ABD ordusunun 15-17 Ağustos’ta Suriye’de PKK/YPG’li teröristler ile Irak-Süleymaniye merkezli Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) unsurlarına helikopterden indirme, sabit ve mobil hedeflere anti-tank füzesi (TOW) ve termal dürbünlü Kanas kullanma eğitimi verdiği, ayrıca bunlarla Kamışlı’da ortak tatbikat düzenlediği ortaya çıktı.
ABD’ye adıyla sanıyla ilk tepki gösteren, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli oldu. ABD’nin terörizme kuluçka işlevi gördüğünü ve Türkiye’ye sıkılan her kurşunun koçbaşlığını yaptığını vurgulayan Bahçeli, “Geldiğimiz bu aşamada terörle mücadele esas itibariyle arkasındaki güçlerle mücadeleye sabitlenmiş ve kilitlenmiştir.” dedi.
Ama ABD durmadı. Geçen yıl göreve başlar başlamaz Suriye’deki teröristbaşı Mazlum Kobani’yi ziyaret eden Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) General Michael Erik Kurilla, PKK/YPG’nin DEAŞ’lı teröristlerin ailelerini tuttuğu Hol ve Roj kamplarına gitmekle kalmadı, örgütün elebaşlarıyla da görüştü.
Eş zamanlı olarak; ABD ordusu öncülüğünde DEAŞ’a karşı kurulan Birleşik Görev Gücü Doğal Kararlılık Operasyonu (SOJTFOIR) faaliyetleri hakkında hazırlanan raporda, PKK terörizmi için “direniş”, Türkiye’nin operasyonları için ise “saldırı” ifadelerinin kullanıldığı görüldü.
“Terörün Ağababasının” Adı Ne?
Tüm bunlar olurken iktidarın, yani Erdoğan’ın tavrına bakalım.
21 Ağustos’taki Kabine Toplantısı’ndan sonra ABD’nin adını anmadan şunları söyledi:
“Güney sınırlarımızda hayata geçirilmeye çalışılan oldu bittilere karşı tavizsiz duruşumuzdan geri adım atmayacağız. Türkiye’nin tüm haklı itirazlarına rağmen terör örgütleriyle iş birliklerinden vazgeçmeyen sözde müttefiklerimize bu kararlılığımızı kabul ettirene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Ülkemizin meşru güvenlik kaygılarıyla derin tarihî ve insani ilişkileri temelinde yürüttüğümüz harekâtlarımıza her fırsatta yenilerini ekleyerek sınırlarımızın her karışını güvenli hâle getireceğiz.”
Ertesi gün Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Subay ve Astsubay Mezuniyet Töreni’nde, “Türkiye, eninde sonunda terör belasından muhakkak kurtulacaktır. Ne DEAŞ’la mücadele kılıfı altında verilen tırlar dolusu silahlar ne de ağababalarından gördüğü destekler teröristleri bekleyen acı akıbetin önüne geçemeyecektir.” dedi.
Dün ise hem AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda hem de AKP’nin kuruluş yıldönümü töreninde, terör örgütü ve siyasi uzantısıyla işbirliği yapmakla suçladığı muhalefeti millete hesap vermeye çağırırken, ABD başta olmak üzere terörün koçbaşlığını yapan “dış güçlere” tek kelâm etmedi.
Kim Bu MSB Kaynakları?
Dün bir açıklama daha vardı. Milli Savunma Bakanlığı’nın faaliyetlerine ilişkin haftalık basın bilgilendirme toplantısı yapıldı.
Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Deniz Albay Zeki Aktürk tarafından gerçekleştirilen toplantıda ana başlıklarıyla şu bilgiler paylaşıldı:
“Zafer Haftası… PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ ve FETÖ terör örgütleriyle mücadele… Hudut güvenliği… Kıbrıs’taki Pile-Yiğitler yol inşaasında BM Barış Gücü’nün tavrı… Tahıl koridorunun devamı için yapılan girişimler… Uluslararası kuruluşlarla gerçekleştirilen eğitim ve tatbikatlar… Halkımızı 30 Ağustos-3 Eylül arasında düzenlenecek olan TEKNOFEST’e davet… Çanakkale’deki yangın söndürme çalışmaları… TSK’nın tabip subay ve sağlık astsubayı ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılacak öğrenci alımları.”
ABD ile yapılan tatbikatlara ilişkin verilen bilgiler arasında, 6. Filo’ya bağlı USS Mounty Whitney gemisinin İstanbul Sarayburnu Limanı’nı ziyaretinin de yer aldığını kaydedip sadede gelelim.
Haliyle bu açıklamalar medyaya yansıdı; ancak beraberinde, hemen hemen tüm iktidar medyasında ve aynı ifadelerle şöyle bir bölüm de yer aldı:
“Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, ABD’nin terör örgütü PKK/YPG ile Kamışlı’da gerçekleştirdikleri tatbikata tepki gösterdi. Kaynaklar, ‘ABD’nin, DEAŞ’la mücadele bahanesiyle PKK/YPG terör örgütüne desteği devam etmektedir. Yani, terörle mücadele teröristlerle yapılmaz. Dost ve müttefik ülkelerden beklentimiz; terörle mücadelemize samimi destek verilmesidir’ dedi.”
Garabete bakar mısınız?
MSB’de basın toplantısı yapılıyor. Muhtemelen ABD’nin terör örgütüyle çevirdiği bu işler soruluyor. Karşılığında bu cevap veriliyor.
Ama o cevap, MSB’nin internet sitesindeki paylaşımda yer almadığı gibi, medyada “MSB kaynaklarına” dayandırılıyor.
Hayırdır; ABD’ye “müzik notası“ bile verememekten, şu kadarcık da olsa resmi bir tepki dahi gösterememe noktasına mı gelindi?!
Bu anlayışla, “Türkiye, eninde sonunda terör belasından muhakkak kurtulabilir” mi?
Ya da Bahçeli’nin ifadesiyle bu mudur, “terörle mücadeleyi, arkasındaki güçlerle mücadeleye sabitlenmek ve kilitlenmek”?!
Müyesser YILDIZ
25 Ağustos 2023