24 Haziran seçimleri vesilesiyle “Kırmızı çizgiler” hatırlanıp, “Vatan”ın önemi vurgulanıyor.
Son 16 yılda dış politika ve bölücü terörle mücadelede silinen “Kırmızı çizgiler”, casusluk örgütü “FETÖ”nün bu dönemde devlete yerleşip, büyümesi bir yana;
Nelerimiz satıldı, onları hatırlayalım:
– ERDEMİR, İSDEMİR, PETKİM, TÜPRAŞ, SEKA , TELEKOM
– Cam ve çimento fabrikaları
– Eti Alüminyum Fabrikaları.
– Gübre fabrika ve depoları
– TEKEL’in tüm tesisleri
– Sümerbank
– Fosfat İşletmeleri
– Et ve Balık Kurumu tesisleri
– TEDAŞ başta olmak üzere tüm elektrik dağıtım şirketleri
– 90 civarında elektrik santrali, onlarca termik santral
– Maden sahaları
– Yerli ve milli bankaların hisseleri, sigorta şirketleri
– Denizcilik işletmeleri, limanlar, gemiler
– Türk Hava Yolları
– Turizm ve dinlenme tesisleri
– Emekli Sandığı işletmeleri
– ASELSAN, HAVELSAN hisseleri
Bunlara birer satırlık başlık olarak bakmayın. Her birisinin altında yüzlerce fabrika, makina-teçhizat ve çok değerli araziler var.
Ya yabancılara satılan topraklar; Milyonlarca metre kare!..
Satılanlar dışında bir de kapatılan işletmeler var. Sadece tütün işletme müdürlüklerine bakalım:
“Adana, Adıyaman, Besni, Kahta, Malatya, Akçaabat, Akhisar, Aydın, Muğla, Milas, Bafra, Batman, Bekirhan, Beşiri, Kozluk, Kurtalan, Sason, Bitlis, Bursa, İnegöl, Hamdibey, Denizli, Acıpayam, Güney, Tavas, Buldan, Kale, Diyarbakır, Silvan, Bismil, Hatay, İskenderun, Yayladağ, Altınözü, İstanbul, İzmir, Cumaovası, Kemalpaşa, Tuzla, Yazıbaşı, Manisa, Kula, Salihli, Sarıgöl, Selendi, Osmancalı, Saruhanlı, Muş, Samsun, Tokat, Erbaa, Gümüşhacıköy, Taşova Yaprak Tütün İşletme Müdürlükleri ve Diyarbakır Yaprak Tütün İşletme Fabrikası Müdürlüğü.”
-Ben Ülkemi Pazarlamakla Mükellefim-
Ez cümle; Elimizde kala kala “Kıraathane” kaldı ki, iktidar seçimler için bu vaadde bulunuyor.
Bir de “Çağrı merkezleri”!.. Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan geçen hafta Iğdır’da, “Üniversite demek fabrika demektir” tespitini yaptıktan sonra, “Iğdırlı gençlere iş imkanı için çağrı merkezi yapacağız demiştim. Artık son aşamaya geldik. Iğdırlı gençlerden başvurular alınmaya başlandı. Bir ay içerisinde bunları da bitirip Iğdırlı gençlerin çağrı merkezinde çalışmasını sağlamış olacağız” müjdesi verdi.
Bu acı tabloyu özetlememizin sebebi mi?
Erdoğan’ın, dün Ankara mitinginde şunları söylemesi:
“Görüyor musunuz bir tanesi çıkmış Külliye’yi satacak. Bir tanesi çıkmış Çankaya’yı satacak. Bunlar şaşırmış. Bunlara kalsa, bunlar bu ülkeyi de satar.”
Tüm tepkilere rağmen kalan son Şeker Fabrikalarının şakır şakır satıldığı bir sırada “Külliye’nin satışı” ile dertlenmek, ne yaman çelişkidir!..
Demek Külliye, yukarıda sıraladığımız tesisler, fabrikalar, limanlar, arazilerden daha kıymetli ve önemli!..
Cumhuriyet’in tüm birikimlerini satmak hak, devr-i iktidarlarında yapılanları satmak suç, öyle mi?..
Külliye’ye satmayı düşünmek, “Vatanseverliğin” ölçüsü ise o muazzam satışlar neyle izah edilir?..
Ve dahi bu suçlamadan sonra, “Ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim” veya “T.C.’yi A.Ş. gibi yönetmek istiyorum” sözleri akla gelmez mi?!.
Müyesser YILDIZ
10 Haziran 2018
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/sarayi-satmak-vatani-satmaksa-cumhuriyetin-tum-birikimlerini-satmak-nedir-10061826.html