İçeriğe geç

Kusura Bakmayın Ama “Yediniz”!..

Erdoğan dün Ankara’ya gelen Venezuela Cumhurbaşkanı Maduro ile düzenlediği basın toplantısında, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda, Yunanistan, NATO’dan çıktı, girişine bizden öncekiler yol verdi. NATO’ya tekrar girdi. Fransa tekrar girdi. Ne oldu? dedi.

Evet, Yunanistan’ın NATO’ya dönüşüne 12 Eylül darbesinden sonra Kenan Evren yol verdi; ancak Fransa’nın NATO’ya dönüşü de 2009’da yani AKP iktidarında gerçekleşti.

Bir kez daha bunun altını çizdikten sonra Erdoğan’ın, ABD ve Yunanistan’a ilişkin sözlerine geçelim. Şunları söyledi:

İşte şu anda 5+4, 9 Amerikan üssü nerede? Yunanistan’da kuruldu. Peki, bu üsler kime karşı kuruluyor? Verdikleri cevap şu, ‘Rusya’ya karşı.’ Bunu yemezler, kusura bakmasınlar. Şu anda elimizdeki rakamlar 400 milyar avro Yunanistan’ın Avrupa’ya borcu var. Buna rağmen Avrupa ülkeleri, isimlerini vermeyeceğim, ciddi manada Yunanistan’a silah desteği, uçaklar ve helikopterler veriyorlar. Aynı şekilde Amerika’nın bu noktada desteği var, bunları veriyor. Kime karşı?

1 Yıl Önce “Tatbikat” Demedi mi?

Malûm ABD’nin Yunanistan’daki üslerinden birisi, burnumuzun dibindeki Dedeağaç’ta. Şimdi bu üssün kuruluşunu tane tane anlatalım:

– İki ülke, Dedeağaç planını yapmaya 2018’de başladı. 2020’den itibaren de ABD yığınağı başladı.

– Sadece gelişmeleri takip eden uzmanlar değil, iktidarın gazetesi Sabah bile 1 Ağustos 2020’de, Dedeağaç’a askeri ve silah yığınağı için NATO tatbikatları gerekçe gösterilse de burada kurulacak üssün, Çanakkale ve İstanbul boğazlarını tehdit edebilecek bir gelişme olduğu uyarısında bulundu.

– İktidarı destekleyen bir diğer gazete Yeni Şafak 2021 başında, Bu hazırlık kim için? diye sordu.

– Mayıs 2021’de ABD silahlarının Dedeağaç’a indirilmesi münasebetiyle düzenlenen törene Yunanistan ve ABD’nin yanısıra İngiltere ile NATO’nun üst düzey komutanları katıldı. Burada bir konuşma yapan Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panagiotopulos, Türkiye’ye Yunanistan her zaman egemenlik haklarını savunmaya hazırdır ve gerekirse bunu kararlı ve etkili bir şekilde yapacaktır” mesajı gönderdi.

– Tüm bu gelişmelere rağmen Erdoğan, 30 Temmuz 2021’de Cuma namazı çıkışında gazetecilerin, ABD’nin Dedeağaç’a zırhlı araç sevkiyatı yapmasına ilişkin sorusuna, Bu 2014 yılından beri Amerika’nın Dedeağaç’taki aslında bir planlı programıdır. Dolayısıyla yani burada anormal bir gelişme söz konusu değil. Bu kendisinin bu planlı attığı adımı da bizler de yakından takip ediyoruz. Yunanistan-Amerika ilişkilerini zaten biliyorsunuz, fakat bizler de burada üzerimize düşen neyse bunu her zaman yapıyoruz. Tedbirse tedbir. Bunlar da zaten her zaman bizim için alınan veya atılan adımlardır.” karşılığını verdi.

– Ancak yine Erdoğan, 3 ay sonra, 2 Kasım 2021’de İtalya’daki G-20 Zirvesi’nden dönerken, yine gazetecilerin sorusu üzerine bu defa, Sayın Biden’a da Macron’a da bu konuyu söyledik. Dedik ki; ‘Bu Dedeağaç olayı nedir? Burada böyle bir üssün kurulması bizi, halkımızı ciddi manada rahatsız ediyor.’ Bununla ilgili olarak da Macron sahiplenemedi ve Rafale ile ilgili de ‘Onların parası var’ dedi. Dedim ki; ‘Bak seni aldatıyorlar, bunların parası falan yok. Sadece Batı’ya 400 milyar avro borcu olduğunu biliyorum’. ‘Paraları var’ dedi. Her şey para! Tabii bir de üs meselesi var. Ama bu gelişmelerle ilgili bizim bütün derdimiz Türkiye olarak biz güçlü olacağız. açıklamasını yaptı.

– Erdoğan’ın bu sözlerinden sadece 1 hafta sonra ise Savunma Bakanı Hulusi Akar, “ABD bize karşı orada değil. Şu anda gördüğümüz bunların tatbikat amaçlı gelişmeler olduğu. Takip ediyoruz.” diye konuştu.

– Son olarak 30 Kasım 2021’de Milli Savunma Bakanlığı’nın aylık basın bilgilendirme toplantısında da, “Rusya’nın Ukrayna ile yaşadığı gerilimin ardından ABD Avrupa Kuvvetler Komutanlığı’nın 2014’ten bu yana sürdürdüğü Atlantic Resolve operasyonu kapsamında daha önce Baltık bölgesinde yapılan faaliyetlerin şu anda Yunanistan üzerinden yapıldığı”, ABD’nin bölgede kalıcı bir konuşlanmaya gitmediği vurgulanıp “Bunlar ABD’nin Avrupa güvenliğine katkı sağlamak üzere rotasyonel faaliyetler. Çok büyük bir yığınaklanma söz konusu değil. Gelişmeleri takip ediyoruz. Endişe edilecek bir durum yok.” bilgisi verildi.

Takvim ortada. Kusura bakılmasın, ama ABD’nin tatbikat” veya “Rusya’ya karşı yalanlarını Ankara’nın uzun bir süre yediği görülmüyor mu?

Ayrıca Erdoğan’ın, ABD’yi olduğu kadar, kendisini “Bu 2014 yılından beri Amerika’nın Dedeağaç’taki aslında bir planlı programıdır. Burada anormal bir gelişme söz konusu değil.” diye bilgilendirenleri de sorgulaması gerekmez mi?

Çok Söz Çok Çelişki

Madem konumuz ABD üsleri meselesi, Erdoğan’ın bir başka çelişkisine bakalım.

Bilindiği gibi, geçen hafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na 10 soru yöneltti. O sorulardan birisi, İsveç ve Finlandiya’ya karşı kendi devletinin izlediği politikaların yanında mı, değil mi? idi.

Kılıçdaroğlu, NATO Türkiye’ye gereklidir. NATO’dan çıkmayacağız. Finlandiya ve İsveç’ten talep edilenler de doğrudur. Ancak biz biliriz ki, diplomasi kapalı kapılar ardında yapılır. Sonuçlar masada alınır. Ciddi devletler böyle yapar. Senin bu yaptığın ise ancak kabile devletlerinde olur. 3-5 oy almak için ülkenin itibarını yok sayarak, ucuz bir iç reklam malzemesine, dış ilişkileri kurban ediyorsun. cevabını verdi.

Bunun öncesinde ise Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin Lideri Devlet Bahçeli, “Eğer şartlar içinden çıkılmaz hale bürünürse, NATO’dan ayrılmak bile alternatif bir tercih olarak gündeme alınmalıdır.” deyince Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından şu çağrıyı yapmıştı:

Bahçeli de NATO’dan çıkmayı önermiş. NATO, Türkiye için gereklidir ancak iktidar olarak ne kadar samimiler görmek isterim. ABD Yunanistan’ı üslerle doldurdu. Hedefleri net. Türkiye’deki ABD askeri tesislerini kapamayı getirsinler Meclis’e, Kuvayi Milliye ruhuyla destekleyeceğiz. Biz neoliberalizme karşı olduğumuz kadar toprağımızda yabancı askere de karşıyız. Gerekeni yapmaya hazırız. Peki siz hazır mısınız iktidar sahipleri? Bu da sizin samimiyetinizin turnusol kağıdı olsun. CHP hazırdır, bekliyoruz.”

Peki Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamalarına tepkisi ne oldu? Partisinin Kızılcahamam toplantısında şunları söyledi:

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği tartışmalarında devletinin izlediği politikaların yanında olup olmadığına verdiği cevap sadece bu mücadelemizde karşımızda olanları sevindirecek bayağılıktadırHem NATO’ya sahip çıkıp hem de bunun gereklerinin tam tersi beyanlarda bulunmak şark kurnazlığı değilse, ahmaklığın dik alasıdır.

Malûm; kendileri de her fırsatta NATO’ya sahip çıkıp, “üyeliğin tüm gereklerini yerine getirmekle” övünüyorlar, ama görüldüğü üzere NATO’nun hemen tüm ülkelerinin “gerekli gördüğü” İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine karşı çıkıyorlar.

Bu bir yana; daha geçtiğimiz Pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından, “İkinci Dünya Savaşı sonrasında hiçbir zaman içine tam olarak alınmadığımız, hep kenarında tutulduğumuz paktların riyakârlıkları çevresinde dönüp durduk. Bu süreçte siyasi ve ekonomik olarak kendi yolumuzu çizmeye her teşebbüs edişimizde kendimizi darbelerin, istikrarsızlıkların, krizlerin içinde bulduk. diyen kendisi değil miydi?

Burada NATO’yu da kast ettiği belli. Mademki, hep kenarında tutulduk”, “riyakârlıkları çevresinde döndük durduk” ve “darbelerin, istikrarsızlıkların, krizlerin kaynaklarından birisi”; “NATO’dan çıkmak da -İstanbul Sözleşmesi gibi- bir imzaya bakar.” demeyip şunu soralım:

“NATO görünümlü ABD üssü İncirlik ile ABD-İsrail Üssü Kürecik’i niye kapatmıyorsunuz? Hele de ABD-NATO, Dedeağaç’ı bize böyle yedirmişken!..”

Müyesser YILDIZ
9 Haziran 2022

Kategori:Uncategorized