22 sanıklı Sinan Ateş suikastı davasına devam edildi.
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü beşinci celsesinin başlangıcında CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın salonda olduğunu gören Mahkeme Başkanı, Çarşamba günü alınan kararı hatırlatarak Tanal’dan dışarı çıkmasını istedi. Tanal da itiraz etmeden salondan ayrıldı.
Bugünkü duruşmada tanıklar dinlendi. İlk tanık motokurye Y.M. suikast günü Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi’nde siparişe giderken, ışıklarda beklediği sırada iki kişinin hızla motorsiklete bindiğini söyledi. Y.M., Mahkeme Başkanı’nın soruları üzerine bir kişinin kasklı motorda olduğunu, arkadan gelen bir kişinin de motora bindiğini, kasksız olduğunu, motoru hızlı kullandıkları için dikkatini çektiğini anlattı. Başkan, motorun plakasını sorunca da Y.M., “35 E… Dïğer kısmı bantlıydı.” dedi.
Tanıklardan Y.S. de sanık Aytaç Ataç’ın kafesinde otururken bir arkadaşının arayıp, “Ocak Başkanını öldürmüşler.” dediğini, Aytaç Ataç, ne olduğunu sorunca gelen haberi aktardığını, Ataç’ın, “Tolgahan’ı (Demirbaş) arayayım, bilir.” diyerek Demirbaş’ı aradığını söyleyip şunu kaydetti:
“Görüşmeden sonra ‘Ne oldu?’ diye sordu. ‘Bilmiyormuş.’ diye cevap verdi.”
Tetikçinin kaçışını gören tanıklardan G.E., aracıyla giderken ucu uzun silahla koşarak gelen maskesiz, beresiz birisini gördüğünü, bu kişinin motorla bekleyen birisinin arkasına binip gittiğini, motorun plakasının son üç numarasının bantlı olduğunu anlattı.
G.E., bir müşteki avukatının, “Kaçarken silahnı attı mı, elinde miydi?” şeklindeki sorusunu “Koşarken elindeydi.” diye cevapladı.
Davanın önemli tanıklarından suikast sırasında Sinan Ateş’in yanında olan, Ateş’in öğrencisi Ahmet Keçik, SEGBİS bağlantısıyla katıldığı duruşmada özetle şunları söyledi:
“Saldırgan çok seri şekilde en az 9-10 el atışla doğrudan Sinan Ateş’i hedef aldı. Gövdesine doğru ateş etti. Ben bir aracın arkasına saklandım. Daha sonra kendimi savunma ihtiyacı duyduğum için Sinan Ateş’in belindeki silahı alıp birkaç el ateş ettim. Rahmetliyi kontrol ettim, herhangi bır tepki vermedi. Selman Bozkurt yere çökmüştü. Onu da kontrol ettikten sonra silahları alıp ofise götürdüm. Yukarıda çalışan bir abla vardı, ona teslim edip döndüm, yaralılara tampon yapmaya çalıştım. Öncesinde ambulansı aramıştim zaten, ambulans geldi ve götürdü.”
İlk Atışta Secdeye Kapanır Gibi Düştü
Ahmet Keçik sorular üzerine de, Sinan Ateş’in tehdit edildiğinden haberi olmadığını, ilk atışta namaz kılarken secdeye kapanır gibi düştüğünü, “Reis’i vurduk.” gibi bir söz duymadığını, Sinan Ateş’e kendisinin, “Başkan”, Selman Bozkurt’un, “Abi” diye hitap ettiğini söyledi.
Silahları İyi Koru Dedi
Keçik, bazı sanık avukatlarının yönelttiği sorulara da şu cevapları verdi:
Soru: “Kolluktaki ifadenizde silahları götürmeniz için Selman Bozkurt’un talimat verdiğini söylemişsiniz.”
Keçik: “Emir vermedi; ama yaralıyken silahı elinden aldığımda, ‘Bunları iyi koru, başına bir şey gelmesin.’ dedi.”
Soru: “Ofis olay yerine kaç metre, kaçıncı katta? Asansörle mi yürüyerek mi çıktınız?”
Keçik: “Ofis olay yerine 50 metre, 7’nci veya 8’inci katta. Hatırlamıyorum, ama hiç yürüyerek çıkmadım.”
Soru: “Görüntülerde silahı alacağınız sırada irkiliyorsunuz. Ne duydunuz veya gördünüz de irkildiniz?”
Keçik: “23 yaşındayım, panik haldeyim, iki yaralı görünce…”
Dosyadan Nasıl Çıktı?
Bir sanık avukatı ise Ahmet Keçik’e şunu sordu:
“Olaydan sonra ifadeniz müşteki-şüpheli olarak alınmış. Şüpheli sıfatınızla ilgili verilmiş bir takipsizlik kararı yok. Bu konuda size herhangi bir açıklama yapıldı mı?”
Keçik: “Hayır, yapılmadı.”
Tanık Sanığı Teşhis Etmedi
Azmettirici Doğukan Çep ile sanıklar Alper Atay ve Caner Güney’in 31 Aralık 2022 tarihinde kaldığı otelin sahibi G.T. dinlenen son tanık oldu. Doğukan Çep’i tanımadığını, o gece Yalova’da olduğunu ve alkol aldığını, Alper Atay’ın FaceTime’dan arayarak oda isteyip Caner Güney’le kalacağını söyledîğini, Güney’i de FaceTime’da gördüğünü, tüm odalar dolu olduğu için otoparkçıların kaldığı odayı verdiğini anlattı. Mahkeme Başkanı’nın, savcılıktaki ve duruşmadaki ifadelerindeki farklılığa dikkat çekmesi üzerine, “Bana çok sayıda fotoğraf gösterildi, yanılmış olabilirim. Daha önceki ifademde yanılmış olabilirim.” diyen G.T, Caner Günay kendisine gösterildiğinde de gördüğü kişinin bu olmadığını belirtti. G.T. ayrıca sanıklardan Erdem Karadeniz’le herhangi bir ortaklığı bulunmadığını bildirdi.
Tanıkların dinlenmesinin ardından Mahkeme Başkanı, kararların müzakeresi için duruşmaya yaklaşık 4 saat ara verdi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Mahkeme Başkanı, kararı açıklamadan önce Savcı’dan mütalaasını sordu. Savcı, sanıklar Mehmet Yüce, Erden Karadeniz ve Osman Bayraktar’ın tahliyesi yönünde görüş bildirip telefon şifresini vermeyen Serdar Ökten ve Mustafa Ensar Aykan’ın şifrelerinin Apple’dan temin edilmesi için ABD’ye yazı yazılmasını istedi.
Mahkeme, müşteki Ateş Ailesi’nin Tolgahan Demirbaş’ın Olcay Kılavuz’un evinde yakalandığı iddiasıyla ilgili suç duyurusunun dosyaya getirtilmesi ve 17 şüpheliyle ilgili ayrılan soruşturmanın davayla birleştirilmesi başta olmak üzere hemen hemen tüm sanıkların ve avukatlarının kovuşturmanın genişletilmesine yönelik taleplerini reddederek dosyayı, esas hakkındaki mütlaayı hazırlamak üzere Savcı’ya tevdi etti. Mahkeme, adli kontrol şartıyla şu sanıkların tahliyesıne karar verdi:
- Mehmet Yüce
- Erdem Karadeniz
- Osman Bayraktar
- Zekeriya Asarkaya
- Hakan Saraç
- Ufuk Köktürk
- Aytaç Ataç
- Caner Günay
- Umut Ersoy
- Alper Atay
Mahkeme bu arada telefon şifreleri için ABD ile yazışma yapılmasına ve dünkü celsede CHP Milletvekili Mahmut Tanal’a “DHKP-C’li” diyen Doğukan Çep hakkında savcılığa hakaretten ihbarda bulunmasına karar vererek duruşmayı 19 Temmuz’a erteledi.
Müyesser YILDIZ
5 Temmuz 2024