Astsubay M.O.A. 15 Temmuz’da Kara Harp Okulu’nda kursiyer subaydır. O da komutanları tarafından “güvenli bölge” denilerek, çatışmaların yaşandığı Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’na götürülür.
Diğer kursiyerler gibi o da tutuklanır ve 21 ay hapiste kalır.
Kasım 2016’da KHK ile TSK’dan ihraç edilir.
Mahkeme tam 1 yıl önce bütün haklarının iadesini de kapsayacak şekilde beraatine karar verir.
Eski Astsubay M.O.A. bu karar sonrası göreve iade edilmesi için OHAL Komisyonu’na başvurur. Komisyon Mayıs 2018’de göreve iadesine karar verir.
Ancak Milli Savunma Bakanlığı, bu kararı 6 ay boyunca uygulamaz.
Avukatı, Bakanlığa başvurup, sebebini sorar.
Bu başvurudan birkaç ay sonra M.O.A’ya Ankara’dan telefon gider ve ihraçtan önceki görev yeri İzmir dışında, Ankara’daki bir başka birlikte göreve başlaması için sözlü tebligat yapılır. Yeni görev yerinin MSB Ankara Tedarik Bölge Başkanlığı olduğu bildirilir. M.O.A. Ankara’ya gelir, yazılı tebligata göre, MSB Araştırma Merkezi’ne atanmıştır.
-TSK’dan İkinci Kez Atılmış Oldu-
Sorun şuradadır; M.O.A. önceki statüsü olan Astsubay değil, sivil memur olarak atanmıştır. O artık “Mal saymanlığı hesap sorumlusu”dur.
Sözkonusu görevlendirmeyi kabul etmez, ama müstafi sayılıp, atanma hakkının düşmemesi ve hak kaybına uğramamak için fiilen işbaşı yapar.
Burada M.O.A.’ın başına gelenlere ara verip, hukuki durumu özetleyelim.
Evet, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’la, “Araştırma merkezlerinin” kurulması kararlaştırıldı. Bu merkezlerin görev, yetki ve sorumlulukları, kurulacağı iller, çalışma usul ve esasları ile diğer hususların ise ilgili bakanlık tarafından yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenleneceği öngörüldü. Ancak Kanun’da göreve iade edilip, araştırma merkezlerinde görevlendirileceklerin “sivil memur” olarak atanabileceğine ilişkin bir ibareye yer verilmedi.
Düşünün; Beraat etmiş, OHAL Komisyonu görevine iade edilmesine karar vermiş, ama M.O.A. adeta ikinci kez TSK’dan atılarak, sivil memur yapılıyor.
“O zaman beraatin ne anlamı kalıyor? Beraatin de hükmü yoksa, bu yargılamalar niye yapılıyor?” diye sorup, işin daha da vahim kısmına geçelim.
-Yönetmelik Resmi Gazete’de Yayınlandı mı?
M.O.A.’ın memur olarak atanması üzerine Avukatı, yine Milli Savunma Bakanlığı’na başvurur, beraat ve göreve iade kararları ile OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu Kanunu’ndaki hükümleri hatırlatıp, bu atamanın dayanağını sorar.
Milli Savunma Bakanlığı, Avukata OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu Kanunu kapsamında çıkarılan “Araştırma Merkezlerinin Kurulması ve Çalışma ve Uzul ve Esasları Hakkında Yönetmeliği” gönderir.
İlginç olan, 4 sayfalık yönetmeliğin sadece 3 sayfasının gönderilmesidir.
İlk sayfası, yani “Künye” denilen başlık, tarih, sayı, Resmi Gazete’de yayınlanma tarihi vs. olması gereken sayfası ise yoktur.
Özetle, yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayınlanıp, yayınlanmadığı meçhûldür.
Bunun üzerine Avukat, bu defa Danıştay’a dava açıp, hem kendilerine gönderilen yönetmeliğin, “Kanunun öngörmediği aleyhte düzenlemeler içerdiğini, böylece yasama alanına müdahale edildiğini” savunur, hem de yönetmeliğin künyesinin bulunduğu ilk sayfasının gönderilmediğine dikkat çekerek, “Bu yönetmeliğin Bakan’ın hangi tarih ve sayılı oluruyla ilan edildiği, ilanın neden Resmi Gazete yerine iç işleyişte işlem evrakı içerisinde ek olarak bildirildiği tarafımızca bilinmemektedir” der.
Neticede de Milli Savunma Bakanlığı’nın savunması alınana kadar M.O.A. hakkındaki atama işleminin geçici olarak durdurulmasını, sözkonusu yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayınlanıp yayınlanmadığının sorulmasını, yayınlandıysa Resmi Gazete suretinin getirtilmesini ve şayet böyle bir yönetmelik varsa, kanunu aşan ilgili maddesinin iptal edilmesini talep eder.
Hemen şunu belirtelim, sorun sadece M.O.A. ile ilgili değil. Benzer durumdaki 14 kişinin, keza Jandarma’da bırakın kovuşturma açılmasını veya hapis yatmasını hakkında takipsizlik kararı verilen 4 kişinin daha sivil memur olarak atandığını öğrendik.
Milli Savunma Bakanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı’nda böyle bir uygulama yapılırken, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda beraat edenlerin asker olarak görevlerine döndüğünü de kaydedelim.
Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın Metastaz kitabında yazdığı gibi, “FETÖ’ye kurtaran isim olarak bilinen, firari FETÖ çatı davası sanığı Bank Asya ve Zaman Gazetesi’nin sahiplerinden Ali Çelik’le tam 93 telefon görüşmesi ortaya çıkan” İsmail Rüştü Cirit yeniden Yargıtay Başkanlığı’na seçilmişken, hiçbir anlamı yok, ama yine de soralım:
Beraat hükümlerini, hükümsüz kılan bu uygulamaların mantığı nedir?
Ve devlette “Korsan yönetmelikler” mi yürürlüktedir?
Müyesser YILDIZ
11 Şubat 2019
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/cirit-yeniden-yargitaya-baskan-olurken-beraat-eden-askerlerin-basina-neler-geldi-11021902.html