İçeriğe geç

Kürtajcılara ve Kalpsiz Başlara 100 Puanlık Soru

“Malûm kadınlar” vardı, şimdi bir de “öyle çocuklar”ımız oldu. “Öyle çocuklara devlet bakar” mış. Yeter ki “kürtaj olmasın” mış!.. Bosna’da, Irak’ta tecavüze uğrayan kadınlar niye intihar etti, niye canlı bomla oldu, o kalpsiz başlar anlayabilir mi? Ya da siz, bizler yıllardır neyle suçlandığımızı bilmeden beton mezarlarda çürütülürken tecavüzcülerin 3-5 ay sonra ellerini kollarını sallayarak neden sokağa salındığını anladınız mı?

Bu ülkede kürtaj sadece anne karnındaki bebeğe mi yapılıyor sanıyorsunuz? Veya sadece kadınlara? Erkekler de kürtaj ediliyor görmüyor musunuz?

Beni 19 yaşındaki oğlumdan ayırmaları kürtaj değil mi? Mustafa Balbay Yağmur ve Deniz’den, Tuncay Özkan Nazlıcan’dan, Soner Yalçın biricik oğlundan, hasılı Silivri-Hasdal’daki tüm babalar evlatlarından koparılmadı mı? Hem de öyle doktor neşteri falan değil, 3 kuruşluk çakma CD’yle, “virüs” mikrobuyla!… Haberal’ın, Dursun Çiçek’in analarına kürtaj yapılmadı mı? Son nefeslerinde evlâtlarını görebildiler mi? Ya gencecik bir gazeteci olan Çağdaş Ulus? Anası niye bir daha yazmaması için gözyaşı döküp yemin verdiriyor? 20’li yaşlardaki üniversite öğrencilerinin analarından koparılıp hapse konması da bir “kürtaj” değil mi? Ne yapılıyor biliyor musunuz: düpedüz “yetişkin kürtajı”!.. Bilmem artık tıp mı, hukuk mu, siyaset terimleri sözlüğüne mi girer; ama işte bu da literatüre katkımız olsun.

100 puanlık soru mu? Çok merak ediyorum, acaba analarımızın karnına düşenin Balbay, Özkan, Haberal, Çiçek, Alan, Soner, Barış’lar, Perinçek, Müyesser, Yalçın Küçük olacağını bilseler yine kürtaja böyle heyecanla karşı çıkar mıydı bu kalpsiz başlar? Yoksa doktordan önce mi neşteri kaparlardı?

Yok.

Öfkemin asıl sebebi bu değil. Yalova’da polis gazı ile ölen 31 yaşındaki Çayan Birben. Dalyan gibi bir delikanlı. Anası polis gazıyla öldürülsün diye mi doğurdu onu?

Emine Erdoğan Uludere’yi ziyaret ettiğinde: “Benim çocuğum ölse dünyayı başlarına yıkardım.” diyesiymiş. Ne yapsın şimdi Çayan’ın anası-babası? Bu gazlı kürtajın hesabını nasıl görsün? Kendimi ailesinin yerine koydum; aklımı yitirecektim neredeyse!..

“Astım, panik atağı varmış zaten; kader, ecel işte!…” diyordur mutlaka o kalpsiz başlar. İncelemeden, soruşturmadan ne çıkacağı belli. Metin Lokumcu’nun soruşturmasından ne çıktıysa o.

10 Haziran 2011 akşamını hiç unutamıyorum. NTV’deydi Başbakan Erdoğan; canlı yayında Ruşen Çakır, Hopa’da yine polis gazından yaşamını yitiren Metin Lokumcu’yu sordu. Üstelik akrabası olduğunu vurgulayarak. O kalpsizliği, o “oh oldu” tavrındaki cevapları unutamadım bir türlü. Ölmüş yahu; bir rahmet, Ruşen Çakır’a bir başsağlığı dile. Ruşen Çakır’ın o anda programı terketmesini o kadar istedim ki!..

31 yaşındaydı Çayan Birben. Tecavüzcünün ceninini koruma derdine düşenler 31 yaşındaki Çayan’ı gazlı kürtajla aldı anasının bağrından. Var mı her türlü tepkiyi göze alıp Çayan’ın ailesine bir başsağlığı dileyecek bir yürek?

Silivri’den kucak dolusu sevgiler…

Müyesser YILDIZ

1 Haziran 2012

Kategori:Uncategorized