20 yıl önce evinin önünde katledilen Yazar-Akademiysen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu cinayetinin çözüldüğü söyleniyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameye göre Fetullah Gülen, Mustafa Özcan, Enver Altaylı ile emekli Albay Levent Göktaş ve ekibi, Hablemitoğlu’nu “tasarlayarak öldürdü”.
Ukrayna’dayken yakalanıp Türkiye’ye getirilen eski Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) subayı Nuri Gökhan Bozkır’dan çok, Hablemitoğlu cinayetini ondan öğrenen Gazeteci Zihni Çakır’ın beyanlarına dayandırılan iddianamenin en dikkat çekici bölümlerinden birisi, her ikisi de Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen İrfan Fidan ve Mustafa Çalışkan isimlerinin yer alması oldu.
İstanbul Başsavcı Yardımcılığı ve Başsavcılık görevlerinde bulunan İrfan Fidan’ın, Yargıtay’a adım atmadan Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçildiği biliniyor.
Mustafa Çalışkan’a gelince; o da İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı ve Emniyet Müdürlüğü’nün ardından Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı’na atandı. Ancak sözkonusu atama, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Çalışkan’ı İstanbul’dan “terfien” uzaklaştırılması olarak yorumlandı. Geçen yıl bu ikili arasındaki anlaşmazlık -Sedat Peker’in Bakan Soylu hakkındaki iddialarından sonra- gün yüzüne çıkınca da Çalışkan’ın açığa alınacağı konuşuldu. Ancak Çalışkan, “Türkiye’deki en dürüst insanı neden dolayı açığa alacaklar çok merak ediyorum. Çıksın, bir görelim bakalım. Türkiye’de insanlar var. Dürüst siyasetçiler var. En başta Sayın Cumhurbaşkanı var.” sözleriyle adeta Soylu’ya meydan okudu. Çalışkan, halen Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı görevini sürdürüyor.
Bozkır’ın Fidan ve Çalışkan’la Görüşmesi
Bu hatırlatmalardan sonra iddianameye dönüp sözkonusu iki ismin gündeme ne zaman ve nasıl geldiğine bakalım.
Bilindiği gibi, Hablemitoğlu suikastının “tetikçisinin” ÖKK’dan emekli, 2021 yılına kadar da MİT’te çalıştığı ortaya çıkan Tarkan Mumcuoğlu olduğunu ilk kez Gazeteci Zihni Çakır, 5 Şubat 2015’te İstanbul TEM Şube’ye verdiği ifadede dillendirdi. Çakır, bunu da Nuri Gökhan Bozkır’dan öğrendiğini söyledi.
Hablemitoğlu dosyası yeniden açıldığında, Eylül 2017’de bir kez daha bilgisine başvurulan Çakır, İstanbul TEM’e verdiği o ifadeyi tekrarlamakla yetindi; ama ne İrfan Fidan’dan ne de Mustafa Çalışkan’dan söz etti.
İşte Çakır’ın bu son ifadesinin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ukrayna’daki Nuri Gökhan Bozkır’la iletişime geçti. Zihni Çakır aracılığıyla sağlanan iletişimden sonra Bozkır, 4 sayfalık bir mektup kaleme alıp Kiev Büyükelçiliği’mizin İçişleri Ataşesi’nin mail hesabından Savcılık ve Zihni Çakır’a gönderdi. Sonrasında, “Geçiştirdim… Bazı bölümleri abarttım.” diyen Bozkır’ın bu mektubunda da Fidan ve Çalışkan isimleri yoktu.
Bozkır, Ukrayna’dan getirildikten sonra Ankara TEM’de verdiği ifadede ise şunları anlattı:
“Tarihini net olarak hatırlamadığım 2014 yılı içerisinde mütakip defa İstanbul TEM Şube’de sözlü olarak Murat Sezginler ve Büro Amiri Özgür Taştekin isimli polislere FETÖ hakkında bildiğim her şeyi anlattım. Bu bilgilendirmeler üzerine dönemin İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan’ın makamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ile yaptığımız görüşmede savcı İrfan Fidan FETÖ ana davasını güçlendirecek, FETÖ yapılanmasını çökertecek iki önemli olayın olduğunu, bir tanesinin MİT tırları diğeri ise Necip Hablemitoğlu cinayeti olduğunu söylemesi üzerine ben bu iki konu hakkında bilgim olduğunu ve yardımcı olacağımı söyledim. Bunun üzerine MİT tırları davası konusunda etki sağlayacak önemli bir tanığı yönlendirdim. Zihni Çakır’ın getirdiği Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daireden Polis Memuru Turgut isimli şahsa Necip Hablemitoğlu cinayeti konusunda bildiklerimi anlatmama rağmen hiçbir resmiyet ve gelişme sağlanamadı. Ankara TEM şubenin bu konuyla ilgilendiğini Zihni Çakır söyledi ama resmi olarak beni kimse davet etmedi. Bunun üzerine 2015 yılında Türkiye’den ayrıldım.”
TEM’in ardından Savcılık sorgusunda Bozkır’a, Zihni Çakır’ın 2015’te İstanbul TEM’e verdiği ifade soruldu. Bozkır bu defa da özetle şunları söyledi:
“Ben 2014 yılında dönemin Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in yeğeni olarak bildiğim Gültekin isimli arkadaşım aracılığıyla Zihni Çakır ile tanışmıştım. Bu kişiyle yapmış olduğum görüşmelerde, bana FETÖ/PDY terör örgütü konusuyla ilgilendiğinden bahsetmişti. Ben de kendisine Necip Hablemitoğlu suikastı ile ilgili bilgim olduğunu, o dönem itibariyle emniyet içerisinde FETÖ unsurlarının tam olarak temizlenmediği için ne zaman uygun ortam olursa bu cinayete ilişkin bilgiler vereceğimi anlattım… 2014 ve 2015 yıllarında Zihni Çakır’ın yönlendirmesiyle İstanbul TEM Şube Müdürlüğüne 4 defa gittim. Burada Başkomiser Murat Sezginler, Emniyet Amiri Özgür Taştekin ve onların yönlendirmesiyle dönemin İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan, Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan ile görüştüm. Başsavcı İrfan Fidan ile yapmış olduğum görüşmede kendisi bana, FETÖ’yü çökertmenin iki önemli unsuru olduğunu, bunlardan birinin MİT Tırları olayı diğer ise Necip Hablemitoğlu cinayeti olduğunu söyledi. Ben de MİT Tırları dosyasında önemli bir tanık olduğunu düşündüğüm birini dönemin Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan’a götürdüm. Necip Hablemitoğlu cinayeti ile ilgili burada Turgut isimli bir emniyet amiri benimle ilgilendi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının konuyla ilgilendiğini söyledi, ancak bu cinayetle ilgili resmi bir ifadem alınmadı.”
Fidan O Zaman Başsavcı Değildi ki
Evet, görüldüğü üzere İrfan Fidan ve Mustafa Çalışkan isimleri, ilk kez Nuri Gökhan Bozkır’ın Emniyet ve Savcılık ifadelerinde gündeme geldi. Haliyle de gerek Bozkır gerekse Zihni Çakır’ın 2014-2015 yıllarına ait bu iddiaları hakkında neden hiçbir işlem yapmadıkları sorgulandı. Ancak her ikisi de sözkonusu iddialara karşılık herhangi bir açıklama yapmadı.
Nuri Gökhan Bozkır’ın “Başsavcı” dediği tarihlerde İrfan Fidan’ın Başsavcı Vekili olduğunun ve Mustafa Çalışkan’ın o dönemdeki görevini ise doğru hatırladığının altını çizmekle yetinip bu ifade sonrasında yaşanan gelişmeleri aktaralım.
Öncelikle gerek Fidan gerekse Çalışkan’ın, Nuri Gökhan Bozkır’la görüştükleri iddiasını yalanlayıp isimlerinin sözkonusu ifadeye özellikle eklendiğini düşündükleri, bu arada iddianamenin çıkmasından sonra haklarında yapılan kimi haberlerle ilgili suç duyurusunda bulundukları belirtiliyor.
Dahası var; Bozkır’ın o ifadelerinin hemen ardından konunun Erdoğan’a iletilip Fidan ve Çalışkan hakkında işlem yapılması için izin istendiği, ancak Erdoğan’ın bunu kabul etmediği öne sürülüyor.
Söylendiği gibi, İrfan Fidan ve Mustafa Çalışkan isimleri ifadeye özellikle mi eklendi, eklendiyse kim, neyi amaçlıyor bilmiyoruz; ama bu dosyada çok garip şeyler olduğu ortada.
Hatırlanacaktır; Nuri Gökhan Bozkır da 19 Ekim 2022’de Cezaevinden Savcılığa gönderdiği dilekçede, ifadesini değiştirmesi için kendisine “işkence” yapılıp Tarkan Mumcuoğlu aleyhine bir şey söylememesinin istendiğini iddia etmişti.
Her neyse, davanın ilk duruşması 14 Şubat’ta yapılacak. Herhalde neyin ne olduğu, o zaman daha iyi anlaşılacaktır!..
Müyesser YILDIZ
6 Ocak 2023