İçeriğe geç

Bizi Asar, Onu Asamaz!..

Başbakan Erdoğan ne zaman milliyetçi oylara muhtaç olsa İmralı efendisinin idamını gündeme getirdi. Meclis’te idam cezasının AKP oylarıyla kaldırıldığını unutup, Bahçeli ve MHP’ye, “Öcalan’ı idamdan siz kurtardınız” diye sık sık çattı.

Hafta sonu partisinin Kızılcahamam kampında yine bu konuyu gündeme taşıdı. Teröristbaşının ev hapsine çıkarılması için başlatılan açlık grevlerine karşılık idam kartını açan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bu ülkede on binlerce insanın ölümüne vesile olan bir terörist başına idam verilmiştir, ama bu ülke birilerinin, bazı malum yerlerin baskılarıyla idamı dahi kaldırmıştır. İdamı kaldırmak suretiyle şu anda İmralı’da yatmaktadır. Şu anda birçok insanımız kamuoyu araştırmalarında ‘idam yeniden gelsin’ diyor.”

Erdoğan’ın bu sözleri birilerini pek telaşlandırdı, “Eyvah idam cezası geri gelecek, teröristbaşımız asılacak… Olamaz, bu Avrupa Konseyi’ne, AB’ye aykırı” fetvaları verilmeye başlandı.

Doğru, millet idam cezasının geri gelmesini istiyor… Lâkin AKP iktidarı bunu yapamaz. Yapsa da “Apocuğu” asamaz.

Neden mi? Çok basit bir hukuk kuralından dolayı; Ceza hukukunda aleyhte hükümler geri yürüyemeyeceği için…

Yani idam cezası geri getirilse bile Apo efendiye uygulanamaz, çünkü o ağırlaştırılmış müebbet hapisle yırtmış durumda… Bırakın yırtmayı, “10 yıldan fazladır yatıyor, artık çıksın”ın dayatıldığı noktaya gelinmiş.

Diyeceğim, eğer bir gün yeniden idam cezası konursa ona değil, ancak bizlere uygulanabilir. Bizler dediğim, halen tutuklu askerler, gazeteciler; Ez cümle, Cumhuriyetçiler, Atatürkçüler, potansiyel “Ergenekoncular”!..

Gerçek bu iken Erdoğan’ın, Apo efendiyi işaretle idam kartını açmasının sebebi ne olabilir? Günü kurtarma, gündemi değiştirme, laf olsun torba dolsun kabilinden bir tartışma mı? Büyük ihtimalle. Ama BDP’li Hasip Kaplan’ın daha geçenlerde yaptığı şu tespiti de unutmayalım:

“Başbakan’ı artık iyi tanıyoruz. Ne zaman BDP’yi sert ifadelerle eleştirip yüklenirse, o zaman başka kanalların devreye girdiğini biliyoruz. Ben Başbakan’ın bu tavır değişikliği ile İmralı’da görüşmelerin yeniden başladığını tahmin ediyorum.”

Ki Başbakan, İmralı ile görüşmelerin yapıldığını, gerekirse yeniden yapılacağını söyleye geliyor. Bir insan, “İdam edilmesi gerekiyor… İdam cezasını geri getiririz ha…” dediği birisiyle görüşür mü, görüşürse ne görüşür? İmralı ile her ne görüşme veya pazarlık yapılıyorsa, Apo efendinin birinci şartı kendisinin bırakılması değil mi? Hem bu şartı bile bile masaya oturacaksınız, hem de idamdan söz edeceksiniz… Milletle dalga mı geçiyorsunuz Allah aşkına?!..

Hani Başbakan Erdoğan, “Bizim talihsizliğimiz, Türkiye’de gerçek muhalefet yok” diyor ya, idam tartışmalarında muhalefete de bir çift sözüm var.

CHP Sözcüsü Haluk Koç, Erdoğan’ın açıklamalarını “boş sözler” olarak değerlendirirken, Avrupa Konseyi üyesi olmamızı dayanak göstermiş. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Refah Partisi iktidarında bakanlık yaparken, “Avrupa Konseyi’ne 5 kuruşluk değer vermem” demesini, AKP döneminde ise “Türkiye’nin dönüştürülmesi” davasında onlara işbirliği yapmalarını geçelim… Tramvaydan inme zamanı gelince, AB gibi Avrupa Konseyi’ne de rest çekmeyecekleri veya bu kuruluşların Cumhuriyetçileri, anti emperyalistleri hedefleyen idam cezasının geri getirilmesine destek vermeyecekleri ne malum?

Ve MHP’ye; Madem Başbakan Erdoğan yıllardır Apo efendinin asılmaması konusunda kendilerini zan altında bırakıyor, buyursunlar Apo’yu da kapsayacak şekilde idam cezasının geri getirilmesi için teklif versinler, bakalım AKP’nin tavrı ne olacak.

Silivri, Hasdal, Hadımköy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler…

Müyesser YILDIZ

5 Kasım 2012

Kategori:Uncategorized