Başbakan Erdoğan uzun süredir “Türk Milleti” kavramını reddediyor, ama yerine ne koyduğunu, bu milletin adının ne olduğunu bir türlü söyleyemiyordu.
Nihayet dün Van 100. Yıl Üniversitesi’nde fahri doktora unvanı alırken, millet kavramıyla ilgili gayet “bilimsel”, pardon “dinsel” bir ders verip, milletimizin adını da ucundan azıcık açıkladı. Önce şunları anlattı:
“Biz Müslümanız. Bize göre, Müslüman bakışıyla söylüyorum; Rabbim kavimler halinde bizleri yaratmış. Herkesi farklı kavimde. Ama bir birine üstünlük taslamamış. ‘Bir birinizle iyi anlaşasınız, iyi tanışasınız diye sizi kavimler halinde yarattık’ diyor Allah. İşin aslı bu. Peki üstünlük nerede, üstünlük de Kur’ani ifadeyle söylüyorum itikadda. Olaya buradan bakacağız. Bir birimize üstünlük taslamayalım. Kalkıyor bakıyorsun, Türklükle üstünlük taslıyor, niye üstünlük taslıyorsun, geç o işi. Gel bir birimizi yaradandan ötürü sevelim. Ölçümüz bu olsun.”
Hemen araya girip, bazı sorular sormak gerekiyor.
Dünyanın her ülkesinde o milletin adını egemen ve kurucu unsur belirliyor. En azılı Türk ve Türkiye düşmanlarına göre bile bu ülke nüfusunun yüzde 75’i Türk. Ama Erdoğan’a göre, “Türk” demek, üstünlük taslamak oluyor. Kim kime üstünlük taslıyor? Öyle bir şey var ise bu ülkeyi yönetenlerin tamamının “Türk” olması gerekmez miydi? Bu sorunun cevabını bizzat Erdoğan versin. Şunları söyleyen de kendisiydi:
“Devletin bütün kademelerinde Kürt kökenli vatandaşlarımız var mı var, önleri açık mı açık. Şu anda benim partimin içerisinde bugün 70’e yakın Kürt kökenli vatandaşım milletvekili. Diğer partilerde yine aynı şekilde Kürt kökenli milletvekillerimiz var. Yani parlamentonun çok ciddi oranda bugün milletvekilliğine Kürt kökenli vatandaşlarımız sahip. Neredeyse yüzde 25’i buluyor.”
MİLLETİMİZİN ADI “MİLLET”MİŞ
Bir başka örnek; Bir röportajda Zaza kökenli Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, şunları anlatmıştı:
“Ortaokul ve liseyi Bingöl’de bitirdim. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız. Özellikle gençlere şunu söylemek lâzım: Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanıyım. Türkiye’de gerçekten ayrımcılık olsa buralara gelemezdim. Bu ülkede kim emek harcarsa, kim ter dökerse, kim gerçekten çaba sarf ederse her yere gelebilir. Böyle de bir ülkemiz var. Bu ülkenin eşit, aynı hakka hukuka sahip insanlarıyız. Herkesin farklı etnik kökeni olabilir. Ben hiç ayrımcılığa uğramadım ve hissetmedim… Çocuklar, Türkçe bilmediği için okulda başarısız oluyor. Bu gerçekle zamanında yüzleşseydik, Türkçe’yi zamanında öğretseydik bu sıkıntı olmazdı. Türkçe resmi ve ortak dil. Herkesin kullanması gereken bir dil.”
Başbakan Erdoğan, 100. Yıl Üniversitesi’ndeki dersini şöyle sürdürdü:
“İllâ başına ‘Türk’ ifadesi gelecek. Sen illâ oraya onu ‘Türk Milleti’ diye dayatırsan, öbürü de diyor ki ‘Hayır, Kürt milleti’, öbürü çıkar ‘Laz milleti’, Öbürü ‘Boşnak milleti.’ Niye bunu böyle diyorsun? Diyor ki ‘Türk Milleti hepsini kavrar.’ Hayır Türk Milleti hepsini kavramaz, millet hepsini kavrar. Çünkü millet kavramının içinde, Türk’ü de Kürt’ü de Laz’ı da Çerkez’i de var şu da var, bu da var.”
Çıkan sonuç açık; Milletimizin adı “millet”miş!.. Acaba dünyanın hangi ülkesinde, milletin adına sadece “millet” deniyor?
Böyle bir şey yok, olamaz da.
Tamam, dünkü sözleriyle aslında bölücü terör örgütüne “gül” attı… Atatürk’le savaşını sürdürdüğünü gösterdi… Ancak mesele bundan ibaret değil. Belli ki, kafasında bir isim var ve “meyve henüz olgunlaşmadığından” olsa gerek, söyleyemiyor.
“Üstünlük itikadda” sözü önemli bir ipucu. Acaba “inancın ve inançlıların egemenliğine dayalı, o inançtan adını alan bir devlet ve millet sistemini” mi kast ediyor?
Öyle ya, ne de olsa ülkemizin yüzde 99.8’i Müslüman.
İyi de doğrudan din devleti olan Suudi Arabistan’da dahi devletin ve milletin adı “Müslüman” veya yine din devleti olan Yunanistan, İrlanda, Malta gibi ülkelerde “Hıristiyan” değil ki!..
Erdoğan’ın son millet tarifini tarihçi, sosyolog, antropolog bilumum bilim adamlarına havale edip, sözü bağlayalım:
Ne mutlu Türk’üm diyene!..
Müyesser Yıldız
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html