BOP’la planlanan, Irak’ın işgâli ile uygulamaya konulan “Büyük Kürdistan” görünümlü “Büyük İsrail” projesinin başlangıcı Kerkük, bitimi Kıbrıs’tır.
Irak’ın işgâlinden beri Kerkük’te olanları biliyoruz. Bin bir türlü oyun ile bu kadim kentin sahibi Türkmenler azınlık durumuna düşürüldü… Burasını “Kürdistan’ın kalbi” ilân eden Mesut Barzani, “Türkiye Kerkük’e karışırsa, biz de Diyarbakır’a karışırız” dedi… 2014’te IŞİD bahanesiyle Barzani Peşmergeleri Kerkük’e girdi. Irak merkezi hükümetinin 2017’deki müdahalesi ile Peşmergeler Kerkük’ten çıkarıldı, ama gözleri hâlâ orada ve Peşmergelerin yeniden girişi için fırsat kollanıyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geçtiğimiz 29 Nisan’da Irak’taydı. Iraklı mevkidaşı Muhammed Ali el-Hekim’le görüşmesinden sonra Musul ve Basra’daki konsolosluklarımızın yeniden açılması için gerekli izinlerin verildiğini belirtip, “İlaveten Necef ve Kerkük’te de başkonsolosluklar açmak istiyoruz. Necef’le ilgili izin çıktı. İnşallah Kerkük konusunda da birlikte çalışacağız” dedi.
15 gün önce Saray’da Büyükelçilere hitabında aynı konuya değinip, Kerkük ve Necef’te konsolosluk açma talebimizin Irak makamlarına iletildiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Irak’ın toprak bütünlüğüne verdiğimiz önemi yalnızca sözle değil, eylemlerimiz de ortaya koyduk. Türkmen kardeşlerimizin sıkıntılarını her fırsatta dile getiriyoruz. Türkiye olarak daima yanlarında olduğumuzu bilmelerini istiyoruz.”
Erdoğan, PKK’yla mücadele konusunda da şunları söyledi:
“PKK denilen çıban başını Irak topraklarından koparıp, atmakta kararlıyız. Kuzey Irak’ta yürütülen Pençe harekâtı başarıyla devam ediyor. Irak ve İran yönetimleriyle terörle mücadele konusunda hemfikiriz.”
Aylardır gündemde, ama Kerkük’te Başkonsolosluk açılması konusunda hiçbir gelişme yok!..
-Erdoğan: Barzani İhanet Etti-
Çavuşoğlu’nun Haziran ortalarında “Barzanistan”a da bir ziyareti oldu. Ziyaretin sebebi yeni devlet başkanı Neçirvan Barzani’nin yemin töreninde Türkiye’yi temsil etmesiydi. Çavuşoğlu’nun, törende “Kürdistan şehitleri” için saygı duruşunda bulunduğu hatırlanacaktır. Ancak orada bir şey daha oldu, törende konuşan eski başkan Mesut Barzani, “Kürdistan ve Federal Irak hükümetlerinden”, “Tartışmalı bölgeler sorununu çözüme kavuşturmalarını” istedi.
Barzani’nin, “Tartışmalı bölgeler” dediği yerler neresi; Kerkük başta olmak üzere Selahaddin, Diyala ve Musul…
Çavuşoğlu, törenden sonra Mesut Barzani’yle de bir görüşme yaptı.
Erdoğan’ın, 2017’de Barzani’nin düzenlediği sözde bağımsızlık referandumuyla ilgili olarak, “Referandumu Kuzey Irak yönetimi gerçekleştiriyor, tek desteği İsrail veriyor, daha sandıklar açılmadan kutlamayı PKK’lılar yapıyorsa, orada masumiyet de meşruiyet de yoktur, bu böyle bilinsin. Özellikle Türkmen ve Arap nüfusun çoğunlukta olduğu yerlerde nüfus kayıtlarının imhasından zorla göçe kadar her türlü hukuksuzluğun yaşandığı bir sürecin ardından yapılan bu referandumu meşru kabul etmek mümkün değildir. Açıkçası biz son ana kadar Barzani’nin böyle yanlışa düşeceğine ihtimal vermiyorduk, demek yanılmışız. İlişkilerimizin tarihteki en iyi seviyesinde olduğu bir dönemde, önceden hiçbir danışma ve görüşme yapılmadan alınan bu karar, açıkçası ülkemize ihanettir” dediğini hatırlatıp, devam edelim.
-Barzani: PKK’yla Mücadeleye Gücümüz Yetmiyor-
“Barzanistan” ve PKK ilişkisini uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. 2000’li yıllarda, “PKK’yla mücadeleye gücümüz yetmiyor” gerekçesine sığınan bölge yöneticileri, daha sonra Türkiye ile PKK arasında arabuluculuğa soyunup, “Siyasi çözüm” istediler.
Bırakın geçmişi, daha dün “Barzanistan” hükümeti sözcüsü, Türkiye’nin bölgede yürüttüğü operasyonlarla ilgili bir açıklama yapıp, “Türkiye hükümeti ve PKK’den Kürdistan Bölgesi vatandaşlarının zarar görmelerine neden olmamalarını istiyoruz” dedi.
Peşmergelere gelelim. Irak Anayasası’na göre, sadece “Barzanistan”ın iç güvenliği ve asayişinden yetkili olan bu güçlerin “Ordu” haline getirilmesi çalışmaları sürüyor.
Bunlara ilave olarak 2012’den beri NATO ve ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon, IŞİD’e karşı savaş için “Rojava peşmergeleri” denilen binlerce peşmergeyi eğitiyor. Irak’ın Suriye sınırına konuşlanan bu güçlerin “Suriye Kürdistanı” için hazırlandığı da biliniyor.
-Mektubun Zamanlaması ve Muhatabı-
Bunları neden mi hatırlattık ve anlattık?
Türkiye ile ABD arasında Suriye’nin kuzeyinde “Güvenli bölge” kurulması pazarlıkları sürerken ve Kerkük seçimlere hazırlanırken, bir mektuptan söz edilmeye başlandı.
İddiaya göre, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, artık sadece parti (KDP) lideri olan Mesut Barzani’ye bir mektup yazmış.
Mektubu gündeme taşıyan bölge medyası; Çavuşoğlu’nun, Barzani’den, “Irak ve peşmerge güçlerinin birleşmesine izin vermemesini” istediğini öne sürdü.
Bu talebin gerekçesinin ise şunlar olduğu belirtildi:
– Böyle bir gücün oluşması, Türk askerlerinin Türkiye-Irak sınırında rahatça hareket etmesini engeller…
– Peşmerge güçleri ileride Irak Ordusu’na katılabilir…
Yine iddialara göre; Çavuşoğlu, Barzani’den KDP’nin, Kerkük’e dönmemesini ve Türkiye’nin istekleri yerine getirilmeden Kerkük sorunun çözülmemesini de istemiş.
Üç gün geçti, hem zamanlaması hem de muhatabı itibarıyla son derece ilginç olan bu mektubu ve yazılanları yalanlayan çıkmadı.
O halde soralım:
– Ankara Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmaktan vazgeçip, “Barzanistan”ın bağımsızlığına katkıda bulunmak için bir adım daha mı atıyor?
– Bizzat Erdoğan’ın “İhanet etti” dediği Barzani, PKK’yla mücadelede yine güvence haline mi geliyor?
– Kerkük nasıl Barzani’nin meselesi olarak görülüp, “Çözüm” o adreste aranabiliyor?
– Mektubun Suriye’nin kuzeyine ilişkin pazarlıklar, özellikle de “Roj peşmergeleri” ile herhangi bir ilgisi var mı?
Müyesser YILDIZ
20 Ağustos 2019
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiyeye-ihanet-eden-barzaniye-gonderilen-mektubun-sirri-ne-20081907.html