Adalet Bakanlığının iddianamelere, tahliye veya tutuklama kararlarına müdahale iddiaları dillendirilirken, darbeler hatta “FETÖ” dönemi dahil Türk hukuk tarihinde görülmeyen bir uygulamaya imza atıldı. Bakanlık 29 Mart 2017 tarihinde, “günlü-ivedi” notlu resmi bir yazıyla Cumhuriyet Başsavcılıklarına, duruşma zabıtlarının kendilerine gönderilmesi emrini verdi.
Bu yazıyı ve anlamını anlatmadan önce, yazının dayanağı genelgelere bakmamız gerekiyor. Zira aynı zamanda AKP iktidarının “hukuk anlayışının” tarihçesi niteliğinde.
Tarih 1 Ocak 2006. Dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek imzalı bir genelge yayınlanır.
Konusu, “Devlet düzeninin korunması ile ilgili suç teşkil eden olayların bildirilmesi” olan 5 nolu genelgede, “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, Türk devletinin ve laik cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmeyi, Anayasamızda yer alan temel hak ve hürriyetleri yok etmeyi amaçlayan suçlara Cumhuriyet savcıları tarafından derhal el konularak, soruşturmaların bizzat Cumhuriyet savcıları tarafından yürütülmesi, şüphelilerin ve suç delillerinin eksiksiz olarak tespit edilmesi ve kamu davasının süratle açılmasının sağlanmasının” önemi anlatılır.
Söz konusu suçların, Anayasa’nın yanısıra hangi kanunlarda düzenlendiği tek tek sayılırken, “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar, Tekke ve Zaviyeler, Şapka Kanunu, Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine” dair kanunlara dahi atıf yapılır.
Devamında, belirtilen bu suçların işlenmesi durumunda re’sen, gecikmeksizin Bakanlık Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne bilgi verilmesi istenir. Bu amaçla mahkeme ve savcılıklar için iki cetvel düzenlendiği, sözkonusu cetvellerin doldurularak, her ayın 25’inde Bakanlık’ta olacak şekilde gönderilmesi gerektiği bildirilir.
İstenen bilgiler, “Sanığın adı-soyadı, suç ve kanun maddesi, suç tarihi ve yeri, iddianame tarih ve no’su ile davanın sonucu”dur.
Genelgenin sonunda şu husus özellikle vurgulanır:
“Belirtilen suçlarla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile iddianame veya mahkeme kararının ayrıca gönderilmemesi konularında gereken dikkat ve özenin gösterilmesini rica ederim.”
-“FETÖ” Dönemi Genelgesi-
Geliyoruz 2011 yılına… Fetullah Gülen’in, “İmkân olsa mezardakilere bile evet oyu verdirilmeli” dediği Anayasa değişikliği yapılmış, HSYK düzenlenmiş, özetle yargının adım adım örgütün eline geçme süreci başlamış, Ergenekon, Balyoz kumpas davaları da tüm hızıyla sürmektedir.
Dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Cemil Çiçek’in yayınladığı o genelgeyi yeniler.
21 Aralık 2011 tarihli 5/1 nolu genelgenin konusu aynıdır, ama ufak bir ekleme yapılmıştı; “Devlet düzeninin korunması ile ilgili suç teşkil eden olaylar ve örgülü suçlar” şeklinde.
Genelgenin içeriğinde de “organize suçlar ve organize suç örgütleriyle mücadele” anlatıldıktan sonra, soruşturmalar hakkında bilgi verilmesi hususunun Bakanlığın 1 Ocak 2006 tarihli 5 ve 6 nolu genelgeleriyle tüm teşkilata duyurulduğu hatırlatılıp, şöyle denilir:
“2010 anayasa değişikliği, HSYK’daki düzenlemeler ve anılan genelge ekindeki formlarla talep edilen bilgilerin bundan böyle UYAP sistemi üzerinden daha sağlıklı alınacağının anlaşılması karşısında 5 ve 6 sayılı genelgelerin birleştirilerek güncelleştirilmesine ihtiyaç duyulmuştur… Suç ve adalet politikasını oluşturmak, mevzuat yetersizliğine ve aksaklığına ilişkin inceleme ve araştırmaları yapmak, örgütlü suçlara ilişkin işlemleri takip etmek amacıyla Genel Müdürlüğümüz bünyesinde kurulan ‘örgütlü suçlar takip bürosu’ halen görevine devam etmektedir. Bu itibarla devlet düzeni aleyhine işlenen suçlar ve örgütlü suçlarla ilgili verilerin zamanında ve eksiksiz olarak Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne intikalinin sağlanması için Cumhuriyet Başsavcılıklarınca soruşturmaya başlandığında, şüphelinin açık kimliği, isnat edilen suç ve kanun maddesi, suç tarihi, suç yeri, şüphelinin tutuklu olup olmadığı, soruşturma sonucunda verilen karar, dava açılmış ise kovuşturma evresine ilişkin safahat ve verilen kararın UYAP Bilişim Sistemine vakit geçirilmeksizin kaydedilmesi konusunda gereken dikkat ve özenin gösterilmesini rica ederim.”
Bu genelgeyle, Cumhuriyet Başsavcılıklarından istenen bilgiler de önceki genelgeyle hemen hemen aynıdır. Sadece “kovuşturma evresine ilişkin safahat” eklenmiştir.
– Ve Bugün Sıra Duruşma Zabıtlarına Geldi-
Son yazıya, yani bugüne gelirsek;
Elimizdeki yazı 29 Mart 2017’de Doğu’daki bir ilimizin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş. Ancak yazının genelinden, tüm Başsavcılıklara gönderildiği anlaşılıyor.
Bu bir genelge değil… Konusu, “Bilgi talebi”… Altında da Bakan adına Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürü Aytekin Sakarya’nın imzası var.
Bir mahkemede görülen davanın esas numarası verildikten sonra, “….. görülmekte olan dava dosyasına ait gerekçeli karar, dava devam ediyorsa duruşma tutanakları ve varsa başka mahkemece verilen görevsizlik ve yetkisizlik kararları ile ekte gönderilen örneğe uygun bilgi notununun (word formatında, ayrıca dosya büyüklüğüne göre CD ortamında) 21.12.2011 tarihli 5/1 nolu genelgemiz kapsamında doldurularak Genel Müdürlüğümüz Örgütlü Suçlar bürosuna gönderilmesini, aynı şekilde yargılama sürecinde oluşan değişikliklerin (duruşma tutanaklarının, tutuklama, tahliye vb. işlemlerin) de tekide mahal bırakılmadan güncellenerek ivedi şekilde Genel Müdürlüğümüze gönderilmesini, ayrıca Başsavcılıklarca bu iş için personel görevlendirilerek personel iletişim bilgileri ve görevli personelin değişmesi durumunda yeni personele ait iletişim bilgilerinin Genel Müdürlüğümüze gönderilmesini rica ederim” deniliyor.
Ekine de bir “örnek bilgi şablonu” konuyor.
Bu yazı Sadullah Ergin imzalı 5/1 nolu genelgeye dayandırılıyor ya, o genelgeyle Başsavcılıklardan hangi bilgilerin istendiği malûm.
Eke konan “örnek bilgi şablonu”nda da, “İsnat edilen suçlar, sanıkların adı soyadı-mesleği, müştekiler, ihbar eden mağdurlar vb. adı soyadı mesleği, deliller, olayın kısa özeti, adli kontrol altına alınan, tutuklu sanıkları adı soyadı ve tutuklama tarihi, tutuklama kararı veren mahkeme ve sorgu numarası” bilgileri isteniyor
Ancak yazının başlangıcında, “dava devam ediyorsa duruşma tutanakları” denildiğine dikkat çekelim.
Örnek bilgi şablonunun altına düşülen şu nota da:
“Başsavcılığınızca eklenmesi düşünülen, önemli görülen detaylar eklenebilir. Duruşma zabıtlarının gönderilmesi rica olunur.”
Bakanlık duruşma tutanaklarını niye ister? Bu, görülmekte olan davaya, daha açıkçası “yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına” müdahale değil midir?
En vahimi, iddianamelerden sonra duruşmalara, burada verilen veya verilecek olan ifadelere müdahale edildiği ya da edileceği söylentilerine yol açmaz mı?
İktidar, iki gün sonraki referandumda oylanacak olan anayasa değişikliğiyle “Bağımsız ve tarafsız yargıya” kavuşacağımız vaadinde bulunuyor.
Bu mantıkla, hiç mümkün mü?
Müyesser YILDIZ
14 Nisan 2017
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/bakanliktan-vahim-emir-1404171200.html