Hakim : Öğretim Üyelerini Nasıl Fişlediniz?
Savcı : Suçunu Ortaya Koymadan İnsanları Fişlemek Doğru mu?
Avukat : Alevi, Bektaşileri Niye Fişlemediniz?
YÖK eski Başkanı Prof. Kemal Gürüz 28 Şubat davasından arandığı sırada Mavi Yolculuktaydı. Apar topar Türkiye’ye döndü, teslim oldu. “Kaçma ihtimali” gerekçesiyle tutuklandı. Cezaevinde intihara teşebbüs etti. Tam 438 gün tutuklu kaldıktan sonra Kasım ayı başında tahliye edildi.
28 Şubat İddianamesi’ne göre Prof. Gürüz’ün suçu, merhum Erbakan başkanlığındaki Refah-Yol hükümetini cebir ve şiddet kullanarak devirmek. Çoğu iddianamede yok, ama şu fiilerden hesaba çekiliyor:
“YÖK Başkanlığı döneminde Genelkurmay Batı Çalışma Grubu’nun şubesi gibi faaliyet gösterip, öğretim üyelerini fişlemek… Rektörleri görevden almak.. Üniversitelerde türban yasağını, üniversite sınavlarında da katsayıyı uygulamak… İmam-Hatip’lerin önünü kesmek… Mısır’daki El-Ezher Üniversitesi’yle denkliği iptal etmek.. YAŞ kararıyla TSK’dan uzaklaştırılanların üniversitede çalışmalarına izin vermemek… Anıtkabir’de ‘Ordu göreve’ pankartı açmak… Genelkurmay’da düzenlenen brifinglere katılmak… Evinde YÖK eski üyesi emekli Korgeneral Erdoğan Öznal’ın gönderdiği ‘Siyasi İslâm’la Mücadele Yöntemleri’ başlıklı bir belgeyi bulundurmak…”
Prof. Gürüz savunmasını geçtiğimiz Cuma günü yaptı. (İlgili haberimiz için: http://www.odatv.com/n.php?n=devletin-savcisina-da-guvenmeyeceksek–2811131200)
-Beşir Atalay Oy Birliğiyle Atıldı-
Savunmasının son bölümünde YÖK Başkanlığı sırasında rektörlerin görevden alınması suçlamalarını cevaplandıran Prof. Gürüz, Prof. İhsan Doğramacı döneminde 6, AKP Milletvekili Mehmet Sağlam döneminde 7, kendi döneminde ise sadece 2 rektörün görevden alındığını, 6 rektörün de istifa ettiğini anlattı. Prof. Gürüz, o iki isim hakkında şunları söyledi:
“Servet Harman 1996’da YÖK Genel Kurulu kararıyla görevden alınıyor. Kurul’da 9 hükümet temsilcisi var ve karar oy birliğiyle çıkıyor. Bu hükümete nasıl darbedir? Beşir Atalay da YÖK Genel Kurulu kararı ve oy birliğiyle alındı, Cumhurbaşkanı da onayladı. Ortada ne Refahyol var, ne birşey. Ne alakâsı var? Kemal Gürüz olarak gerçekleştirdiğimi iddia ettiğiniz hiçbir eyleme dair yazı veya belge yok. Yasal olarak bana verilmiş görevleri yerine getirdim. İcraatlarımın arkasındayım. Bugün olsa yine yaparım. YÖK Başkanlığı dönemi, hayatımın gurur duyduğum bir devresidir. Türk devletine ve milletine gururla hizmet ettim. İddianamede, ‘Gürüz şu kanunun, şu maddesine aykırı fiilleri işlemiş ve bunları hükümeti düşürme amacıyla yapmıştır’ denecek tek bir ima yok.”
-Çapraz Sorguda İlginç Sorular-
Ancak 28 Şubat davasını destekleyenler için asıl önemli olan Prof. Gürüz’ün çapraz sorgusuydu. Adı davanın müşteki/mağdurları arasında yer alan Ergenekon ve Balyoz davalarının meşhur savunucusu emekli Savcı Reşat Petek bile Avukat cübbesini giyip, Gürüz’ü sorgulamak için duruşmada hazır bulundu. Gürüz’ün çapraz sorgusu kelimenin tam anlamıyla “düello/rövanş” havasında geçti.
Bugün Baransu’nun bavulu ile Türkiye’nin gündemine oturan AKP dönemi fişlemeleri münasebetiyle, hiç bir yerde okuyamayacağınız bu sorgunun en çarpıcı kısımlarını tarihe not düşme adına özetliyoruz:
Üye Hakim Süleyman Köksaldı : YAŞ kararıyla TSK’dan uzaklaştırılanların üniversitelerde çalıştırılmamasına dair talimat aldınız mı?
Prof. Gürüz : 657 sayılı kanuna göre bu zaten mümkün değil.
Üye Hakim Köksaldı : Başörtülülerin, ülke gündemindeki ifadesiyle türbanlıların üniversiteye alınmaması vardı. Hükümet, bakanlar sizinle görüştü mü? Eğitim hakkının engellenmesi sözkonusu, çözüm yolu bulunsun, bulunmasın dendi mi?
Prof. Gürüz : İddianamede buna ilişkin tek kelime yok.
Üye Hakim Köksaldı : Müşteki beyanlarında var da…
Prof. Gürüz : Esas olan iddianamedir, müşteki beyanları değil. Anayasa Mahkemesi’nin kararı oldukça olamaz. Dedik ki, bunu siyasi konu yapmayın, biraraya gelin, yasaysa yasa çıkarın. Onun dışında ne yapabilirdik ki?
Üye Hakim Hakan Oruç : Yurtdışındaki öğretim üyelerinin çağrılarak, takibini istemişsiniz. Savunmanızda genellikle bunların başarısızlıktan dolayı çağrıldığını söylediniz. Ama sadece düşünceleri nedeniyle çağrıldığını düşünüyorum. Suçları var idiyse neden Savcılıklara suç duyurusunda bulunmadınız? Bunlar nasıl tespit edildi? Çünkü yazılarınızda subjektif değerlendirmeler var.
Prof. Gürüz : Evet haklarında suç duyurusunda bulunmamakla belki görevi ihmal etmiş olabilirim. Ama bir de mahkeme kapılarında helâk olmasınlar istedik, bir şans daha verelim dedik. Keşke rahmetli Erbakan olsaydı, onun adına gönderilen isim listeleri var. Buna rağmen yetinmedik MİT, Emniyet’ten, yetmedi yurtdışından bilgi istedik. Bunun darbeyle ilişkisi yoktur. MİT’ten bize liste geldi. Bu konuda tek tek her bir öğrencinin durumu ele alındı. Öyle keyfi karar vermedik. Tek tek bakıldı, bazıları geri çağrıldı. Geri çağrılanların hiçbirinin işine son verilmedi. Ama internetten Atatürk’e de küfredersen, bilmem ne yaparsan üniversitelerde görev yapamazsın.
Üye Hakim Oruç : O zaten suç. Atatürk’ü Koruma Kanunu olmasa da suç olduğu düşünülebilir.
Savcı Kemal Çetin : Merhum Erbakan’ın yazısının genel olduğunu düşünüyorum.
Başkan Tayyar Köksal : Lütfen Sayın Savcı, girmeyin.
Üye Hakim Oruç : Genel anlamda soruyorum, bunların objektif kriterlerini soruyorum.
Prof. Gürüz : Hepsiyle ilgili tek tek somutlandı. Bunları tek başıma almadım. YÖK Genel Kurulu kararında gerekçeleri var. Merhum Erbakan’ın yazısını okumak istemiyorum, çünkü isimler var. Bu işlemlerin tamamı yargı denetimine açık, mahkemeye gittiler, kaybettiler.
Üye Hakim Oruç : Birçok öğretim görevlisinin Nurcu, tarikatçı, türbanlı gibi vasıflandırıldığını görüyorum. Prof. Tahsin Fendoğlu (Not: Başbakan Erdoğan’ın eski danışmanlarından) ile ilgili tabir-i caizse subjektif değerlendirmeler var. Fişlemeler var. Öğretim görevlilerinin farklı, hatta aykırı görüşlere sahip olması gerektiğine inanıyorum. Mesela Enver Said 80 yaşında İsraillilere taş atarken görüntülendi. Bu anlamda YÖK’ün düşünce farklılıkları olarak algılaması gerekirken, öğretim üyelerini fişlemesi nasıl ve hangi hukuki dayanakla mümkün olabilir?
Prof. Gürüz : Hiçbiri fişleme değildir. Bunlar devletin çeşitli kurumlarından intikal etmiş bilgilerdir. YÖK de ilgili üniversitelere bildirir, ‘Bakın, gereğini yapın’ der. Fikir özgürlüğü konusunda size katılıyorum. Ama sınırları olduğuna da inanıyorum. Akademik özgürlüklerin sınırını kanunla çizen tek ülke İngiltere’dir, ‘Kanunlar içinde kalmak kaydıyla’ der. Doğru, fikir özgürlüğü, ama ‘Ben istediğimi yaparım’ olur mu? Bakın en yüksek puanı alan rektör olarak atanmıyor. Niye? Bence de Cumhurbaşkanı doğrusunu yapıyor. Her konu da yargıya gitmez ki. O notlar, yazılar bana ait değil. Bugün de bunlar oluyor.
-Üye Hakim: Katsayı İmam Hatip’lere Darbe Vurdu-
Üye Hakim Oruç : Üniversite sınavlarında katsayı ayarlamaları, işin teknik yönünü bilmiyorum, ama basına yansıdığı kadarıyla İmam Hatipler, Meslek Liseleri darbe yedi. Sınavlarda ilk 500’e giren bile istediği üniversiteye gidemedi. Katsayı uygulamasının fiili olarak bu sonucu doğuracağını düşünüyor muydunuz, kararda o zamanki ortamın etkisi oldu mu?
Prof. Gürüz : Uygulamanın meslek liselerine zarar verdiği iddiası geçersiz. Meslek liselerindeki öğrenci sayısı arttı, çünkü büyük imkânlar getirildi. Bir yandan ara eleman yok diye şikâyet edeceksiniz, öte yandan mühendis olsun diyeceksiniz. Buna yasak, engel yok, ama Almanya’da yasak.
Üye Hakim Oruç : İmam Hatip’e gitmiş, sonra da buna gitmek zorunda değil ki…
Prof. Gürüz : Yasak yok. İmam Hatipli de bu ülkenin çocuğudur. Dini eğitim de gereklidir. Katsayı kaldırıldı, hiçbir işe yaramadı. Allah aşkına çocukların zihni köreltiliyor.
Üye Hakim Oruç : Ben girebilir miyim?
Prof. Gürüz : Bilmiyorum. Aldığınız puana bağlı.
Üye Hakim Oruç : Bu konuda anlaşamayacağız galiba.
Prof. Gürüz : Davayla ne ilgisi var? Ama sabaha kadar isterseniz konuşur, katsayıyı anlatırım.
Üye Hakim Oruç : 28 Şubat süreciyle ilgili var mı, onu soruyorum.
Prof. Gürüz : Hayır, tam tersi. Çevik Bir’e, ‘Sizin mektubunuzu kaale almıyorum’ dedim, daha ne diyeyim. Aslında sınav sistemi Genelkurmay’ı da ilgilendiriyordu, çünkü Harp Okulları var. O yüzden hapiste Çevik Bir’in gönlünü aldım.
Savcı Kemal Çetin : Katsayı uygulaması başladıktan sonra herhalde meslek lisesinden mezun olup, ancak ilk 10’a girenler bir tıpı, mühendisliği kazanabilirdi.
Prof. Gürüz : Siz galiba ölçme-değerlendirme konularında uzmansınız.
Savcı Çetin : Meslek liselerinin önü kesildi. Şikâyet buydu. Soru değil, görüşümü söyledim. O dönemde tüm rektörlere yazdığınız yazılar var. Ekte liste gönderip, bölücü, aşırı akımlarla ilişkileri olanların çağrılmasını istiyorsunuz. Yeterli delil elde etmeden, suç duyurusunda bulunmadan yurtdışından çağırarak, yargısız infaz yaptınız. Gerisini söylemiyorum…
Prof. Gürüz : Başbakanın yazısı var.
Savcı Çetin : Başbakan şu isim, bu isim der mi?
Prof. Gürüz : Dedi. Okuyayım mı? (Salondan oku, oku sesleri) Başka isimler de çıktı. Sizden şunu bekliyorum. Bu konuların Refahyol’u devirmekle ne ilgisi var?
-Başkanın İsyanı: Milli Eğitimi mi Tartışacağız?-
Savcı Çetin : Oraya da geleceğim. Katsayının süreçle ilgisi yok dediniz. Oysa Batı Harekat Konsepti’ne (Not: Bu belgenin sahte olduğu iddia ediliyor) bakıyorsunuz, İmam-Hatip fazlalılığı var, önü kesilsin deniyor.
Başkan Tayyar Köksal : Savcılık makamı düşüncesini söyledi, sorusunu sorsun.
Savcı Çetin : Bu da iddianamede var, Toplumsal Faaliyetler Birimi kurulmuş. Ne zaman oluşturuldu?
Prof. Gürüz : Psikolojik harekat planları çok ilgi duyduğum konular değildir. Bunlar MGK’da görüşülüyor, kararlar alınıyor. Başbakana öneriliyor, uygun görürse yürürlüğe konuluyor. Yavuz Psikolojik Harekât Planının Mehmet Sağlam yürürlüğe koydu, Çiller yeniledi. 10 bakanlık, 7 kamu kuruluşu var. Bir de YÖK var. Vallahi uygulamam mı diyecektik? Ayrıca olay tarihi 1999.
Savcı Çetin : Başka bir konu daha var…
Prof. Gürüz : Görüş mü, soru mu?
Savcı Çetin : Yok, soru. Suç ortaya konmadan takip doğru mu?
Prof. Gürüz : Suç mu değil mi, siz karar vereceksiniz. Ama listeler BÇG’den değil, Başbakanlıktan geliyor. Üniversitede olaylar oluyor. Bırakın olsun mu diyelim? Tabii ki her görüşte insan olur, ama bu suç işleme hakkını vermez.
Savcı Çetin : Merhum Erbakan Milli Görüş’ten. Takibi istenen 10-15 kişi de Milli Görüş’ten. Hiç bunu istemiş olabilir mi?
Başkan Tayyar Köksal : Sorular davayla ilgili olsun. Yorum ve değerlendirmeleri daha sonra yapalım. Milli Eğitim geniş bir konu. Tamamını burada tartışmamız mümkün değil.
Prof. Gürüz : Yurtdışındaki araştırma görevlileri kafadan mı, BÇG’nin emriyle mi çağrıldı diye soruluyor. Bakın 29 Ocak 1996 tarihli dönemin Milli Eğitim Bakanı Turhan Tayan’ın yazısı var; Bazılarının şeriatçı eylemlerinin olduğundan söz edilip, incelenmesi isteniyor. 5 Ağustos’da Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinden, Dışişleri Bakanlığı’ndan gelen yazılar var. Ve merhum Erbakan’ın yazısı (Prof. Gürüz, buradaki isimleri kodlayarak okudu) var.
-Reşat Petek: Dışarı Çıkıp Ordu Göreve Diye Bağırın-
Müşteki ve Müşteki Avukatı Reşat Petek : Rektörlere genelge gönderip, başörtülülerin üniversitelere alınmaması talimatı verdiniz mi?
Prof. Gürüz : Anayasa Mahkemesi’nin kararı ve MGK genelgesinin gereği yapılmıştır.
Av. Petek : Yani gönderdiniz. Kılık- kıyafet serbestisi olduğu halde kanuna aykırı bir genelge göndermeniz BÇG’nin gereği mi? Hukuku mu, kendi vicdanınızı mı çiğnediniz?
Prof. Gürüz : İddianamede kılık-kıyafetle ilgili tek bir ifade yok.
Av. Petek : İddianamede 28 Şubat darbesinin suç ortağı olduğunuz suçlaması var. 28 Şubat darbesini gerçekleştiren en önemli eylemlerden birinin başörtülülerin üniversiteye gitmesini engellemek olduğu biliniyor. Bunu da yapan sizsiniz. İşbirliği ve onlardan aldığınız teşekkür sonucu mu yaptınız?
Prof. Gürüz : İddianamede buna dair tek bir ifade yok.
Av. Petek : TCK’ya göre, eğitim-öğretim özgürlüğünü engellemek suçtur. Brifingler sonucu yargı bu konuda başka kararlar verdi. Genelgeniz hakkında yürütmeyi durdurma kararı veren hakimler HSYK tarafından görevden alındı. Bilginiz var mı?
Prof. Gürüz : Davayla ilgisi yok. Onların niye olduğunu gidin arkadaşlarınıza sorun.
Av. Petek : İzmir’de bir öğretim üyesi başörtülü öğrenciyi okula almadığı için mahkûm oldu. Sizin döneminizde niye böyle oldu?
Prof. Gürüz : İddianame dışıdır. Ama sizinle istediğiniz yerde tartışırız. Moderatörü de siz seçin.
Başkan Tayyar Köksal : Burada tartışma çağrısı yapmayın!..
Av. Petek : Genelkurmay brifingine katıldınız mı?
Prof. Gürüz : Katıldım. Türk Genelkurmayı’dır, bugün de giderim.
Av. Petek : Kimseyi fişlemediğinizi söylediniz. BÇG tarafından YÖK’e bir yazı gönderiliyor, siz de bunu üniversitelere gönderiyorsunuz. Ekinde isim listesi var; Nurcu, Süleymancı vs. diye. Bu fişleme değil mi?
Prof. Gürüz : BÇG’den hiçbir yazı gelmemiştir. Devletin bir kurumundan resmi yazı geldiğinde gereğini yapmak zorundasınız. Nokta.
Av. Petek : Kanunsuz emirler uygulanmaz, bilmiyor musunuz?
Prof. Gürüz : Kimseden kanunsuz emir almadım. Bana kanunsuz emir verecek olan da anasından doğmadı. Siz kendi aldığınız kanunsuz emirlere bakın.
(Avukat Reşat Petek’in her soruda 28 Şubat’tan “darbe” diye söz etmesine sanık avukatları itiraz edip, davanın devam ettiği, bu ifadenin provokasyon amacıyla kullanıldığı tepkisini gösterdi. Avukat Petek de sanık ve avukatlarına, “Dışarı çıkıp, ordu göreve diye bağırabilirsiniz” karşılığını verdi.)
Başkan Tayyar Köksal : Avukatın şahsi değerlendirmesidir. Dava devam ediyor.
Av. Petek : Bu dava zaten bir darbe davası. Buna darbe demem yasalara uygun. MGK toplantısının öncesi ve sonrası var. Anıtkabir’de ‘Ordu göreve” pankartı açtınız mı?
Prof. Gürüz : O pankartı açan Türk Solu adlı komünist bir gruptur. Onlarla işim olmayacağını cümle alem bilir. Aynı adamlar benim için “Irkçı, Turancı, faşist” demişlerdir. Onlar beraat etti. Bunu onları beraat ettiren hakimlere sorun.
Av. Petek : 28 Şubat darbesinde binlerce, milyonlarca insan mağdur oldu. Aç, susuz kaldılar. YAŞ kararıyla atılanlar çöp, kağıt topladı. Başörtüsü mağdurları en acı trajedileri yaşadı. Bu eylemlerde işbirliği yaptığınızdan dolayı özür, af diliyor musunuz? Türk Milleti’nden özür diliyorum diyebiliyor musunuz?
Prof. Gürüz : Böyle bir soru sorma hakkınız yok. BÇG’yle çalıştığım şenni iftiradır. Bunu yapanlara aynen iade ediyorum.
Av. Petek : Pişmanlık Yasasından yararlanmanız için soruyorum.
Prof. Gürüz : Bu konular iddianamede yok. Şikâyetiniz varsa, niye konmadı diye savcıya şikâyet edin, koysun.
-Çevik Bir’in İsteğini AKP’nin YÖK Başkanlarınız Yerine Getirdi-
Müşteki Avukatı Yılmaz Bölükbaşı : Orta öğretim başarı puanının dikkate alınmasında Çevik Bir’in yazısının etkisinin olmadığını söylediniz.
Prof. Gürüz : Çevik Bir ne diyordu; Ortaöğretim başarı puanını sıfırlayın. Yani sizinle aynı şeyi söylüyordu. Oysa biz arttırdık. Onun emrini, talebini AKP’nin YÖK Başkanları Yusuf Ziya Özcan ve Gökhan Çetinsaya yerine getirdi.
Av. Bölükbaşı : Bu uygulama sonucunda meslek liseleri sayısı ile başarı durumu ne oldu?
Prof. Gürüz : Çok büyük artış oldu, rakamlarla cevap vereceğim.
Başkan Tayyar Köksal : Eğitim geniş bir konu. Bu davayla neticeye bağlanacak birşey değil.
Müşteki Avukatı İsmail Aydos : Askeri darbelerde üniversitelerin rol oynadığını düşünüyor musunuz?
Prof. Gürüz : 60’ta evet. 12 Eylül tüm kötülüklerin anasıdır. 12 Mart irticanın önünü açmıştır. Askerler ne zaman müdahale ettiyse, irticanın ve bölücülüğün önü açılmıştır. Tüm darbelere karşıyım.
Müşteki Avukatı Yunus Akyol : Devrim Kanunlarına bağlı mısınız?
Prof. Gürüz : Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na bağlıyım.
Av. Akyol : Devrim Kanunlarına karşı mısınız yani?
Başkan Tayyar Köksal : Devrim Kanunları konumuz değil.
Av. Akyol : Şundan soruyorum, hiç Alevi, Bektaşi sorguladınız mı? Hep tarikatçı, Nakşi… Uygulamada çifte standart görüyorum. Soruşturma açmadan işlem tesis ediyorsunuz. Bektaşilik de aynı Devrim Kanunlarına göre suç sayılıyor. Şapka Kanunu hâlâ yürürlükte, Mahkeme heyeti de buna uymayarak suç işliyor…
Prof. Gürüz : Tamam günahkârım!..
Av. Akyol : Tüm günahları belli kesime karşı mı işlediniz?
Prof. Gürüz : Haddinizi aşıyorsunuz. Siz Tanrı mısınız?
Av. Reşat Petek : Genelkurmay’daki brifing sonrasında atılan gazete manşetlerini hatırlıyor musunuz? Bunlar cebir, şiddet içermiyor mu?
Prof. Gürüz : Beni ilgilendirmiyor. Kim yazdı, kim o brifingi verdiyse onlara sorun.
Sonuç : İşte 28 Şubat davasında bunlar konuşuluyor, bunlar soruluyor, sorgulanıyor. Ne tesadüf Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bunların konuşulduğu gün Taraf Gazetesi 2004 tarihli MGK kararı ve AKP’lilerin imzasını manşet yapmıştı. Acaba fişlemeler başta olmak üzere bir gün bu dönemin eylem ve işlemleri de sorgulanıp, yargılanacak mı?
28 Şubat davası yarın sabah Prof. Kemal Gürüz’ün Avukatının savunmasıyla devam edecek. Ardından da Özel Kuvvetler eski Komutanı, MHP Milletvekili Engin Alan savunmasını yapacak.
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
2 Aralık 2013
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/akp-donemi-fislemeleri-tartisilirken…-0312131200.html