Türkiye Emekli Subaylar Derneği Başkanı emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş da siyasi davaların ve müebbetlik cezaların kaynağında Büyük Ortadoğu Projesinin bulunduğunu söyledi. İktidarın “analar ağlamasın” sloganı ile yürüttüğü PKK açılımını da eleştiren Karakuş, şu dikkat çekici örneği verdi:
“Hz.Peygamberimiz, Bedir Savaşı’nda kendisinden kat kat üstün kuvvetlere karşı ‘Aman analar ağlamasın’ diye müzakere istememiş, mücadele etmiş ve şanlı bir zafer kazanmıştır. Bu suretle haklı mücadelenin ileride anaları daha az ağlatacağını göstermiştir.”
Tutuklu yakınları bayram arası vermeden, Sessiz Çığlık eylemini bugün de sürdürdü. Oysa aynı saatte Sincan ve Mamak’ta bayram görüşleri vardı. Buna rağmen, aileler hem cezaevine, hem Sakarya Meydanı’na yetişmeye çalıştı.
Bugünkü eylemde önce emekli Albay İbrahim Aydıntan, Vardiya Bizde Platformu’nun şu açıklamasını okudu:
“Bizler kendi ülkesinde tutsak edilmiş yurtsever aydınların yakınları olarak bayramları yaşayamıyoruz. Ülke sorunlarına duyarlı Türk Vatandaşları olarak, sadece bayramı değil günümüzü bile huzur içinde geçiremiyoruz. Çünkü ülkemiz bölünme tehdidi altındadır. TSK’nin bölücü tehditlerle mücadelesi engellenmiştir. Şehitlerimizin kemikleri sızlatılmaktadır. Son YAŞ kararları ile TSK’nın hiyerarşik yapısı alt üst edilmiş, yüzlerce yıllık geleneği bozulmuş, ordunun siyasete bulaşmasının önü açılmıştır. Seyahat özgürlüğümüz bile elimizden alınmıştır. Bizim güvenliğimiz için görev yapması gereken polisimiz, can güvenliğimiz için tehdit haline getirilmiştir. Demokratik tepkisini gösteren insanlarımız dövülmekte, sakatlanmakta hatta öldürülmektedir. Ülkeyi yönetenler, aşırı güç kullanımına ve ölümlere üzüntüyle değil zafer kazanmış komutan edasıyla yaklaşmakta, failleri haklı göstermekte hatta korumaktadır.”
YARGI SİLİVRİ’DE ÇAMURA BATTI
Bildiride, son Ergenekon kararları da şöyle eleştirildi:
“Adalete olan inancımız ve güvenimiz her soruşturma ve kovuşturmadan sonra biraz daha azalmaktadır. Yargı, siyasetin ülkeyi şekillendirme ve intikam aracı haline getirilmiştir. Balyoz davasında olduğu gibi, Ergenekon uydurma isimli davada da özel yetkili mahkeme, varlığı tespit edilemeyen bir örgüt üzerinden delile göre değil, kanaate göre karar vermiştir. Her türlü kanunsuzluğa bulaşmış, mahkûmiyetler almış, kişiliği bozuk, bölücü terör örgütü üyesi gizli tanıkların ifadeleri her türlü delilden üstün kabul edilmiş, bu tür suç makineleri beraat ettirilirken, iftira attıkları değerli insanlar ağır cezalara çarptırılmıştır. Habur’da devlet onuru ile birlikte ayaklar altına alınan yargımız, Silivri’de tamamıyla çamura batmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı’nın ve Türk Askerinin terörist sayılması, yargı ve siyasi tarihimize vurulan kara bir lekedir. Türk halkı bu lekeyi görmekte ve kabul etmemektedir. Silivri yargısının kararları kamuoyu vicdanında yok hükmündedir. Adalet yerine gelinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz. Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy, Askeri Casusluk, Oda Tv, 28 Şubat, Gizli Belge ve diğer uydurma davalarda yargılananların yakınları başta olmak üzere, adalet isteyen tüm yurttaşlarımızı bu mücadelemize katılmaya çağırıyoruz.”
TSK’DAN TEZKERENİN İNTİKAMI ALINIYOR
Sessiz Çığlık eyleminde konuşan Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Başkanı Erdoğan Karakuş da özetle şunları söyledi:
“Adına Ergenekon davası denilen davaya bakan özel yetkili mahkeme, yargılama sonunda sanıkların birçoğuna çok ağır cezalar verdi. Bu durum şaşırtıcı değildir. Çünkü bu davalar siyasi davalardır ve amaçları bellidir. Amaçları Büyük Ortadoğu Projesi’nin gerçekleşmesidir. BOP, 22 Müslüman ülkenin sınırlarının değiştirilmesi, bölünmesi, ‘demokrasi gelecek’ kandırmacasıyla kukla yönetimler meydana getirilerek, kaynaklarının sömürülmesi, bu suretle Amerikan menfaatlerinin ve İsrail’in güvenliğinin sağlanması projesidir. BOP’da hedef ülke Türkiye’dir. Çünkü Türkiye kuruluşundan bu yana, Büyük Önder Atatürk’ün ilke ve düşünceleri doğrultusunda, medeniyet yolunda büyük ilerleme kaydetmiş, güçlü bir ordusu olan, İslâm ülkeleri arasında tek demokratik ülkedir. Türkiye’de hedef ise; ordudur. Çünkü Türk Ordusu 1000 yılı aşkın bir süredir Müslümanlığın kılıcı, Peygamber ocağıdır. Bu ocak söndürülmeden, zayıflatılmadan Müslüman ülkelere BOP kabul ettirilemez. Nitekim 2003 yılında Türk Ordusu, hükümetin bütün arzusuna rağmen, hiçbir Müslüman ülkeye zarar gelmemesi için ABD’nin Irak’ı işgaline karşı direnmiş, tezkerenin kabulünü istememiştir. İşte özellikle bu olaydan sonra TSK’yı zayıflatma, yıpratma amaçlı davaları başlatacak tuzaklar hazırlanmaya başlanmış ve terör hortlatılmıştır.”
Ergenekon adlı siyasi davada bu denli yüksek cezalar verilmesinin sebebinin, TSK mensuplarının rehin hale getirilmesi olduğunu belirten Karakuş, “Nitekim Genelkurmay Başkanı terör suçuyla yargılanmış ve cezalandırılmış, katil, cani, bebek katili, terörist başı Öcalan’la yasa önünde eşit hale getirilmiştir” dedi.
TESUD Başkanı Karakuş, bu durumdan kurtulmak için Çanakkale, İnönü, Sakarya, Dumlupınar’daki ruhla şahlanmak, Çanakkale Şehitleri Şiir’indeki gibi “Bedr’in Arslanları Ancak Bu Kadar Şanlı idi” dedirtmek gerektiğini kaydetti. İktidarın PKK açılımını da eleştiren Karakuş, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hz.Peygamberimiz (S.A.V.) Bedir Savaşı’nda kendisinden kat kat üstün kuvvetlere karşı ‘Aman analar ağlamasın’ diye müzakere istememiş, mücadele etmiş ve şanlı bir zafer kazanmıştır. Bu suretle haklı mücadelenin ileride anaları daha az ağlatacağını göstermiştir. Eğer Müslümanlar ülkeleri bölünmeden, can ve mal güvenliği, huzur içinde Ramazan ayları geçirmek istiyorlarsa, BOP’a hizmet edenlere ve onun vasıtalarına karşı mücadele etmelidir. Ancak o zaman BOP’nin etkisi ortadan kalkacak, siyasi davaların hepsi düşecektir. Bütün acılara, huzursuzluklara, milyonlarca insan kaybına rağmen, BOP’un çöktüğünü görüyor, ileriye umutla bakıyoruz.”
Ankara’daki Sessiz Çığlık eylemi, Eğitimci-Yazar Mahiye Morgül’ün Vardiya Bizde şiirini ve Harbiye Marşı’nı okumasıyla sona erdi.
Müyesser Yıldız
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html