Akademisyen-Yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun evinin önünde katledilmesinin 20’nci yıldönümünden iki gün önce Bulgaristan’dan Türkiye’ye getirilen, suikastın faillerinden olduğu bildirilen Özel Kuvvetler Komutanlığı eski MAK Alay Komutanı emekli Albay Levent Göktaş tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne kondu.
Suikaste ilişkin iddiaların en önemli ismi olan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın eski mensubu Nuri Gökhan Bozkır da yaklaşık 1 yıl önce Ukrayna’dan getirilerek tutuklanmış ve Sincan Cezaevi’ne konmuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 11 Kasım’da tamamlanıp 13 Kasım’da 36. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan, ancak Mahkeme’nin, “Bu terör suçudur” diyerek “görevsizlik” kararı verdiği iddianamenin de ağırlıklı olarak Nuri Gökhan Bozkır ile gazeteci Zihni Çakır’ın ifadelerine dayandığı görülmüştü.
Ne Dediysek O
Hatırlanacaktır; ay başında “Hablemitoğlu Cinayetinde Dikkat Çekici İddia” başlıklı yazımda, Nuri Gökhan Bozkır’ın, “Cezaevi aracılığıyla Savcılığa ek ifade vermek için dilekçe gönderdiğinin” öne sürüldüğünü belirtip şu bilgileri paylaştım:
“Dilekçesi ulaştığı takdirde Savcılıkta, aksi halde yargılama süreci başladığında Mahkemede Bozkır’ın, kendisine ait olduğu bildirilen ifadelerin önemli bir bölümünün baskı altında alındığını, özellikle Levent Göktaş adını kesinlikle vermediğini, Göktaş ve Tarkan Mumcuoğlu isimlerinin ifadesine zorla eklendiğini söyleyeceği öğrenildi.”
Sözkonusu yazımdan bir hafta sonra bazı internet sitelerinde Nuri Gökhan Bozkır’ın 30 Kasım tarihli bir dilekçesi yayımlandı. Buna göre Bozkır, cinayetin çözülmesine yardımcı olduğunu bildirerek tahliye talebinde bulunmuştu.
O dilekçenin beraberinde, “Bozkır’ın, ek ifade vererek ‘kesinlikle Levent Göktaş ve Tarkan Mumcuoğlu’nun ismini vermediği, bu isimlerin ifadesine zorla eklendiği’ iddiasının doğru olmadığının öğrenildiği” yorumu yapılıp avukatlarının da Bozkır’ın hem TEM’de hem de Savcılık’ta baskı altında ifade vermediğini, ifadesine “zorla ekleme yapıldığı” iddiasının doğru olmadığını söylediği bildirildi.
Bunun üzerine ben de kaynaklarımın verdiği bilgiye güvendiğimi belirttikten sonra özetle şunlara dikkat çektim:
“Haberimde Bozkır’ın Savcılığa dilekçe verdiğini ifade etmiştim. Oysa dün yayımlanan dilekçenin verildiği yer Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesi… Bildiğim kadarıyla, davaya hangi mahkemenin bakacağı henüz belli olmadı. Durum bu iken; Bozkır’ın, en azından davanın içeriği konusunda yetkili olmayan 37. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe vermesinde bir gariplik yok mu?”
Bu konuyla ilgili son durumu aktarayım.
Yazımda söz ettiğim ama yalanlanan dilekçenin Savcılığa ulaştığını, dahası dava dosyasına girdiğini öğrendim.
Eksik Sayfa
Öncelikle bir yanlışımı düzelteyim; Bozkır o dilekçeyi iddianame çıktıktan sonra değil, bundan yaklaşık 1 ay önce göndermiş.
4 sayfalık dilekçenin detaylarına gelince; uzun uzun ifadesinin ağır baskılar altında alındığını, kimi isimlerle ilgili empozeler yapıldığını, Hablemitoğlu cinayetine ilişkin kimi öngörü tahmin ve yorumlarının “kesin bilgi” gibi aktarıldığını öne sürmüş.
En can alıcı nokta ise şu:
Dosyaya Bozkır’ın 4 sayfalık dilekçesinin sadece 3 sayfası konmuş. Bu durumla ilgili olarak, “Savcılık istese, dilekçeyi dosyaya hiç koymazdı. İfadenin alınmasına yönelik ağır iddiaların yer aldığı sayfalar varken 1 sayfanın bulunmaması garip. Cezaevinden eksik gönderilmiş olabilir.” yorumunun yapıldığını kaydedip yine de “Acaba o sayfada ne vardı?” diye soralım.
Her neyse, duruşmalar başladığında neyin ne olduğu herhalde epey netleşecektir!
Göktaş Hangi Cezaevine Gönderilecek
Şunları da ekleyelim:
Bulgaristan’dan İstanbul’a getirilen Levent Göktaş’ın verdiği ifadede, Nuri Gökhan Bozkır ile Hablemitoğlu suikastının tetikçisi olduğu açıklanan Tarkan Mumcuoğlu’nu tanımadığını söylediği bildirildi.
Aldığımız bilgilere göre ise Göktaş ifadesinde, rütbe farkı nedeniyle Bozkır’ı ve kendi timinde sadece 2 ay görev yaptıktan sonra Kazakistan’a gönderildiği için Tarkan Mumcuoğlu’nu 2002’de tanımasının mümkün olmadığını anlatmış.
Öte yandan tutuklamayla birlikte Levent Göktaş’ın Isparta Yalvaç Cezaevi’ne gönderilmesi kararlaştırılmış. O yüzden şimdilik Silivri Cezaevi’nde olan Göktaş’ın Isparta’ya gönderilebileceği bildiriliyor.
Müyesser YILDIZ
20 Aralık 2022