“Kumpas” davalar sürecinde Yarbay Mustafa Dönmez’e ait olduğu iddia edilen muhimmatlarla ilgili hem Silivri, hem Askeri Mahkeme’de yargılama yapıldı.
Dönmez hakkında ilk dava 2009 yılında Askeri Mahkeme’de açıldı. Askeri Mahkeme dava konusunun aynı olması sebebiyle Silivri’de görülmesi gerektiğini belirterek, “görevsizlik” kararı verdi. Dönmez, “Bu davayı Ergenekon’a bırakmayalım. Madem TSK’ya operasyon yapılıyor, beni siz yargılayın, Ergenekon’la birleştirmeyin, emsal olsun” diyerek bu karara itiraz etti. Dönmez’in itirazını kabul etmeyen Askeri Yargıtay, mahkemenin “görevsizlik” kararını onadı. Ancak bu defa Askeri Yargıtay Başsavcılığı karara itiraz edince, Daireler Kurulu, “ayrı bir suç” olduğu gerekçesiyle davanın Askeri Mahkeme’de görülmesi yönünde karar verdi.
Silivri’deki yargılama bitti. Mustafa Dönmez 49 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak Yargıtay geçen hafta Ergenekon kararlarını usül ve esastan bozdu. Askeri Mahkeme’deki dava ise kaplumbağa hızıyla devam ederken, bugün ilginç bir gelişme oldu ve heyet Yargıtay’ın bozma kararıyla “yeni bir durumun ortaya çıktığını” belirterek, “Davanın konusu ve delillerin büyük oranda benzerlik göstermesi” sebebiyle sivil yargının Ergenekon davasıyla ilgili vereceği kararın beklenmesine hükmetti. Böylece bir anlamda Dönmez davasında 7 yıl sonra en başa dönülmüş oldu.
Askeri Mahkeme’nin Şubat ayındaki son duruşmasında bilirkişi Mustafa Dönmez’in Sapanca’daki evinde yapılan arama görüntülerine ilişkin raporunu sunup, görüntülerde oynama yapıldığını bildirmişti.
Bugünkü duruşmada Mahkeme Başkanı Hakim Albay Erhan Ermişoğlu öncelikle Mustafa Dönmez ve Avukatı Şule Nazlıoğlu Erol’dan bilirkişi raporu hakkındaki görüşlerini sordu.
CEMAATİN AHLÂKSIZ HAKİMLERİ
Bilirkişi raporuna aynen katıldığını, buradaki görüşlerin kendisinin en baştan yaptığı tespitlerle aynı olduğunu belirten Dönmez, şunları söyledi:
“Tabi devran döndüğü için böyle oluyor. Ama bu arada bu görüntülerin, elimde bazı ham görüntüler olduğunu açıklamamdan sonra gönderildiğine de dikkatinizi çekmek istiyorum. Bunlar gerek bizi yargılayan Ergenekon mahkemesi, gerekse daha önce bu mühimmatlarla ilgili yargılandığım Askeri Mahkemeden 7 yıl saklanmış görüntüler. Bunu yapanlar hakkında herhangi bir suç duyurusu var mı? Yok. Ne var; Savunmalarından dolayı Mustafa Dönmez hakkında suç duyurusu var. Gelen görüntüler incelendiğinde elimdeki ham görüntülerle belli ölçülerde uyuştuğu gibi uyuşmayan yönler de var. Elimdeki ham görüntüleri söz verdiğim gibi delil değerlendirme aşamasında mahkemenize sunacağım. Hakkımda bu isnat ve iftirada bulunanlar, jandarma subayı olduğumu öne sürdüler. Bunlar da görüntülerde var. Sırf bu tespit dahi hayatımın hiçbir aşamasında herhangi bir jandarma birliği ile ortak görev dahi yapmamış olmama rağmen hakkımda nasıl bir önyargıyla hareket edildiğinin göstergesidir. Cemaatin ahlâksız hakimleri bununla bana 49 yıl 2 ay ceza verdiler.”
Avukat Şule Nazlıoğlu Erol da Yargıtay’ın Ergenekon kararını hatırlatarak, “Ortada yeni bir durum var. Yargıtay bu davayı çöp haline getirdi. Bu kadar şaibenin içinde sizin de dosyadaki bilirkişi raporlarını yenilemeniz gerekir. Çünkü bunlar devlet içine sızan cemaatçi çetenin raporlarıdır. Bunların yeniden devlete gönderilmesini istemiyoruz. Adil bir yargılama için Üniversite veya bağımsız kuruluşlara gönderilmelidir. Eğer mahkemeniz bu talebimizi kabul etmezse, biz dışarıdan kendimiz bulacağımız bilirkişilere bu incelemeleri yaptıracağız” dedi.
Mahkeme Başkanı Ermişoğlu, hem Ankara Batı Savcılığı, hem de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nun bu davanın dosyasını istediğini, DVD ve 16 klasör halinde dosyanın gönderildiğini, Ankara Batı Savcılığı’nın incelemesini yaptıktan sonra dosyayı iade ettiğini, bu arada kendilerinin de Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nden Ergenekon bozma kararını talep ettiğini, Yargıtay’ın aynı gün kararı gönderdiğini aktardıktan sonra bu kararda Dönmez’le ilgili bölümü özetledi.
Dönmez’le ilgili bozma gerekçelerinden birisinin silahların gömüldüğü yeri gösteren krokiyle ilgili Ergenekon dosyasında sadece polis kriminal biriminin raporunun bulunması olduğunu belirten Başkan Ermişoğlu, kendi dosyalarında ise polisin yanısıra Jandarma Kriminal’in raporunun bulunduğunu vurguladı. Askeri Yargıtay Daireler Kurulu’nun bu raporları yeterli bulmayıp, Adli Tıp’tan rapor alınması yönünde görüş bildirdiğine de dikkat çeken Başkan Ermişoğlu, “Bunun üzerine deliller Silivri Mahkemesi’nde olduğu için oraya yazdık. Onlar da Adli Tıp’a gönderdi, fakat sonra ne olduğunu bilmiyoruz” diye konuştu.
CEMAATİN BİR AYAĞI DA BU MAHKEMEDE
Başkan Ermişoğlu bu açıklamalardan sonra Savcı’dan görüş sorup, Dönmez ve Avukatı Erol’un taleplerini aldı.
Askeri Savcı Hakim Teğmen Mehmet Sadık Özgüven, Yargıtay’ın Ergenekon davasına ilişkin bozma kararını hatırlatarak, “Yargılamanın maddi konusu ve delillerin büyük oranda benzerlik göstermesi sebebiyle” sivil yargıda yapılacak yargılamanın sonucunun beklenmesini istedi.
Yargıtay’ın bozma kararındaki kendisiyle ilgili bölüm hakkında bilgi verip, arama ve delillerin elde edilmesindeki usülsüzlüklerin sıralandığını anlatan Mustafa Dönmez de şunları söyledi:
“Aramalar usülsüz olduğundan elde edilen delillere de hiçbir şekilde itibar edilemez. Zira zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur. Gölbaşı, Zir Vadisi ve Poyrazköy’de ele geçen sis kutularının tamamı polisler tarafından oradan oraya taşındığı. Bu konuda Silivri hakimi Hüsnü Çalmuk hakkında sahtecilik yaptığı için suç duyurusunda bulundum. Bu suç duyurusunun akıbetinin Mahkemeniz tarafından araştırılmasını istiyorum. Onlar Türk Milleti’ne savaş açmış hakimlerdir. Hüsnü Çalmuk gibi hâkimler cübbelerinin altında ruhlarını başkalarının hizmetine vermişlerdir. Benim olduğum iddia edilen el ürünü kroki arama tutanaklarında yoktu. O kroki aramada bulunmadı. Aramada bulunmayan bir şey nasıl kriminale gönderilir? Ama sizden önceki askeri mahkeme gönderdi. Cemaatin bir ayağı da bu mahkemede. O kroki aramadan 5 gün sonra polislerin dosasından çıkıyor. Mehmet Ali Çelebi’de olduğu gibi sehven yani… Sizin sayenizde tüm kriminal kitapları okumak zorunda kaldık. Bu krokiyle ilgili gerekli incelemeler yapılmadı. İtirazlarım üzerine sis kutularının bana ait olduğunu gösterebilmek için Zekeriya Öz 1 yıl sonra emanet eşya makbuzu düzenledi. Hanefi Avcı ve Orhan Aykut’un dinlenmesini istiyorum. Zira o mühimmatları hangi polislerin koduğunu dair bilgileri var. Hakkımda rapor düzenleyen polis kriminal daire başkanının kumpas soruşturmalardan tutuklandığına da dikkat çekmek istiyorum. Daha önce Arif Doğan’ın dinlenmesini istemiştim, maalesef öldü. Bunların yaşıyorken gelmesini istiyorum. Cemaatçi polislere yönelik davanın seyrini değiştirecek şeyler söyleyeceklerine inanıyorum. Artık isim isim belli. Benim bilmem önemli değil, mahkemenin tespit etmesi önemli. Şunu da hatırlatmak istiyorum; Beni daha önce yargılayan Askeri Mahkeme hiçbir talebimi, hiçbir tanığımı dinlemeyi kabul etmedi. Silivri’de taleplerimin yüzde 5’i kabul edildi, sizde ise yüzde sıfır. Dilerim bir gün bu mahkeme delil değiştiren önceki hakimler hakkında da bir karar verir. Verilmezse, hesabı çocuklarınızdan çıkar. Bunların ortaya çıkması mahkemenin onur ve şerefidir.”
Dönmez’in bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Ermişoğlu, “Biz de diğer mahkeme ve savcılıklardan ellerinde ne varsa göndermelerini istedik, ama bize gelen tek şey yok” serzenişinde bulundu.
Dönmez’in Avukatı Erol ise Askeri Savcı’nın talebine katıldığını belirterek, “Ergenekon davası pek çok yönden bozulmuştur. Dolayısıyla gerek mahkemenizde, gerek sivil mahkemede aynı konuyla ilgili yürütülen yargılamalar iki başlı bir yargılamaya sebebiyet vermektedir” dedi.
Yeniden söz alarak Askeri Savcı’nın görüşü hakkında değerlendirme yapan Mustafa Dönmez, bu davanın Ergenekon’la birleştirilmesine en baştan itiraz ettiğini, davanın Askeri Mahkeme’de görülmesini istediğini hatırlattı. Dönmez’in bu sözleri üzerine Başkan Ermişoğlu, süreç hakkında şu hatırlatmalarda bulundu:
“Silivri ve Askeri mahkemedeki davanın aynı olduğunu en baştan belirttik. Ancak ilk davayı açan mahkeme olduğumuz için davaya baktık. Ardından görevsizlik kararı verdik. Siz temyize götürdünüz. Askeri Yargıtay görevsizlik kararını onadı, ama Askeri Yargıtay Başsavcılığı’nın itirazı üzerine Daireler Kurulu ayrı suç diyerek, davanın Askeri Mahkeme’de görülmesi kararı verdi. Buna uymak zorunda kaldık.”
Başkan Ermişoğlu bu izahatın ardından Yargıtay’ın bozma kararına atıfta bulunarak, “Ancak yeni bir durum var. Savcının da görüşü bu yönde” diyerek, karar için ara verdi.
Verilen aranın ardından heyet, Yargıtay’ın verdiği kararın kendileri için bağlayıcılığı bulunmasa da, “İki ayrı yargı kolunda görülen davaların, isnat edilen bazı suçlar yönünden gerek maddi açıdan, gerekse delillerin bire bir aynı olmayı sebebiyle aynı sanık hakkında aynı konularda ve aynı delillerle farklı hukuki menfaatlerin ihlâl edildiğinden” bahisle, “İki ayrı yargı kolunda tesis edilecek hükümler açısından hukuki istikrar ve güvenliğin sağlanabilmesi amacıyla bozma ilanındaki nedenlerin dikkate alınması gerektiği sonucuna varıldığını”, bu nedenle sivil yargının kararının beklenmesinin kararlaştırıldığını açıkladı.
Heyet, soruşturmanın genişletilmesi ve suç duyurusunda bulunulması taleplerinin de bu karardan sonra değerlendirileceğini bildirerek, duruşmayı 22 Eylül’e bıraktı.
Hasılı bu davada 7 yıl sonra en başa dönüldü de;
Yarbay Mustafa Dönmez TSK’dan atıldı… Yıllarca hapis yattı… İtibarıyla oynandı… Oğlunu kaybetti… Peki en başa dönülüp, bu kayıplar da yerine konabilecek mi?..
Müyesser Yıldız
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/turkiye-ile-ilgili-oyle-kritik-bir-madde-var-ki-31102003.html