İçeriğe geç

Diyarbakır’dan Suriye’ye… Neler Oluyor?

Ülkenin birçok yerinde özellikle Güneydoğu illerinde Suriyelilere yönelik tepkiler ardı ardına patladı.

Başbakan Erdoğan, “Son günlerde Suriye’den ülkemize iltica eden, buraya gelen kardeşlerimize yönelik maalesef bazı yerlerde provokatif eylemler var. Ben kimler tarafından bunların yapıldığını biliyorum, ama bu süreçte bunu seslendirmeyeceğim. Ama gerekirse açıklarım” dedi.

Yani Suriyeliler üzerinden provokasyon yapılıyor, Başbakan Erdoğan da bunu yapanların kim olduğunu biliyor, ama şimdilik açıklamayı uygun görmüyor!..

Başbakanın sözleri “Paralelcileri kast ediyor” şeklinde yorumlandı. Eğer bu yorum doğruysa yine Erdoğan’ın iddiasına göre, “Paralelcilerin” arkasında kim var; İsrail ve CIA.

* * *

PKK-BDP’lilerin yakın dostu ABD Adana Konsolosu John L. Espinoza, “İslâm’a saygılarını gösterme” adına geçtiğimiz günlerde Diyarbakır Sur Belediyesi ile iftar yemeği düzenledi.

Lâkin o iftar yemeği basıldı. Bazı gazetelerin yazdığına göre, baskını düzenleyenler arasında Memur-Sen, Özgür-Der, Mustazaflar, hatta Diyarbakır’daki bazı AKP yöneticileri vardı. Yine iddialara göre, polis iftar çadırını dağıtanlara müdahele etmemişti.

Hadi MİT çok önemli işlerle meşgûl diyelim, bölgede cirit atan CIA’nın, ABD Konsolosluğu’nun böyle bir organizasyonu öncesi istihbarat çalışması yapmamasına, tepkilerden ve baskından haberdar olmamasına imkân var mı?

Aynı gün Hopa’da İHH’nın iftar programı dolayısıyla olaylar çıktı. Diyarbakır’daki baskına sessiz kalan Başbakan Erdoğan Sakarya mitinginde Hopa’da olanlara şöyle tepki gösterdi:

“Hopa’da vandallar bu yardım örgütüne alçakça saldırıyor. Bakalım dini duyguları istismar eden CHP, bu alçakça saldırıya ne diyecek? Acaba CHP, bu vandallığı öven milletvekillerine ne yapacak, ne diyecek? Bakalım MHP yönetimi, bunu nasıl izah edecek? Biz Türkiye’yi bu vandallara bırakmadık ve bırakmayacağız. Hopa’da işte bu şer cephesinin maskesi düştü. Her türlü değerin istismarını yapan bu cephenin gerçek niyeti ortaya çıktı. Bunun altından kalkamayacaklar.”

Hopa’daki polisler aynı gün görevden alındı, ama Diyarbakır’da hiçbir tasarrufta bulunulmadı.

Valiliğin yaptığı açıklamaya göre, Diyarbakır’daki olaylar “karşıt gruplar” arasında devam ediyor. Kimliği belirlenemeyen kişiler el yapımı parça ve basınç etkili bombalarla İhya Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne (İHYA-Der) saldırıyor. Bu dernektekiler de Eşit Özgür Yurttaş Derneği’ni basıyor vs.

* * *

Başbakan Erdoğan’ın “unsur” olarak nitelediği IŞİD, Irak’tan sonra Suriye’de de saldırılara başladı. Bunun üzerine İmralı’daki teröristbaşı, “Kürt halkına ve gençlere seferberlik” çağrısında bulunup, Suriye’nin kuzeyine yardıma gitme talimatı verdi. PKK’nın Suriye kolu PYD’ye yardım için sınırdan geçen geçene… AFP’ye konuşan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü Rami Abdulrahman, “En az 800 Kürt savaşçının Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinin karşısında bulunan Kobani’ye geçtiğini” söyledi. İstanbul’da Dışişleri ve MİT tarafından ağırlanan PYD’nin eşbaşkanı Salih Müslim de “Sınırdan geçenlerin PKK’lı değil, gönüllü gençler” olduğunu belirtip, IŞİD’e karşı Türkiye’den yardım beklediklerini açıkladı. Şanlıurfa Birecik’te kurulan çadırda nöbet tutan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak ise “Kobani IŞİD’in eline geçerse hem Suriye dengelerini değiştirecek, hem de Türkiye’yi savaşın içine sokacak” dedi.

Hale bakın; Düne kadar teröristbaşı Suriye’den PKK’yı idare ediyor, teröristler Suriye’den Türkiye’ye geçiyordu. Bugün ise teröristbaşı İmralı’dan PKK’yı idare ediyor ve yine onun emriyle bu defa Türkiye’den Suriye’ye akın akın terörist gidiyor.

Başbakan Erdoğan, “Türkiye değişti, dönüştü” derken, haksız mı? İşte huzurlarınızda “Yeni Türkiye”!..

* * *

Türkiye, içerde failini Erdoğan’ın bildiği “provokasyonlar”, sınırda Hatay’dan Hakkari’ye IŞİD-PKK arasında sıkışmış gözüküyor.

Başbakan Erdoğan’ın bir vakitler Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı arazileri İsrail’e kiralamak istediğini hatırlıyoruz değil mi?

“Kürdistan” projesinin baş aktörünün İsrail olduğunu;

“Kürdistan”ın ilk ayağı “Barzanistan”ın kuruluşunun, Irak’ın kuzeyindeki Kürtlerin “Saddam’ın zulmünden” Türkiye’ye göçü ve Batı’nın burada 36’ıncı paralel diye “dokunulmaz” bir bölge ilânıyla başladığını da biliyoruz.

* * *

CIA’cı Henry Barkey’in 2 yıl önce, “Suriyeli Kürtlerin lideri PYD değil, Barzani olacak” dediğini vurgulayıp, yine geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa Ceylanpınar’da yaşanan bir başka olaya geçelim.

Erdoğan’ın Şanlıurfa mitingini yaptığı gün, Ceylanpınar’a dönen AKP’li Belediye Başkanı Menderes Atilla’ya bombalı ve silahlı saldırı düzenlendi. Başkan Atilla, PKK’nın hakkında “vur emri” çıkardığını, saldırının da Kandil’den gelen talimat üzerine yapıldığını söyledi.

Ceylanpınar her anlamda en kritik yer… PKK da burasını o kadar istiyor ki, İktidar-İmralı“çözüm” için masaya oturmuşken AKP’li Başkana saldırı düzenleniyor ve Hopa için hoplayan Erdoğan’ın sesi hiç çıkmıyor!..

* * *

Erdoğan’ın sık sık görüştüğü ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden 10 gün önce şunları söyledi:

“Bölgede olgular değişiyor. Türkiye daha çok yapıcı rol oynamalıdır, bu çıkarınadır. Güvenliği tehdit altındadır. Ruslardan dolayı Karadeniz’de, Suriye’nin çöküşünden dolayı Güney’de ve IŞİD’ten dolayı Doğuda…”

Konsolos Espinoza da Diyarbakır’da iftar yemeği düzenlediği gün, “Bölgeyi yakından takip ediyoruz. Türkiye’nin zor bir dönemden geçmekte olduğunu görüyoruz. Suriye’de devam eden savaş Türkiye’nin güney sınırında zorluklar oluşturdu… Türkiye’nin uzun vadedeki başarısı bizim için önemli” dedi.

Bu sözler tespit, uyarı veya tehdit, her neyse ne… ABD şimdi ne istiyor? Kıbrıs’ı… Başka?..

Suriye krizi başladığında, ABD’nin “tampon bölge” oluşturulmasını ve Türkiye’nin de bir birlik göndermesini istediği, ancak Genelkurmay’ın karşı çıktığı konuşulmuştu.

Başbakan Erdoğan ise “Sınır bölgesinde olası bir PKK riskine karşı tampon bölge kurma gibi bir alternatif düşünüyor musunuz?” sorusunu şöyle cevaplamıştı:

“Güvenli bölge, tampon bölge, kâh bizde şu anda oluşmuş olan kamplar… Bütün bunların hepsi alternatiflerin içerisinde. Bunların öncelikleri ise biraz da sürece bağlı. Bu konuyla ilgili Dışişleri, Silahlı Kuvvetler, istihbarat teşkilatlarımız yoğun çalışmanın içindeler ve atılması gereken adımlar, alınması gereken kararlar geldiği anda alınacaktır. Yani istim üzerindeyiz…”

Türkiye Suriye’ye birlik göndermedi, ama PKK gönderiyor…

Ve artık NATO’nun mu, BM’nin mi kontrolünde olur, anlaşılan çok geniş bir “tampon bölge” için “süreç” tamamlanıyor…

Öyleyse hoşgeldin “Suriye Kürdistan”ı!..

Silivri, Mamak, Şirinyer, Eskişehir ve Malatya’ya kucak dolusu sevgiler

Müyesser YILDIZ

19 Temmuz 2014

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/sira-suriye-kurdistanin-da-mi-1907141200.html

Kategori:Uncategorized