İçeriğe geç

Bayrak Öyle Korunmaz!..

Başbakan Erdoğan, Beytüşşebap’ta PKK’lı cenazesi geçerken, askeri lojmanlardaki Türk Bayrağı’nın askerler tarafından indirilmesini şöyle izah etti:

“Türk bayrağını indirmek gibi bir durum asla ve asla yok. Türk bayrağının zarar görmesini engellemek için oradaki birkaç erimiz, yapılan iyi niyetli bir girişimle, orada bayrağımızı korumak niyetiyle bayrağımızı oradan alıyorlar. Bu tabii ki orada vatandaşlarımızı olduğu gibi batıda da vatandaşlarımızı ciddi bir reaksiyona sevk ediyor.”

Demek ki, bayrağımız “zarar görmesin” diye indirilmiş!..Bu nasıl bir mantık, bu nasıl bir izahtır!.. O bayrak inmesin diye ölmüyor muyuz? Bayrağın zarar görmemesinin yolu ve yöntemi, onu indirtmek değil, göğsünü siper yapıp onun uğruna ölmektir. Ya da indirmek, onun kılına zarar vermek isteyenleri halletmektir!..

O bayrak, “zarar görmesin” diye indirildi, öyle mi? Peki İzmir’deki tarihi bayrak çekme töreni niye iptal ettirilmek istendi? İzmirliler “zarar vermesin” diye mi?

Evet Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AKP genişletilmiş il başkanları toplantısında sadece bunu söylemedi, başka şeyler de söyledi. Bunları da bilelim ki, “bayrak izahı” daha iyi anlaşılsın.

PKK için: “Biz şu anda Eyüp sabrındayız. Bir yere kadar sabrederiz ondan sonra şapkaları farklı olarak değişmeye de başlarız.” dedi. Muhalefet partilerine, gazetecilere, öğrencilere, kadınlara, bebelerini okula göndermek istemeyen anne-babalara bir an bile tahammül gösteremeyen Erdoğan’ın PKK’ya bu “Eyüp sabrı” neyin nesidir? Bir tarafın başında devlet, diğer tarafın başında terör şapkası var. Allah aşkına hangi “şapkaları” değiştireceksiniz?

Erdoğan, “güvenlik güçleri operasyonları durdursun” çağrısı yapan, sözümona âkil”lilere de nihayet kızıp: “Hiçbir zaman bizim güvenlik güçlerimiz operasyonlarını terör örgütü bu yolda, bu şekilde devam ettikçe durdurmayacaktır, durduramaz. Onun görevi terör örgütü ile bu mücadeleyi sürdürmektir.” diye konuştu. İyi de çok kısa bir süre önce: “Güvenlik güçleri durduğu yerde operasyon yapmaz.” diyerek, “PKK saldırmadıkça, birşey yapmayız.” demeye getiren kimdi?

Ve Afyonkarahisar “kazası”ndan sonra iktidar ve TSK’ya yönelik eleştiriler karşısında gösterdiği infial. “Topyekûn bir karalama ve bir linç kampanyasına dönüşmesinden” yakınıp: “Kurumlara yönelik, kurum personelinin motivasyonunu kırmaya yönelik, milleti galeyana getirmeye yönelik bu girişimler an hafif tabiriyle sorumsuzluktur, alçaklıktır.” dedi Erdoğan.

10 yıldır TSK’yı yerden yere vuran, kapatılmasını isteyen: “İyi ki bu komutanlarla savaşa girmemişiz.” diyen;

Başbakan Erdoğan’ın bugün “Boğaz’a karşı keyif çatarken, televizyonlarının karşısında çerezlerini alkollü içkileri ile yudumlayanlar” diye eleştirdiği sözde aydınlara sadece TSK’yı değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni topyekûn “linç” etme imkanını bahşedenler;

Darbe-tutuklama furyasıyla askeri kışlasından çıkamaz hale getirinler acaba kimlerdi?

O yüzden sıra “bayrak indirmeye” gelmedi mi? Bakın bugün 3 şehit daha var. Afyonkarahisar’daki 25 şehit için toplu tören bile yapmayı düşünmüyorlar. Neredeyse gizli-saklı ailelerine teslim edilecekler. Ey büyük milletim!.. Bu iktidara gösterdiğin “Eyüp sabrı”nın hikmet-i sebebi nedir, külahları ne zaman değişeceksin?

Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…

Müyesser YILDIZ

10 Eylül 2012

Kategori:Uncategorized