Aşağıda Müyesser Yıldız’ın avukatına gönderdiği açıklama yer almaktadır.
_______________________________________________________________
9 Temmuz 2011 Cumartesi günü Haber Türk gazetesinde “Tayyar Silivri’ye gidiyor” başlıklı bir haber yayınlandı. Hafta sonu cezaevinden iletişim imkânım olmadığı için bugün yazabiliyorum.
Haberde şöyle deniliyordu;
“Ergenekon sanıklarına ilişkin sık sık iddialar ortaya atan Ak Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, tutukluların bulunduğu Silivri Cezaevine gidiyor. Silivri’de tutuklu gazeteci Müyesser Yıldız, Tayyar’a duygusal bir mektup yazarak yardım istedi. Tayyar mektubun ardından Adalet Bakanlığına başvurarak, Yıldız’ı ziyaret etmek için izin talep etti. Tayyar; ‘Muhtemelen olumlu yanıt verecekler. İzin verilirse, Salı günü gidip görüşmeye çalışacağım. Derdini dinleyeceğim. Sonuçta aynı meslekten geliyoruz. Kendisini ziyaret edip, dinlemekte bir sakınca görmüyorum’ dedi.”
Evet, meslektaşım Şamil Tayyar’a mektup yazdım. Ancak bu mektup ne duygu sömürüsünü çağrıştıracak şekilde “duygusal”, ne de “yardım isteme” amaçlıydı.
Yıllarca birlikte eğitim ve parlamento muhabirliği yaptığım bir arkadaşımı kutladım öncelikle. Ardından şu ironiye dikkat çektim: İkimiz de Ergenekon’un farklı cephelerindeydik. Sen milletvekili oldun, ben Silivri’deyim. Kader işte!…
“Yardım istedi” diye telakki edilen hususa gelince; tutukluluğumdaki garabetin altını çizmek üzere, ”Ben neyle suçlandığımı bir türlü öğrenemedim. Belki sen öğrenebilirsin.” dedim; o kadar.
Evet Silivri’yi ziyaret etmesini istedim. 4 aydır burada neyle suçlandığımı, ne zaman yargılanacağımı bilmeden yatırıldığımı, bu “dava”yı savunan birisi olarak, bir birinci ağızdan, benden dinlemesini arzuladım. Mesele bundan ibarettir. Herhangi bir yanlış anlamaya yol açmaması için bu bilgilendirmeyi yapma ihtiyacı duydum.
Bilgilerinizi ve gereğini istirham ederim. Selamlar…
Müyesser Yıldız