İslâm aleminin lideri, hatta halife adayı olduğu söyleniyor… “Kürt sorununu” çözdüğünde ikinci Atatürk olacağı da…
Mustafa Kemal Atatürk onlar nazarında, “dinsizdi, deccaldi”.
En büyük eserlerinden birisi, kendi ifadesiyle “Türkiye halkının harikası” Meclis’i bir Cuma günü, Hacı Bayram Camii’nde kılınan Cuma namazından sonra açtı. Yanında din adamları vardı, dualar okundu. Dönemin Başbakanı Erdoğan da 2 yıl önce TBMM’nin açılış yıldönümü töreninde “laikçileri” Atatürk’ün o günkü telgrafıyla vurdu, “Bakın Atatürk Meclis’i Cuma namazıyla, Kur’an’la, dualarla açtı” demeye getirdi.
Atatürk’ün bir eseri daha vardı; Ankara’nın bozkırında yeşerttiği Atatürk Orman Çiftliği.
O çiftlik yağmalandı ve AKP’nin “en büyük eseri” yükseldi; AK-kondu. Artık “egemenlik de kayıtsız şartsız” orada.
Atatürk’ün ilk resmi konuğu, milli mücadelede kendisine ve Türkiye’ye destek veren Afganistan Kralı Amanullah Han’dı. Cumhurbaşkanı Atatürk Kralı tren garında bizzat karşıladı, sonra birlikte TBMM’ye gidip, Meclis’teki görüşmeleri izlediler.
AK-Kondu’nun ilk resmi konuğu ise Vatikan Devlet’inin başı Papa Fransuva oluyor.
Hem de bir Cuma günü!..
Erdoğan’ın davet mektubunda, “Kutsiyetpenahları Papa Fransuva” diye hitap edip, “dinlerarası diyalog çalışmalarını” övdüğü Papa kim ve niçin geliyor?
“Ermeni soykırım” iftiralarını açıkça destekleyen bir isim…
Türkiye ziyaretinin sebebini açıklarken de “Türkiye” demeden şunları söyledi:
“Roma Piskoposu’nun, Ekümenik Patrikhane’yi ziyareti ve şahsımın yeniden Patrik Bartholomeos ile buluşması, Roma ve Konstantinopol kiliseleri arasındaki derin bağın ve halen bizi ayıran engelleri, sevgi ve gerçeklikle aşmak arzusunun bir işareti olacak.”
Erdoğan geçen Mart Isparta’daki mitingte Fetullah Gülen’in Papa II. Jean Paul’le görüşmesine gönderme yapıp, “Maşallah Papa’yla el ele, kol kola fotoğrafları var biliyorsunuz” demişti.
Maşallah şimdi Müslümanlar parça parça edilirken, sırf Doğu-Batı kiliselerini birleştirmek için “Konstantinopol”e gelen Papa’ya A sınıfı devlet protokolüyle AK-Kondu açtırılacak, el ele, kol kola fotoğraflar verilecek.
Papa Ankara ziyaretinin ardından İstanbul’a gidecek, Ayasofya’yı, Sultanahmet’i, Kutsal Ruh Kilisesini ziyaret edecek. 30 Kasım’da da Fener Rum Patriği Bartholomeos ile biraraya gelip, Aziz Andrea Yortusu nedeniyle düzenlenecek ayine katılacak. 30 Kasım “Konstantinopel Ekümenik Patrikhanesi”nin kuruluş günü olarak kabul ediliyor.
Bu tarihin başka bir özelliği daha var; Başbakan Davutoğlu’nun geçenlerde Dersim üzerinden savaş açtığı “devrim kanunlarından” biri olan Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına ilişkin kanun 30 Kasım 1925’te TBMM’de kabul edilmişti.
Erdoğan’ın devletlerarası mücadeleye giriştiği Fetullah Gülen’in, ABD’deki ikâmet izni için sadece Hahambaşı İshak Haleva, Ermeni Patriği ve Bartholomeos değil, İstanbul’daki Vatikan Temsilciliği’den de kendisine “kefil” olmasını istediği Wikileaks belgelerinde yer almıştı.
Rum ve Ermeni Patrikliklerinin, ayinlerde Erdoğan için dua okutturduğu biliniyor. Acaba sıra Vatikan’ın “kefalet ve dualarını” almada mı?
Papa’nın yeni Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanının ve AK-Kondu’nun ilk resmi konuğu olmasına karşı çıkanlar, onun döneminde Vatikan’daki “cinsel sapkınlıklardan” dolayı milyarlarca dolar tazminat ödendiğini hatırlatıp, “Bari açılışı böyle kademsiz bir ayağa yaptırmasaydı” diyorlar.
Küba’ya Cami Açın, Ruhban Okulu’nu Açayım
Küba’da cami meselesine gelince; Erdoğan’ın hiçbir sözü boş yere söylemediği malûm. Belki çok uçuk bir bağlantı olacak, ama şunları hatırlamakta fayda var:
Türkiye’ye gelen tüm yabancı devlet adamlarının ajandasında Ruhban Okulu’nun açılması yer aldı. Patrikhane için gelen Papa’nın da öncelikle bu meseleyi konuşacağı kesin.
Erdoğan hep, “Atina’da bir cami açın, biz de Ruhban Okulu’nu açalım” dedi.
O cami bir türlü açılmadı.
Küba’ya camiyle, Ruhban Okulu arasında ne bağlantı var derseniz?
Patrik Bartholomeos 2006 yılında Küba’ya gitti. Fidel Castro Bartholomeas’u devlet başkanı töreniyle karşılayıp, ağırladı ve şöyle bir teklifte bulundu:
“Küba’da bir Ruhban Okulu açıp sizin emrinize vermek istiyorum. Kabul ederseniz çok mutlu olurum.”
Patrik Bartholomeos Küba’dan dönerken, Castro’nun bu teklifiyle ilgili şunları söyledi:
“Çok sevindim. Ancak Heybeliada’daki Ruhban Okulu’nun durumundan tabii ki, kendisine bahsetmedim. Burada din adamı yetiştirecek bir okul olmadıktan sonra Küba’daki okulla nasıl işbirliği yapabiliriz?”
Atina’da cami açtırmayı başaramayan Erdoğan, Papa-Bartholomeos buluşması öncesi “Bari Küba’da bir cami açın da Ruhban Okulu’nu açayım” mesajı vermiş olmasın?
Mamak, Şirinyer, Eskişehir, Malatya ve Antalya’ya kucak dolusu sevgiler
Müyesser YILDIZ
16 Kasım 2014