İçeriğe geç

Başıma Bir Şey Gelirse Sorumlusu Genelkurmay’dır!..

Emekli Jandarma Kurmay Albay Hanifi Yıldırım Balyoz’dan 4 yıl hapiste yattı. 27 yıllık askerlik yaşamının büyük kısmında Doğu ve Güneydoğu’da bölücü terörle mücadele eden Yıldırım’ın tutuklanmasını PKK’lılar halay çekerek kutladı.

Yıldırım, Anayasa Mahkemesi kararıyla tahliye olduktan 1 ay sonra Genelkurmay’ın bir “sürprizi” ile karşılaştı. 3 yıllığına orduevine giriş yasağı konmuştu.

Cezaevindeyken kitap yazmamış, TSK aleyhine demeç vermemişti. Tek yaptığı 2011 yılından itibaren resmi dilekçelerle Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı’na Jandarma’daki “kumpasçıları” ismen şikâyet etmesiydi.

Tabii Orduevi yasak kararında açıkça bu yazmıyor; “Ast-üst ilişkilerini zedelediği” belirtiliyordu.

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne dava açan Yıldırım, karara itiraz etti, yasağın gerekçesini sordu.

Cevaben ne geldi, biliyor musunuz?

Yandaş Akşam Gazetesi’nin iki haberi.

Haberin birinde Yıldırım’ın isim ve fotoğrafı kullanılarak, resmi kurumlarala gönderdiği o dilekçelerden söz ediliyordu.

İkincisi ise Yıldırım’ın, “hileli sınavla Paşalık yolu” açılan bir komutan hakkında Savcılığa yaptığı suç duyurusuyla ilgiliydi.

Her iki habere konu edilen ve “paralel” olduğu öne sürülen komutan da dikkat çekici bir isim; MİT TIR’larının durdurulmasına adı karışan ve olaydan sonra Ankara’da bir göreve getirilen Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu’ydu.

-Sivil Yargı: Kovuşturmaya Yer Yok-

Genelkurmay, bu haberlerden dolayı Hanifi Yıldırım’a orduevine giriş yasağı koyarken, Tuğgeneral Hamza Celeboğlu da “basın yoluyla hakaret” suçlamasıyla Yıldırım hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Başsavcılık, Yıldırım hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi, ama Askeri Yargı Genelkurmay’ın o haberleri gerekçe göstererek koyduğu orduevi yasağının kaldırılması talebini oybirliğiyle reddetti.

-Bingöl, Diyarbakır Saldırılarını Hatırlayın-

Milli Savunma Bakanlığı da Yıldırım’ın konuyla ilgili dilekçesine verdiği cevapta, Orduevine giriş yasağını şöyle savundu:

“Dava konusu idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararın doğması gibi bir durumdan söz edilemez…”

Bu gelişmeler üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne yeniden başvuran Yıldırım, savunması alınmadan, Genelkurmay Başkanlığı’nda teşkil edilen bir kurulca verilen yasaklama kararının tamamen hukuksuz olduğunu belirterek, “Yıllarca ailemin rızkından keserek primlerini ödediğim ve hakkım olan sosyal tesislerine girişimin bu kadar basit ve keyfi yasaklanması vicdanen de kabul edilemez” dedi.

Dilekçesinde, sözkonusu haberlerle ilgili hiçbir gazeteciyle röportaj yapmadığını, kapalı veya açık alanlarda basın açıklaması, bildiri, sözlü veya yazılı beyanatta bulunmadığını vurgulayan Yıldırım, dilekçeyle yaptığı şikâyetlerin ise Tuğgeneral Hamza Celeboğlu’nun şahsına yönelik olup, TSK’nın kurumsal kimliğiyle uzaktan yakından ilgisi bulunmadığını hatırlattı.

Yıldırım, dilekçesinin sonunda ise şu çarpıcı uyarıda bulundu:

“Kimlik bilgilerimden de anlaşılacağı üzere Iğdır ili Merkez Yaycı Köyü nüfusuna kayıtlıyım. Gerek benim ailem ve gerekse eşimin ailesi Iğdır İli Merkez Köylerinde, yani kırsalda ikâmet etmektedir. Annem yaşlı olup bakıma muhtaçtır. Emekli olduktan sonra düzenli olarak memleketim Iğdır’a gitmekte ve belirli aralıklarla orada kalmaktayım. Iğdır; Doğu Anadolu sınırları içinde olup, 30 yıldan fazladır ülkemizi kana bulayan PKK terör örgütünün sıkça eylem yaptığı iller arasındadır. Bu vesileyle ailemi ziyaret gittiğimde, can güvenliğim nedeniyle merkezde otellerde kalmak zorunda kalıyorum. Son günlerde Bingöl ve Diyarbakır şehirlerinde meydana gelen terör olayları ve Bingöl Emniyet Müdür Yardımcısı ve bir polis memurunun şehit edilmesi olayları da dikkate alındığında, can güvenliği açısından Orduevlerinde ikâmet etmenin önemi daha net anlaşılmaktadır.”

TSK’da “Balyoz” bitti ve “paralel” olduğu öne sürülen isimlerden hesap mı soruluyor sanıyorsunuz? Gördüğünüz gibi, hayır. Artçı depremleri de “kumpasçıları” şikâyet edenlerin cezalandırılması da devam ediyor.

Hanifi Yıldırım’ın MHP’den Iğdır milletvekili aday adayı olduğunu ekleyelim, ne denli bir riskle karşı karşıya bulunduğu daha iyi görülecektir.

Foça ve Paşakapısı’na kucak dolusu sevgiler

Müyesser YILDIZ

6 Nisan 2015

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/basima-bir-sey-gelirse-sorumlusu-genelkurmaydir-0704151200.html

Kategori:Uncategorized