TSK’yı çökertme amaçlı kumpas davalar sürecinde çok acılar yaşandı, çok canlar gitti.
O canlardan birisi de Mamak Askeri Cezaevi’nde çocuklarının gözleri önünde beyin kanaması geçirip, hayatını kaybeden Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp’ti.
Özenalp’in bu acı kaybından 4 yıl sonra ailesine yargı eliyle ikinci bir acı daha yaşatıldı ve merhumun ruhu sızlatıldı.
Olay şuydu:
Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz kumpas davası kararını bozmasından sonra İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yeniden yargılama beraatle sonuçlandı. Tabii göremese de Özenalp de beraat etti.
Beraat kararının ardından mirasçıları sıfatıyla eşi Sema Özenalp, oğlu Batu ve kızı Duru, 2015’te madde-manevi tazminat davası açtı.
Ankara Sincan Batı Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 16 Haziran 2016’da sonuçlandı. 2 bin 601 lira 36 kuruş maddi tazminatın yanısıra eşi Sema Özenalp için 300 bin, çocukları Batu ve Duru için de ayrı ayrı 150 bin lira manevi tazminata hükmedildi. Yani toplam 602 bin 601 lira 36 kuruş!..
Hem Özenalp Ailesi, hem de Maliye Hazinesi kararı temyiz etti.
Dosya Yargıtay 12. Ceza Dairesi’ne geldiğinde, Savcı, yerel mahkeme kararının onanması yönünde görüş bildirdi.
Ancak 12. Ceza Dairesi geçen Ekim ayında oybirliği ile aldığı kararla, Özenalp’in mirasçılarının dava açma hakkı olmadığı gerekçesiyle, kararın bozulmasını istedi. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’ne göre, merhum Murat Özenalp’in ölmeden önce dava açması veya ailesine vasiyette bulunması gerekiyordu!..
-“Biz Eziyet Yaşamadık Öyle mi?”-
İşte bozma kararının ardından dava, bugün Sincan Batı Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görüldü.
Rahmetli Murat Özenalp’in annesi Samiye Özenalp, eşi Sema Özenalp, cezaevi arkadaşları, TESUD yöneticileri, Vardiya Bizde Platformu temsilcileri oradaydı. Ancak ilk kez hiç tanımadığımız, duruşma haberini okuyup, gelen üniversite öğrencileri ve emekli öğretmenler de vardı.
Duruşma başlangıcında Mahkeme Başkanı, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin bozma kararını özetledikten sonra ilk olarak Sema Özenalp’in beyanını aldı. Acılı eş, yutkuna yutkuna şunları söyleyebildi:
“Çocuklarım adına buradayım. Biri 5, diğeri 12 yaşındayken 3 yıl boyunca babalarını cezaevinde görebildi. Maalesef babaları gözlerinin önünde vefat etti, bu vefatı izlemek durumunda kaldılar. Bunun geri dönüşü asla olmayacak ve ömür boyu yaşayacaklar. Bu yaşananların bizler için ‘eziyet’ olmadığı yönünde karar verilmesine üzüldüm. Çocuklarımın bundan sonraki hayatının biraz kolaylaşması için kararınızda direnmenizi istiyorum.”
-“Bu Karar Vicdanları Acıtmadı, Kanırttı”-
Sema Özenalp’ten sonra söz alan Avukatı Şule Nazlıoğlu Erol, Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz kararını bozmasının ardından davanın İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görüldüğünü ve beraatle sonuçlandığını hatırlattı. Bu karar üzerine mirasçıların mahkemeye başvurduğunu, mahkemenin de merhum Özenalp için ayrıca, “Tutuklulukta geçirilen süreler yönünden ve önceki mahkumiyet kararının kısmen infaz edilmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararlarla ilgili olarak tazminat davası açma haklarının bulunduğu” şeklinde bir karar aldığını vurgulayan Av. Nazlıoğlu şöyle devam etti:
“Kaldı ki, Murat Özenalp vefatından önce Anayasa Mahkemesi’ne hak ihlali nedeniyle bireysel başvuruda bulundu ve bu başvuru kabul edildi. Müteveffa Özenalp, o başvurusuyla yaşadığı hak ihlalini ve sonuçlarını ortadan kaldırmayı amaçladığından, bu aynı zamanda yaşadığı mağduriyete yönelik tazminat isteme iradesini açıklamış olması anlamına gelmektedir. Özetle Özenalp, dava açma iradesini sergilemiştir. Onunla beraber hapiste yatan amiraller de burada. İsterseniz onları da tanık olarak dinleyebilirsiniz. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı ortadadır. Bu mahkeme devletin bir organıdır, kararı da kesinleşmiştir. Siz doğru bir karar verdiniz, ancak Şimdi Yargıtay 12. Ceza Dairesi, ‘Dava açma hakkınız yok’ diyor. Bu karar vicdanları acıtmadı, kanırttı. Size Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 1976 yılındaki bir kararını okumak istiyorum. Kararda, ‘Hakim insana, tabiata, gerçeğe, olağana sırt çevirmeden ve katı kalpler içinde sıkışıp kalmadan, uyuşmazlığa insan kokusu taşıyan bir çözüm getirmek zorundadır’ diyor. Devletin içinde kümelenmiş namussuz bir çete yüzünden önce özgürlüğünü, sonra hayatını kaybeden bir insandan söz ediyoruz. Hukuki gerekçeleri bir yana bıraksak bile, Yargıtay’ın bozma ilamının, bu davaya insan kokusu taşıyan bir çözüm getirmediğini, müvekkillerin yaşadığı mağduriyete sırt çevirdiğini düşünüyoruz. Yargıtay’ın mantığını asla anlamıyoruz. Lütfen kararınızda direnin.”
Beyanların ardından Savcı, kararda direnilmesi yönünde mütalaa verdi. Mahkeme de Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin bozma kararına karşı oybirliğiyle önceki kararında direnmeyi kararlaştırdı.
Bu karar, anne Samiye Özenalp başta olmak üzere herkes ağlatırken, Av. Şule Nazlıoğlu Erol da gözyaşları içinde, “Bu ülkede hakimler olduğunu gösterdiğiniz için teşekkür ederim” dedi.
Samiye Özenalp de heyete, “Sayın hakimler, sayın savcı, yetimlerimi mağdur bırakmayın” diye seslendi.
Hakkı teslim edildiği için ağlamak!.. İşte “adaletimizin” geldiği yer!..
Dava bundan sonra Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gidecek.
Bakalım orası da acılı Özenalp Ailesinin anasının ak sütü gibi helâl olan bu hakkını teslim edecek mi?
Müyesser YILDIZ
8 Ocak 2019
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/davada-herkes-gozyaslarina-boguldu-08011952.html