Gözaltı ve tutuklama sürecimizde olduğu gibi TÜBİTAK raporundan sonra da manşetlerinde ‘zafer çığlığı’ atanların gazetecilik etiği açısından her şeyden önce şu basit sorunun cevabını vermesi gerekiyor:
“Hayırdır! Bu davanın tarafı siz misiniz? Nedir bu kan davanız? Bizler suçlu çıkarsak sizin cebinize ne girecek; beraat edersek ne kaybedeceksiniz?”
Mızrak çuvala sığmayınca yandaş medya resmen çuvalladı. O çuvallamayla birlikte “Müyesser masum, Oda Tv’ciler suçlu” gibi bir algı yarattıklarını dahi fark etmediler. Fark edenler bu ‘hata’yı (!) düzeltmeye çalışırken başka yanlışlara imza attılar.
Bu algı neden ve nasıl oluştu; TÜBİTAK raporuna başvurarak anlatalım.
Sayfa 259’daki “Zararlı Yazılım Analiz Sonucu”nda şöyle deniyor:
“Bahse konu olan dosyaların, bu yazılımlar vasıtasıyla geldiği veya gelmediği konusunda yorum yapabilmek için dosya üstverilerindeki uyumsuzlukların tespit edilmesi ve dosyaların varlığından kullanıcıların haberdar olduğunu işaret eden işletim sistemi izlerinin de incelenmesi gerekmektedir. Bu konudaki ayrıntılı incelemeler Cevap-5 bölümünde her dosya için ayrı ayrı yapılmıştır.”
Cevap-5, incelenmesi TÜBİTAK’tan istenen 35 dosyanın üstverilerinin incelendiği bölüm. İşte benim “ak”, Oda Tv’nin “kara” gösterilmesinin sırrı da bu bölümde gizli. Benim bilgisayarımdan çıkan sözde 4 belgenin (sf. 145-163, 174-192, 197-201) üst verileri (yazan kişi, tarihler gibi bilgiler) incelenirken tarih bilgilerinde ciddi bir uyumsuzluk tespit edilmiş. Bu tarih farkının oluşması konusunda bilirkişiler üç ihtimal bulunduğu kanaatine varmış. İhtimallerden ilki, önceden yapılan bir yedeklemeden geri yükleme yapmış olmam… İkincisi, dosyayı sıkıştırılmış bir arşivden (RAR formatı) çıkartıp bulunduğu yere koymuş olmam… Sonuncusu ise sözde belgelere ait tarih bilgilerinin biri tarafından değiştirilmiş olması…
TÜBİTAK uzmanları, o üç ihtimalin de tarihlerdeki çelişkiye neden olabileceği görüşünde. Ancak en kuvvetli gördükleri ihtimalin, tarihlerin değiştirilmesi olduğunu belirtmişler. Tarihlerin değiştirilmesinin nasıl yapılabileceği konusunda ise şunu söylemişler:
“Zaman değiştirme işlemi, yazılmış özel bir program ile ya da basit bir ‘visual basic script’ ile olabilmektedir.”
Ben bilgisayar programı yazmayı bilmiyorum. O nedenle bahsi geçen ‘visual basic script’i yazmış olamam. Ayrıca raporda, benim bilgisayarımda bu tarihleri değiştirebilecek hazır bir programa ait bir bulgu da yer almıyor.
Bu da sonuç bölümünden:
“Sonuç olarak, Delil-3’teki (benim bilgisayarıma verilen kod) dosya sistemi üstveri uyumsuzlukları ve bu bilgisayar kullanıcısına başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiş olduğu değerlendirilen hedefli zararlı yazılım gönderme saldırısının zamanlaması, Delil-3 bilgisayarındaki dosyaların zararlı yazılım vasıtasıyla gönderilmiş olma ihtimalini güçlendirmektedir.”
Benim bilgisayarımla, OdaTv ve Barış Pehlivan’ın bilgisayarlarına ilişkin tespitlerin tamamı aynı. Tek fark işte bu üstveri incelemesinden kaynaklanıyor.
Bu incelemenin diğer bilgisayarlarda neden yapılmadığına gelirsek; onlarda bulunan dosyaların çoğu silinmiş haldeydi. Bir dosya silindikten sonra bile hard diskte kalır; ama dosya sistemi üstverisi silinir. Bu nedenle silinen dosyalar bile tamamen ya da -silinen dosyanın olduğu hard disk bölgesine bilgisayar yeni bir veri yazdıysa- kısmen kurtarılabilmektedir. Can alıcı ayrıntı; raporun bu silinip kurtarılan dosyalarla ilgili bölümünün, daha güvenilir olan dosya üstverilerine değil, çok daha kolay değiştirilebilen belge üstverilerine dikkate alınarak hazırlanmış olmasıdır.
Bilgisayarımdan çıkan sözde belgelerdeki tarih çelişkisini gözler önüne serilmesi, bu iki üstveri bilgisinin de elde edilebilmiş olmasıyla sağlanmıştır.
Rapordan son bir alıntı:
“Ek-1’de listelenen dosyalardan SY.doc ve PRJ_60.doc dosyaları dışındakilerin ilgili bilgisayarlarda oluşturulduğuna veya değiştirildiğine dair bir bulguya rastlanmamıştır. SY.doc ve PRJ_60.doc dosyalarının Delil-2 (B. Pehlivan’ın) bilgisayarında değiştirilmiş olma ihtimali mevcuttur. Bu iki dosya dışındaki dosyaların bilgisayar kullanıcıları tarafından açıldığında, işletim sistemi üzerinde oluşabilecek izler incelenmiş ve ilgili bilgisayar kullanıcıları tarafından açıldıklarına dair kuvvetli bir bulgu olmadığı tespit edilmiştir.”
Sırf incelemede daha ayrıntılı bilgi elde edilmesi mümkün olmadığı için bir kısmımız ak, diğerlerimiz kara gösterilebilir miyiz? Ne yani, bana bu kumpası Soner Yalçın ve Barışlar mı kurdu? Öyleyse onların içerde işi ne? Hani hepimiz aynı “örgüte üye terörist”tik. Öyleyse yandaş medyanın bu raporu çarpıtma gayreti ne?
Müyesser Yıldız
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html