30 Ağustos’ta Kara Harp Okulu’nda düzenlenen resmi mezuniyet töreninin ardından kendi aralarında yaklaşık 28 yıldır okunan, ama geçen yıl kaldırılan subay andını okuyarak kılıç çatıp, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye kutlama yapan teğmenlerin ifadelerinin alınmasına başlandı.
Daha soruşturma açılmadan Erdoğan peşin peşin, “İstismarcılar… Bu kılıçları kime çekiyorsunuz?.. 30 kişi olabilir, 50 kişi olabilir… Bunları temizleyeceğiz.” hükmünü vermişken, teğmenlerin ifadesini almaya ne gerek kaldıysa!..
Ülkenin ve milletin derdi başından aşmışken, geçen hafta Erdoğan ve medyanın ABD dönüş yolunda da teğmenlerin peşini bırakmadığını gördük.
Erdoğan bu defa şöyle konuştu:
“Kılıç meselesi birkaç kendini bilmezin ne yazık ki, ortaya koyduğu bir karmaşaydı. Şu anda gerek Milli Savunma Üniversitesi gerek Kara Kuvvetleri Komutanlığı gerekse Milli Savunma Bakanımız, müşterek çalışmalarını sürdürüyorlar ve bu işin içerisindekiler kimlerse bunların hak ettikleri cezayı almasını temin edeceğiz. Burası kendini bilmezlerin at oynattığı bir meydan değil. Biz bu kendini bilmezlerin at oynattığı meydana ülkemizi kesinlikle bırakamayız. Buna göre de adımımızı atacağız. Savunma Bakanımız ve Savunma Üniversitemizin başındaki hocamızla bir araya geldik, görüşmelerimizi yaptık ve inşallah en kısa zamanda bu işi neticeye ulaştıracağız.”
Bu açıklamadan anlaşılan o ki; iddia edildiği gibi, teğmenlerin arkasından “FETÖ/METÖ aklı” çıkmamış… İktidara “darbe teşebbüsünde” de bulunulmamış… Sadece bir “karmaşa”, yani disiplinsizlik sözkonusu.
Disiplinsizliğin Ölçüsü Ne?
Erdoğan’ın, “Savunma Bakanımız, Savunma Üniversitemizin başındaki hocalarımızla bir araya geldik, görüşmelerimizi yaptık” şeklindeki sözleri ilginç ve önemli.
Neden mi?
Bilindiği gibi, Savunma Bakanı Yaşar Güler 3 Haziran 2023’ten beri bu görevde.
Prof. Erhan Afyoncu da 4 Ekim 2016’dan beri Milli Savunma Üniversitesi Rektörü.
Subay Andı da geçen yıldan itibaren okutulmamaya başlandı.
Şimdi geçen yılki mezuniyet törenine gidip görüntüleriyle anlatalım.
30 Ağustos’taki mezuniyet töreninden bir gece önce teğmenler hem İzmir Marşı’nı hem subay andını hem Andımız’ı okuyarak kutlama yaptı. Hani, şu PKK’yla müzakere süreci nedeniyle 2013’te ilköğretim okullarında okutulması yasaklanan Andımız…
30 Ağustos’taki resmi mezuniyet töreninden sonra ise bu yıl olduğu gibi kılıçlarını çekip, halen Milli Savunma Üniversitesi internet sitesinde de bulunan “Biz Atatürk Gençleriyiz” Marşı’nı okudular.
Herhalde Savunma Bakanı ve Milli Savunma Üniversitesi Rektörü de bu kutlamalardan haberdar olmuştur.
Diyeceğimiz; geçen yıl bunları “disiplinsizlik” saymayanlar, şimdi nasıl oluyor da teğmenler hakkında soruşturma açılmasına rıza gösteriyor?
Tamam, geçen yılki bu kutlamalar kamuoyunun gündemine gelmedi. O zaman da şunu soralım:
Disiplinsizliğin ölçüsü, kamuoyunun haberdar olup olmaması mıdır? Yüzlerce teğmenin kaderiyle oynamak bu kadar basit mi?
Saray’daki 30 Ağustos kutlama töreninde Ferhat Göçer’den, Çanakkale türküsünü dinleyip, “Ana ben gidiyom düşmana karşı of gençliğim eyvah” dizeleriyle hüzünleneceksiniz, sonra da teğmenlere bu muameleyi reva göreceksiniz.
Akıl alır gibi değil!..
Malûm; Erdoğan’ın bitmez tükenmez bir şiir mağduriyeti var. Sık sık, “Siirt’te okuduğum şiir sebebiyle hapse atılarak siyasi hayatımı sona erdirmek istediler.” diye dert yanıyor.
Bir şiir yüzünden bunları yaşayan Erdoğan’ın 27 yıl sonra sırf subay andını okudukları için teğmenlerin askerlik hayatını bitirmek istemesine ne denir ki?!
Ve herkese bir samimiyet testi sorusu: o teğmenler tören esnasında veya sonrasında “Tayyip Erdoğan’ın askerleriyiz” diye slogan atsa yine böyle kıyameti kopartırlar mıydı?
Müyesser YILDIZ
30 Eylül 2024
12punto link: https://12punto.com.tr/yazarlar/muyesser-yildiz/erdoganin-siiri-tegmenlerin-andi-53193