İçeriğe geç

Erdoğan: Terör Örgütleri NATO Kayıtlarına Girdi
Akar: Girmedi

Ankara, YPG/PYD ve FETÖ’yü terör örgütü kabul etmedikçe, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini veto etme kararı aldı.

Ancak Haziran sonunda Madrid’deki NATO Zirvesi’nde Erdoğan, ABD Başkanı Biden’ın da teşvikiyle, bu iki ülkenin üyelik sürecinin başlatılmasına onay verdi.

Onayın gerekçesi de Türkiye-İsveç-Finlandiya arasında imzalanan muhtırayla açıklandı. Memorandumda, “PKK/YPG/PYD ve FETÖ için terör örgütü denildiği bildirildi. Oysa sadece PKK’nın adı anılmıştı.

Geçtik o muhtırayı; Erdoğan her fırsatta, YPG/PYD ve FETÖ’nün NATO kayıtlarına terör örgütü olarak girmesini sağladıklarını savundu.

Son olarak geçen haftaki TRT ortak yayınında aynı iddiayı tekrarladı, bunun Madrid Zirvesi’nin “en önemli sonucu” olduğunu kaydetti.

Oysa bizzat NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg önce üçlü muhtırada PKK yazdığını vurguladı, ardından o muhtıranın bir NATO belgesi olmadığını söyledi.

Bu konudaki son duruma gelelim.

Önceki gün Anadolu Ajansı’nın Editör Masası’na konuk olan Savunma Bakanı Hulusi Akar, iki ülkenin üyeliğine ilişkin bir soru üzerine evvela Türkiye’nin hiçbir şekilde NATO’nun “Açık Kapı Politikası”na karşı olmadığını belirtip şunları anlattı:

Siz bizim bu mücadele ettiğimiz teröristleri beslerseniz, bunlara bakarsanız, yedirir içirir; silah, araç, gereç, para aklama, insan devşirmelerine göz yumarsanız, onların her türlü siyasi, ekonomik faaliyetlerine göz yumarsanız, bunları siz orada beslerseniz ve bunlara yaptığınız desteklerin sonucunda onlar da Türkiye’ye zarar vermeye devam ederse siz bunu nasıl izah edeceksiniz?.. Bunun kabul edilmesi mümkün değilMadrid Zirvesi’nde varılan hesap, kitap şu; iyi bir başlangıç. Fakat bu son değil. Biz orada Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, bunun açıklığa kavuşturulması lâzım, biz hiçbir şekilde tutum değiştirmedik.”

Sanırsınız ki, NATO’nun -ABD başta olmak üzere- neredeyse tüm üyeleri değil de sadece bu iki aday ülke sözkonusu terör örgütlerini besleyip silahlandırıyor!..

Her neyse; Akar’ın sonraki sözlerine gelelim.

Madrid Zirvesi’nde de terörle mücadele konusunda aynı şeyleri söylediklerini aktarıp şöyle devam etti:

Biz dedik ki orada, siz eğer bu bizim mücadele ettiğimiz, bize zarar ziyan veren, terör örgütü olduğundan şüphe edilmeyen, bu PKK’ya karşı, YPG’ye karşı, FETÖ’ye karşı; ki ilk defa bu YPG ve PKK, NATO ortamlarında konuşulur hâle geldi, kitap ve dergilere girdi, kayıtlara girdi, NATO kayıtları olmasa bile NATO ortamında konuşuldu.”

Neymiş? NATO kayıtlarına girmemiş, sadece NATO ortamlarında konuşulur hâle gelmiş!..

Ne büyük bir adım, değil mi?!

Aklımızla Alay Edenler

Bakan Akar’ın AA’ya yaptığı açıklamalardan bazılarına daha bakalım.

Bir kez daha yapılan operasyonların tek amacının ülke ve vatandaşların güvenliğinin sağlanması olduğunun altını çizip “kimsenin toprağında gözümüz olmadığını” tekrarladı.

Ancak biliyoruz ki, bu terör örgütlerini besleyenlerin topraklarımızda gözü var ve bunların başında da ABD geliyor.

Peki Bakan Akar’ın, hâlâ dost ve müttefik dediği bu ülkelere ilişkin değerlendirmesi ne oldu?

Türkiye’nin bazı dostlarının, müttefiklerinin hataya düşerek PYD/YPG’yi PKK’dan ayrı düşündüklerini ifade edip şöyle konuştu:

Bu kesinlikle doğru değil, kesinlikle yanlış. Aklımızla alay etmek gibi bir şey bu. Çünkü YPG’nin PKK ile hiçbir farkı yok. Oradaki gidişler, gelişler, onların elebaşları, onların sistemleri; bir gün orada görev yapıyor bir gün işte Zap’ta görev yapıyor, bir gün Hakurk’ta görev yapıyor. Aynı insanlar, aynı kişiler… Bu kadar açıkken YPG’nin PKK olmadığını söylemek gerçekten akıllara ziyan.”

Kusura bakmayın; ama dost ve müttefikimiz” olanlar aklımızla alay eder ve bu kadar hataya düşer” mi?!

Ya, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM)’un öldürülen terörist için taziye mesajı yayımlaması hakkındaki şu tepkisine ne demeli?

Gerçekten bu taziye mesajı bir akıl tutulması, izahı yok bunun. Yani, bir müttefikimizin, hem de stratejik müttefikimizin, bizim yıllardan beri mücadele ettiğimiz PKK’nın ayrılmaz bir parçası, ta kendisi olan YPG’li bir teröristle alâkâlı böyle bir taziye mesajı yayımlanması; gerçekten, herhalde, bu Amerikalı müttefiklerimiz de yarın bir gün hatırladıkları zaman üzülecekler. Çok yanlış bir şey yaptıklarını fark edecekler. Nitekim akabinde burada Amerikan Büyükelçiliği bizim şehitlerimizle alakalı bir mesaj yayımladı. Bir anlamda belki de durumu kurtarma, dengeyi sağlama gibi bir amaçla böyle bir şey yapmış olabilir.”

Daha Ne Zarar Verecek?

Akar’ın, ABD, PYD-YPG’den vazgeçer mi?” sorusuna verdiği cevap da dikkat çekiciydi. Dedi ki;

Vazgeçecek. Teröristin, terörün kalıcı olması mümkün değil. Yani terörle, teröristle yaşanmaz. Bunun birinci özelliği geçicilik. Dolayısıyla, eninde sonunda bunu anlayacaklar; ama zarar ziyan vermeden, zaman kaybetmeden, dostluğumuza hâlel getirmeden, bir an önce bunun anlaşılmasına çalışıyoruz.”

Binlerce insanımız ölmüş. Her gün şehitler gelmeye devam ediyor. Sınırımızın dibinde özerk yönetim kurulmuş!..

Acaba daha nasıl zarar-ziyan verecek de dostluğumuza hâlel gelecek?

Veya ABD, teröristle yaşanmayacağını anlayana kadar daha ne kadar şehit vereceğiz?

Akar’ın Yunanistan’la ilgili tespitiyle bitirelim. ahlaki noktainazardan bakıldığında, bu ülkenin teslimiyet içinde olduğunu vurguladı.

Ya ülkemizin durumu?

Akar, “[Türkiye’nin] Erdoğan liderliğinde, kişilikli ve kimlikli politikası ve duruşunun çok önemli olduğunu bildirdi.

Müyesser YILDIZ
3 Ağustos 2022

Kategori:Uncategorized