İçeriğe geç

16 Temmuz’da Darbe Üssü Akıncılar’da 3 Meçhûl Minibüs!..

6 ay geçti, 15 Temmuz darbesinin “sivil-siyasi” ayağı ortaya çıkarılmadı.

Milli Savunma Bakanlığı’nın geçen ay TBMM 15 Temmuz Darbesini Araştırma Komisyonu’na gönderdiği yazıda da, “Yurtta Sulh Konseyi ile darbe girişimi sürecinin başarılı olması durumunda kurulacağı iddia edilen kabinenin kimlerden oluşacağına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır” denildi.

Adamlar darbeye yelteniyor; TRT Genel Müdürünü veya müsteşarları bile atıyor, ama ülkeyi yönetecek kadroyu belirlemiyor!..

Erdoğan daha en başında, “O komisyondan bir şey çıkmaz” dediği halde birçok insanın umudu, TBMM Darbe Komisyonuydu. Ancak Erdoğan’a darbeyi haber veren “enişte” bile çağrıldı da olayı birinci elden yaşayıp, bilen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan çağrılmadı veya konuşmalarına izin verilmedi.

Yıllardır “Atanmışlar, seçilmişlere hükmedemez… Yegâne irade seçilmişlerdir” denirken, gelinen nokta bu!..

Özetle; Komisyon darbeyi değil, sanki hiç bilinmiyormuş gibi “FETÖ’nün gelmişini, geçmişini” araştırmış oldu.

-Akıncılar da Kameralar Kapatılmış-

Son bir umut, darbenin üssü Akıncılar’da yaşananların ortaya çıkarılmasıydı.

Öncelikle buradaki soruşturmayı yürüten savcıların işin sonuna geldiğini, iddianamenin tamamlanmak üzere olduğunu belirtelim.

Şu ana kadar verilen ifadelerden darbe gecesi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve derdest edilen çok sayıda komutanın üs komutanının odasına konulduğunu, bu odaya Akın Öztürk ve diğer darbeci komutanların girip çıktığını biliyoruz.

Ama odada tam olarak kimler var, ne konuştular, nasıl davrandılar öğrenemeyeceğiz; Zira o bölümdeki bütün kameralar devre dışı bırakılmış.

Darbe bildirisinin okunacağı salon ile o gece Akıncılar’da olan ve “Darbe bildirisi bana okutmak istediler” diyen Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Komutanı Hava Tümgeneral Kubilay Selçuk’un görüntüleri dışında elde bir görüntü daha var, ama Akar ve diğerlerinin konduğu kısım değil, ayrı bir yerde tutulan dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler’e ait. Derdest edilen, elleri bağlanan Güler burada da epey tartaklanmış. Bir tarafta devre dışı bırakılan kameraların öbür tarafta açık olması ilginç değil mi?

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ifadesinde, Akıncılar Üssü Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim’in, “Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürürüz’ gibi bir şey söyledi. ‘Ben kimseyle görüşmem’ diyerek tersledim” demiş, Hakan Evrim ise kesinlikle böyle bir teklifte bulunmadığını belirtmişti.

Savcıların aldığı diğer ifadelerde de Akar’ın sözlerini teyid eden herhangi bir bilgi veya beyan olmadığı öğrenildi.

-Adil Öksüz’ü Kurtaran Firari Savcı mı?-

“Akıncılar Üssü soruşturması belki darbenin karanlık noktalarını aydınlatır” denirken, yeni karanlık noktalar ortaya çıktı.

Şöyle ki; TSK imamı olduğu söylenen Adil Öksüz ve 4 sivilin daha o gece Akıncılar’da olduğunu 15 Temmuz’dan birkaç gün sonra öğrendik. Öksüz ertesi gün saat 15.00 civarında üs dışında yakalanmış, sonrasında serbest bırakılmış ve firar etmişti.

Öksüz ve beraberindeki sivillerin Hulusi Akar, Mehmet Dişli ve diğerleri Akıncılar’dan ayrılırken halen burada olduğu, onlardan sonra üs dışına çıktığı tahmin ediliyor.

Çünkü Savcılar Akıncılar’dan peşpeşe çıkan, içeridekilerin görünmediği üç minübüsün görüntüsüne ulaştı.

Savcılar bir yandan bu minübüslerin sırrını, öte yandan bunların nasıl dışarıya çıktığını, içlerinde Adil Öksüz ve belki de bilinmeyen başka siviller olup olmadığını tespit etmeye çalışıyor.

Şüpheler de darbeden iki gün sonra firar eden dönemin Genelkurmay Askeri Savcısı Kurtuluş Kaya’nın üzerinde yoğunlaşıyor.

Niye mi?

15 Temmuz’dan sadece 2 gün sonra darbe günü Genelkurmay’da yaşananları özetle şöyle aktarmıştık:

“Cuma günü mesainin bitimine yakın, saat 17.00 civarında Genelkurmay Adli Müşavirliği’ne bir talimat gitti. Doğrudan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’dan gelen talimat, Adli Müşavir, bir savcı ve Merkez Komutanlığı’ndan bir yetkilinin beklemesi şeklindeydi… İlerleyen saatlerde Anadolu Ajansı darbe saldırısının ‘ele başlarının’ listesini yayınladı. Aralarında Genelkurmay Askeri Savcısı Yarbay Kurtuluş Kaya da vardı. İlginç olan Kurtuluş Kaya’nın, Genelkurmay Başkanı Akar’ın talimatıyla o akşam karargâhta adli heyette yer almasıydı.”

Ertesi gün Akıncılar’daki durumla ilgili olarak da şu bilgileri paylaşmıştık:

“Darbecilerin alt edilmesinden sonra çatışmanın devam ettiği Akıncılar Üssü’ndeki darbecilerden Genelkurmay’a, ‘pazarlık yapmak istiyoruz’ mesajı gönderildi. İşte bunun üzerine Genelkurmay Başkanı Akar’ın, ‘Teslim olacaklar, gidin teslim alın’ şeklindeki talimatı üzerine hem pazarlık, hem gözaltı ve soruşturmaları yürütmek üzere Genelkurmay Askeri Savcısı Kurtuluş Kaya ve Merkez Komutanlığı yetkilileri dün öğlen saatlerinde Akıncılar Üssü’ne gitti.”

Kısacası, ertesi gün Akıncılar’da darbecilerle pazarlığa oturup, rehineleri kurtaran ve o gece saat 23.00 itibarıyla 100 kişinin gözaltı işlemini yapan Kurtuluş Kaya’ydı.

Savcılar, işte bu pazarlık sırasında meçhûl o 3 minübüsün Akıncılar Üssü’nden tabiri caizse ellerini kollarını sallayarak çıkmasını Kurtuluş Kaya’nın sağladığı kanaatinde. Kaya’nın iki gün sonra firar etmesinin de bu iddiayı güçlendirdiği bildiriliyor.

Müyesser YILDIZ

16 Ocak 2017

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/darbenin-ertesi-gunu-akicilar-ussundeki-3-minibusun-sirri-1601171200.html

Kategori:Uncategorized