İçeriğe geç

Erdoğan’ın Saray’da Kabul Edip Kutladığı Pilot Neyle Suçlandı?

Şemdinli’den sonra TSK’ya kurulan ikinci kumpas “Atabeyler”di. 2006’da Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli Kurmay Kıdemli Kara Pilot Yüzbaşı Murat Eren’in dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast düzenleyeceği iddia edildi. Eren, TSK’dan atıldı, yıllarca hapis yattı, örgüt ve suikast suçlamalarından beraat etti, ama 13 yıldır adaleti arıyor.

“Atabeyler” kumpası gündeme geldiğinde, medyaya yansıyan/yansıtılan haberleri hatırlayalım.

Akşam saatlerinde gelen “Son dakika” haberinde, Erdoğan’a suikast yapacak olan “Atabeyler Çetesi”nin ortaya çıkarıldığı, silah ve patlayıcılar bulunduğu bildirildi. Aynı saatlerde Genelkurmay önüne çağırılan bir gazeteciye, “İşte çetenin üzerinden çıkan krokiler” denilerek, Erdoğan’ın kullandığı güzergâhın krokileri verildi.

Yapılan aramalarda ele geçen krokiler arasında Erdoğan’ın evinin krokilerinin de olduğu bildirildi.

Şimdi “FETÖ”den tutuklu dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer, “Atabeyler operasyonu var ya, ele geçirdiğimiz mühimmat ve planlar, Başbakan’a nerede nasıl saldırılacağını gösteriyordu. Çok netti. Bunun dört dörtlük bir suikast girişimi olduğunu Başbakan’a dahi anlatamadılar” dedi.

Murat Eren’in Genelkurmay Askeri Savcılığı’na verdiği ifadede, “Erdoğan’ın danışmanı Cüneyt Zapsu, Gazeteci Mehmet Ali Birand, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun oğlu Murat Aksu ve Mehmet Ali Erbil’i hedef aldıklarını”, ayrıca “BİM mağazalarına bomba koyarak ses getirmeyi planladıklarını” söylediği yazıldı.

Eren, Erdoğan Şemdinli’ye gittiğinde, ona eşlik eden pilotlardan biriydi, ama işte böyle mahkemeye çıkmadan hükmü verildi. Bu suçlamalardan ancak 6 yıl sonra beraat edebildi.

-Balyoz’daki “Erdoğan’a Suikast” Teşebbüsü-

Bir başka “Erdoğan’a suikast” teşebbüsü iddiasına geçelim.

27 Ekim 2004’te alçak uçuş yapan bir savaş uçağı, Erdoğan’ın Ankara’daki evine 200 metre uzaklıktaki bir caminin minaresine çarpıp, hilali kırdı. Olay sonrasında Genelkurmay ve Hava Kuvvetleri, 29 Ekim provası sırasında istem dışı bir temas yaşandığını duyurdu.

Yapılan soruşturma sonucunda Askeri Savcılık takipsizlik kararı verdiği halde olay 2009’da Balyoz kumpasıyla birlikte yeniden gündeme getirildi. Medyada, şöyle haberler yayınlandı:

“Erdoğan’a 2004’te kısmi darbe!.. Balyoz planı karanlıkta kalan olayları gün ışığına çıkarıyor. En çarpıcı örneği Erdoğan’ın evinin üstünde uçurulan jetler…”

“Balyoz planı kapsamında hükümete gözdağı uçuşuydu…”

“Balyoz planı, 27 Ekim 2004 tarihinde Ankara’da F-4 savaş uçaklarıyla Başbakan Erdoğan’ın evinin üstünde yapılan alçak uçuşları akıllara getirdi. 5-7 Mart 2003 tarihli darbe planının içinde yer alan Oraj hava harekat planı kapsamında hükümetin sıkıyönetim ilân etmesi sağlanıncaya kadar faaliyetlere aralıksız devam edilmesi öngörülüyor…”

“Balyoz Harekât Planı’nı, ‘Hukuk dışı girişimlere izin vermeyeceğiz’ diye eleştiren Başbakan Erdoğan imalı konuştu: Siz zannediyor musunuz ki, biz bunları hiç duymuyoruz. Ama biz işimize baktık. Ne yazık ki, onlar da işlerine baktılar…”

Bu haberlerden sonra şimdi “FETÖ üyeliği” ve Kozmik Oda kumpasından hapis cezasına çarptırılan dönemin Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, 2004’teki alçak uçuşu yapan iki pilotu “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağırdı. Savcı Bilgili’nin, “Pilotların emri kimlerden aldığı ve alçak uçuş talimatını kimin verdiğini tespit edeceği” vurgulandı.

Nihayetinde Balyoz’un da bir kumpas olduğu ortaya çıktı, ama işte o vakitler yine böyle peşin peşin hüküm verildi.

-Yıl 2019: Bir Pilot Yüzbaşıya Daha Aynı Suçlama-

Bunları hatırlatmamızın sebebi mi?

Yaklaşık 7 ay önce gözaltına alınıp, tutuklanan bir pilot yüzbaşının dosyası.

2008’den beri Konya 3. Ana Jet Üssü’nde Türk Yıldızları Akrobasi Timi’nde görevli Yüzbaşı Ali Onur Adalı hakkında, “FETÖ’cü pilottan ‘alçak’ savunma” başlığıyla medyada şöyle haberler yapıldı:

“FETÖ’den tutuklanan Türk Yıldızları pilotuna, 30 Ağustos 2015 yılındaki 30 Ağustos törenlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu protokol tribünün üzerine yaklaşık 20 metre yaklaşarak yaptığı alçak uçuş soruldu. Zanlı, uçaktaki bir arıza nedeniyle protokolün dumanla kaplandığını, alçak uçuşla herhangi bir kastının olmadığını ileri sürdü.”

Dosyada henüz gizlilik kararı vardı. Eşi şu açıklamayı yaptı:

“Yazılı ve görsel basında yapılan haberler gerçeği yansıtmamaktadır. 30 Ağustos 2015 tarihli alçak uçuş gösterisini, bu tarihten önceki ve sonraki tüm alçak uçuş gösterilerinde olduğu gibi, akrobasi ruhuna ve görev gerekliliklerine uygun olarak icra etmiş ve başarıyla sonlandırmıştır. İddia edildiği gibi, ‘uçağım arıza yaptı’ gibi bir olgu ve savunma söz konusu değildir.”

Yukarıda söz edilen, “Erdoğan’a suikast” iddialarından dolayı, bu dosyayı takibe almak gerekiyordu, öyle yaptık.

Yüzbaşı Adalı’nın iddianamesi çıktı. İlk duruşması da yarın Konya’da yapılacak.

İddianameye gelmeden önce;

Öğrendik ki, hem polis hem savcılık sorgusunda 30 Ağustos 2015’teki alçak uçuş sorulmuş. O da işinin zaten alçak uçuş olduğunu, bundan daha alçak uçuşlar yaptığını, o gün protokolün üstündeki tentenin üzerinde uçtuğu takdirde göremeyecekleri için hareketin başladığı yerdeki Türk Telekom bina inşaatındaki vinci ve hareketin bitiş noktasındaki kız yurdunu hesap ederek, uçuşu gerçekleştirdiğini anlatmış.

Dahası, bu gösteriden sonra 29 Ekim resepsiyonunda Külliye’de Erdoğan tarafından kabul edilip, tebrik edildiğini belirtmiş.

Sonuç; Bu olaya iddianamede yer verilmedi, ama soruşturmayı yürütenler tarafından sızdırılan bilgiler ve medyamız sayesinde bir anlamda o da “Erdoğan’ın suikastçısı” olarak tanındı.

Yüzbaşı Adalı’ya yöneltilen tek suçlama bu değil, ankesör ve ardışık arama da var.

Sorguda, mahrem imamla çakışması olduğu söylenmiş. Ancak uzun aramalardan sonra dosyasında böyle bir aramanın bulunmadığı ortaya çıkmış.

İddianamedeki ankesör ve ardışık arama suçlamasına gelince;

Türk Yıldızları’nın başarılı pilotlarının başında geldiği için, grubu temsilen birçok televizyon programına, seminere katılmış, röportaj vermiş, epey hayran kitlesi olan ve bu yüzden çok aranmış biri. Sabit hatlarla tam 2 bin 965 görüşmesi var.

İşte bu görüşmelerden sadece 40’ından dolayı suçlanıyor. Ki, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma kapsamında 4 kişi ile 10 ardışık araması sorgulandığı halde Konya soruşturmasında bu sayı 40’a çıkmış.

Sözkonusu aramalardan birisi bir pilot arkadaşıyla çakışıyor. Tarihi 29 Ekim 2015. Yani Adalı, Külliye’deyken. Ancak daha ilginci, diğer pilotun dosyasında sadece o gün değil, o aya ait HTS kayıtları yok.

Dahası analiz raporunda yer alan suçlama konusu aramaların büyük bölümü Adalı’nın cep telefonu kayıtlarında gözükmüyor.

Başka; Bir numarayla görüşürken, eş zamanlı ankesörden aranmış ve onunla da konuşmuş gibi kayıtların bulunması… “Ardışık arama” denilen aramanın, diğer şüpheli askerin cep telefonu kaydında olmaması… Ardışık arandığı belirtilen askerlerden birisinin o tarihte Konya’da görevli olmayıp, buraya 3 yıl sonra atandığının tespit edilmesi vs.

İşte 2006’dan 2019’a ülkemizde yaşananlara ilişkin küçük bir kesit.

Var mı, soruşturma ve medya zihniyetinde bir değişiklik?

Müyesser YILDIZ

1 Temmuz 2019

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/erdoganin-sarayda-kabul-edip-kutladigi-pilot-neyle-suclandi-01071927.html

Kategori:Uncategorized