Almanya, İngiltere, ABD ülkenizi BBG evine çevirmiş neyiniz var-yok dinlenmiş. Güvenliği böylesine tehdit ve şantaj altındayken, allame-i cihan bile olsalar o ülke yöneticilerinin aldığı kararlara ne kadar güvenilebilir?
Söz konusu Türkiye ise bu konu hiç konuşulmaz, hiç bir ülkeden hesap sorulmaz, “özür dilenmesi” istenmez. Dahası aksine “koca kulakların” planlarına hizmet edecek kararlar alınır. Eş zamanlı olarak ülkeyi büyük bir “bataklığa” sürecek şekilde gaza basılıp, PKK-PYD’yle “ittifaka” oturulur, Meclis’ten “savaş” tezkeresi çıkarılır.
1 Mart tezkeresi çıkmadığı için Süleymaniye’de Türk askerinin başına çuval geçirildiğinde, ABD’ye nota verilmesi istenince dönemin Başbakanı Erdoğan, “Ne notası veriyorsun, müzik notası mı?” diye dalga geçmişti.
Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de, “Devletlerin özür dilemeleri biraz farklı oluyor. Bir süper güç olarak hatalı olduklarını, yanlış yaptıklarını anladılar, üzüntü beyanıyla bunu ortaya koymuş oldular” demişti.
Gerçekten “süper devletlerin özür dilemesi bir başka oluyor”muş!..
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in Harvard’da Erdoğan’a yönelik “gafında” bunu gördük. Erdoğan Başbakanlığının son günlerinde, artık Obama’yla görüşememekten, sadece Biden ile muhatap olabilmekten yakındı. Köşke çıkmasından sonra da bu ilişkide fazla değişiklik yaşanmadı. Obama Erdoğan’la sadece görüntü verirken, ana görüşme ve pazarlıkları Biden yürüttü.
TBMM’de Suriye tezkeresi 2 Ekim Perşembe akşamı kabul edildi. Biden, Harvard Üniversitesi’nde ABD saatiyle Perşembe akşamı konuştu, ki Türkiye’de gece yarısıydı. Yani tezkere kabul edilmiş, ABD yönetimi de karardan “memnuniyet” duyduğunu açıklamıştı.
Buna rağmen Biden, Harvard’daki konuşmasında IŞİD konusunda Türkiye’yi ve Erdoğan’ı suçladı. “Cumhurbaşkanı Erdoğan, ki eski bir dosttur, bana dedi ki, siz haklıydınız, çok fazla insanın (Suriye’ye) geçişine izin verdik, şimdi sınırı mühürlemeye çalışıyoruz” sözüyle de Erdoğan’ı çileden çıkardı.
Erdoğan’ın Bayram Namazı sonrası Biden’a verdiği cevap ise tam bir “one minut” çıkışı oldu. Erdoğan özetle şunları söyledi:
“Bu konuda eğer Biden bu tür ifadelerle kullandıysa Biden benim için tarih olur. Asla benden böyle ifade sadır olmamıştır… Esefle karşıladım. En son ABD’de bu son gidişimde yaptığım görüşmede asla kendilerinde bu noktada ‘biz yanlış yatık, böyle bir duruşumuz oldu, siz haklıydınız’, asla böyle birşey olmamıştır. Onu da söylüyorum ve sayın Biden, eğer Harvard’da böyle birşey söylediyse, bizden özür dilemesi lâzım.”
Çuval için aylarca ayak sürüyen ve özür dilemeyen ABD’den kısa sürede cevap geldi. Beyaz Saray, “Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın, Harvard Üniversitesi’ndeki yorumlarını netleştirmek için Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile konuştuğunu” duyurdu. Açıklamada, “Başkan Yardımcısı, Türkiye, bölgedeki diğer müttefik ve ortakların IŞİD’i ya da Suriye’deki diğer şiddet yanlısı aşırıları bilerek desteklediği ya da büyümesini kolaylaştırdığı yönündeki her türlü ima nedeniyle özür diledi. Başkan Yardımcısı, ABD’nin Türkiye dahil, dünya genelindeki müttefik ve ortaklarımız tarafından IŞİD belası ile mücadele etmek için ortaya konulan taahhüt ve fedakârlıklara büyük değer verdiğine açıklık getirdi. İki lider, IŞİD’e karşı koymak için ABD ve Türkiye’nin beraber yakın çalışmasının önemine vurgu yaptı” denildi.
Bir “süper devlete” anında, hele de kamuoyu önünde özür diletmek gurur verici, ama bu tür sıkıntıların genelde perde arkasında halledilmesine, geçiştirilmesine alıştık ya, haliyle insan şüpheleniyor.
Uçu açık tezkere çıkmış, Türkiye’de büyük tartışmalar yaşanıp, iktidar milleti hem PKK-PYD ile “ittifaka”, hem Suriye’ye savaşa iknaya çalışırken ve dahi ABD ile pazarlıkların nasıl sonuçlanacağı beklenirken, Erdoğan’ın damarına basılması, sadece Biden’ın meşhur “patavatsızlığıyla” izah edilebilir mi?
Haliyle akla; “Pazarlıklara yönelik peşin uyarı mı, yoksa Türk Milleti’ne, ‘Bakın iktidar ABD karşısında nasıl da dik duruyor’ dedirtme kurgusu mu?” soruları düşüyor.
-Biden’ın Bu İddiaları Ne?-
Erdoğan, Biden’in IŞİD’le ilgili suçlamaları ve “Siz haklıydınız” dediği yönündeki iddiasını yalanladı. Biden da buna ilişkin, “her türlü ima nedeniyle” özür diledi.
Lâkin Biden’in, Harvard Üniversitesi’nde yaptığı başka açıklamalar da var.
Geçen hafta New York’ta yaptıkları toplantıda, Erdoğan’ın kendisine Perşembe günü TBMM’den geçen tezkereden bahsettiğini belirtip, şunları anlattı:
“Türklerin bugün ne yaptıklarını fark ettiniz mi? Erdoğan, geçen Perşembe (25 Eylül) bunu yapacağını bana söylemişti, ama yeterli oy oluncaya kadar bahsetmememi istemişti. IŞİD’e karşı Türk kara gücüne izin vermek, Türk hava sahasının NATO ve diğer müttefikler tarafından kullanılabilmesi, Türk hava sahasının bizim insansız hava araçlarına açılabilmesi için Türk Parlamentosu’nda oylama yaptılar.”
Düşünün, tezkere daha TBMM’den geçmemiş, Erdoğan 1 hafta öncesinden Biden’a bu sözleri vermiş!..
Biden, Türkiye’nin bu noktaya gelmesini ve “IŞİD’le savaşmak için Sünni müttefiklere ihtiyaç duymalarını” yani, Türkiye’nin cepheye sürülmesini ise şöyle izah etti:
“Bir Sünni devlet olarak Türkiye’nin IŞİD’in kendine yönelik doğrudan ve acil bir tehdit olduğunu fark etmesi epey zaman aldı… Amerika bir kez daha Müslüman bir ülkeye dalıp, saldırganlık yapamaz. Sünni bir örgüte saldırıya, yine Sünniler liderlik etmeli.”
Gerçekten tezkereden önce Biden’ın iddia ettiği bu “sözler” verildi mi?
Acaba Erdoğan, “ABD’de yaptığım görüşmede, asla benden böyle ifadeler sadır olmamıştır. Bizden ve TBMM’den özür dilemesi lâzım” da diyecek mi?
Mamak, Şirinyer, Eskişehir, Malatya ve Antalya’ya kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
5 Ekim 2014
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/erdogan-bidena-bir-hafta-once-ne-soz-verdi-0510141200.html