çatmak, andı okumak veya ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz.’ demek değil, defaten yapılan ikaz ve emirlere rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik hareketi olduğuna göre, bu eylem en masum haliyle, Askeri Ceza Kanunu’ndaki Toplu Asker Karşısında İtaatsizlik suçunu da oluşturur. Bu sebeple yapılan disiplinsizliğin cezalandırılmasını bekliyoruz.”

O İsmin Yeni Hezeyanları

Teğmenlerin dosyasının görüşüleceği yarınki Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu toplantısına dört gün kala ASDER’den bir ses daha yükseldi.

İki yıl önce Gazeteci-Yazar kardeşim Barış Terkoğlu’nun tanıttığı eski bir deniz yüzbaşı olan bu ses uzun yıllar Akit grubunda yazan Dr. Vehbi Kara’ydı. Terkoğlu, onun TSK’dan “Fetullah Gülen mensubu olması” nedeniyle atıldığını, ayrıca “Atatürkçülüğün anayasadan çıkarılıp ilk üç maddede değişiklik yapılmasını istediğini, Yunanistan ile savaşa ‘Kurtuluş Savaşı’ denmesine karşı çıktığını”, “‘Mehmetçik erkek gibi görünmediği’” için “SADAT’ın ‘sakallı ordu’ projesini savunduğunu” anlattı.

Dr. Vehbi Kara’nın teğmenlerle ilgili 12 Ocak tarihli yazısına gelelim.

Kara, “Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Askeri Darbe İçin Vardır” başlıklı yazısında; Türkiye’nin her 10 yılda bir askeri darbe ile karşılaştığını, bu darbelerin tamamında da azmettirici rolünü ABD’nin üstlendiğini belirttikten sonra darbecilere karşı alınan ve alınması gereken tedbirlere değindi.

Genelkurmay Başkanlığı’nın MSB’ye bağlanması ve alınan diğer bazı tedbirlerin önemli olduğunu, ama ABD’nin darbeci geleneğini sürdürmesine engel olamayacağını savunan Kara, askeri, özellikle de zırhlı birliklerin şehirlerin dışına çıkarılıp ülke savunması açısından stratejik bölgelere kaldırılmasını” istedi.

Hızını alamayan Kara, Erdoğan’ın komutanlarının askeri darbe için seçilmiş subaylar arasında olduğunu iddia ettiği Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nı lağvedememesinden yakındı.

Yıllardan beri askeri darbelerin odak noktası olmakla” suçladığı Kara Harp Okulu için de şu öneride bulundu:

Kara Harp Okulu’nun başkent Ankara’dan çıkarılarak Anadolu’nun yiğit insanlarının bulunduğu yerlere taşınması gereklidir. Bu maksatla Erzurum gibi bir şehrimize taşınması bence çok yerinde olacaktır.”

Gidişata bakılırsa, “TSK’yı toptan lağvedin” demeleri de yakındır!..

Üç Asker Üç Söz

TSK’ya yönelik kumpaslar üzerine 2009’da canından vazgeçen Öğretmen Yarbay Ali Tatar’ı hatırlıyoruz, değil mi?

Bu şekilde giderseniz ne yönetecek bir ordu ne yaşayacak bir ülke ve cumhuriyet bulacaksınız.” demişti.

Peki iki yıl önce Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen Pençe-Kilit Harekâtı’nda PKK’lı töreristlerin açtığı taciz ateşi sonucu şehit düşen Teğmen Duabey Onur Öztürkmen’i hatırlıyor muyuz? Sadece 1 yıl önce Kara Harp Okulu’ndan mezun olduğunda göğsünü gere gere şunu söylemişti:

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün açmış olduğu yolda ilke ve devrimleri doğrultusunda devletimizi muasır medeniyetler seviyesine çıkartmak için subay olduk.”

Vasiyeti de şöyleydi:

Tüm kıyafetlerimi yoksul insanlara verin. Fakirlik nedir bilirim. Anneme sonradan söyleyin. Bu haberi kaldıramaz. Yaşayamadığım bir gençliğim var benim. Doğru düzgün gidemediğim.”

Ya geçen Mart’ta intihar eden Yarbay Gökhan Ünyeli?!

Veda mektubunda genç subay ve astsubaylara, “Türk askerinin şerefine yönelik saldırıların daha da artacağı”, “yargılanmayan veya idari tedbir uygulanmayan asker şahıs kalmayacağı” uyarısında bulunmuş ve son olarak “Türk Milleti’nin, kendi evlâtları olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne tekrar sahip çıkmasını” dilemişti.

Atanmadığı için intihar eden öğretmenlerimize, torpili olmadığından mülakatlarda elenen gençlerimize, çareyi yurt dışına gitmekte bulan evlâtlarımıza sahip çıkamadık… Keşke teğmenlerimize sahip çıksak ve bu bir başlangıç olsa!..

Müyesser YILDIZ
15 Ocak 2025

Kategori:Uncategorized