Bu hafta askeri cezaevlerinden, sivil cezaevlerine büyük göç var.
Balyoz’dan tutuklanan askerlerin bir kısmı terfi sırasına alınmadıklarından bekleme süresini hapiste doldurup, emekliye ayrıldılar. Bir kısmı da hükümler kesinleşmediği halde YAŞ kararıyla emekliye sevkedildiler.
İşte bu durumdaki askerler Hasdal, Hadımköy, Mamak askeri cezaevlerinden, Silivri, Sincan cezaevlerine taşınmaya başladı.
Balyoz davasında 16 yıl hapis cezasına çarptırılan Albay Hasan Basri Aslan tutuklu tek Gazi’ydi. Terfi için bekleyen tek Gazi de oydu. Ancak tutuklanınca terfi sırasına alınmadı ve 30 Ağustos itibarıyla emekli olmak zorunda kaldı. Gazi Aslan, ailesine yakın olabilmek için Mamak Askeri Cezaevi’ne gelmişti.
Aslan yarın, öbürgün Sincan Cezaevine gidecek.
Nakil öncesi Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Harp Okulu, büyük bir jest(!) yapıp, Gazi Albay Hasan Basri Aslan’a Mamak Cezaevi’nde şunları takdim etti:
2 plaket
Kol saati
Terhis belgesi
Hizmetleri için teşekkür belgesi
Şaka değil, adeta kabûs!..
Tabii Gazi Aslan, o değerli hediyeleri Sincan Cezaevi’ne götürmeyi düşünmedi. Son ziyarette eşi Nefise Aslan’a teslim etti.
O da dün hem eşinin Gazilik madalyasını, hem de son verilen plaketi Sessiz Çığlık eylemine getirip, TSK’nın ne kadar vefalı(!) olduğunu gösterdi.
YAŞ kararıyla emekliye sevkedilip, Silivri Cezaevine giden Koramiral Abdullah Can Erenoğlu, TSK’ya Arz-ı Veda’sında ne diyordu?
“Benim için üzücü olan, bu davanın siyasi bir dava olduğu ve komplo ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin Atatürkçü, aydın, yurtsever ve saygın personelinin tasfiyesinin hedeflendiği ve delillerin düzmece ve iftira ürünü olduğunun bilinmesine rağmen, sahip çıkması gerekenlerin olmayan yargı ve hukuka güvendiklerini söyleyerek, bizleri yalnız bırakması, toplu tutuklamalara ve keyfi yargılamalara, özetle dünyada örneği görülmemiş kin ve nefrete dayalı ‘bir hesaplaşma’ için darbeden nefret eden masum insanlardan intikam alınmasına sessiz ve kayıtsız kalmasıdır.
Daha vahim olan ise Deniz Kuvvetlerini iftiralarla cuntacı, terörist, fuhuş, casusluk ve şantaj yapan, Amirallerine suikast planlayan suç şebekesi gibi gösteren ve bizleri tasfiye edenlerin içinde silah arkadaşı maskesi takan ve komplocularla işbirliği yapan hainlerin bulunmasıdır.
Bir başka üzüntü kaynağım da bildiklerini açıkça ortaya koyamayanlar ile her türlü güçlüğe göğüs gererek, sadakatle görev yaptığımızı ve suçsuz olduğumuzu bilenlerin de üniformamızı çıkarmamıza onay vermeleri olmuştur.
Unutulmamalıdır ki, Akdeniz’de devlet olmak güçlü bir donanmaya sahip olmak demektir. Aksi takdirde bedeli yakın tarihte yaşadığımız üzere Kıbrıs, Girit ve Ege Adalarının tümünün kaybı gibi çok büyük felaketler olur. Gelecekte ulusal çıkarlarımızın aleyhine tecelli edecek her olayda, Cumhuriyet Donanması üzerinde bu komployu kuranlar ve oynayanlar kadar bu komploya alet olanlar, ondan medet umanlar, kayıtsız ve sessiz kalanlar da tarih ve gelecek nesiller önünde suçlu olacaktır.
Zaman devran üzerindedir. Kader aynasına bugün yansıyan, yarın değişir. Bizler zalimlerin bile başlarını öne eğdirecek kadar mert bir ruh büyüklüğüne sahibiz. Bu ruhumuzla bize zulmedenleri de utandıracağız.”
Evet, zaman devran üzerindedir. Kim doğru, kim yanlış tarafta duruyor, ortaya çıkıyor, çıkacak!..
Müyesser Yıldız
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html