İçeriğe geç

Büyük Hukukçu Katledildikten 27 Yıl Sonra Nasıl “FETÖ”cü Oldu?

Ülkemiz yöneticileri Reza Zarrap sayesinde, “yasadışı elde edilen delillerin” delil sayılamayacağını anladı… “İtirafçılık” ve “iftiracılık” mekanizmasına isyan etti… “Gizli tanıklığın” ne denli tehlikeli olduğu gerçeğiyle tanıştı!..

Oysa bunların tamamı 10 yıllardır ülkemizin gerçeği. Dün de vardı, bugün de. “FETÖ ve darbe davalarındaki” itirafçılar ve gizli tanıklar ciltlerce yer tutar. Ki, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in kendilerinin ismini veren bir “itirafçı” için “İtirafçı değil, iftiracı” dediği vakidir.

“Bu kadar da olmaz” denecek nitelikteki son örneğe gelince;

Konumuz yine meşhur ve iddialı “FETÖ çatı davası”. 65 sanığın firari olduğu bu davada 7 tutuklu var. Tutuklulardan birisi de 2000 yılında Nuh Mete Yüksel’in açtığı davada Fetullah Gülen’in Avukatlığını yapan Abdülkadir Aksoy. Ne tesadüftür ki, her duruşma öncesi Mahkemeye Aksoy hakkında bir gizli tanığın veya itirafçının ifadesi ulaşıyor.

İşte geçen haftaki duruşmada da böyle bir olay yaşandı.

Özeti şu; Gizli tanık “Toprak” 8 Ağustos 2016’da ifade veriyor. Bu ifadede, “FETÖ çatı davasında” yargılanan bazı şüphelilerin adı geçtiği için de Savcılık 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne birleştirme talebinde bulunuyor. Mahkeme de oy birliğiyle birleştirme talebini kabul ediyor.

-Gizli Tanık Kimin İsmini Verdi?-

Şimdi bu özeti açalım ve sırasıyla neler olduğunu anlatalım:

Gizli tanık “Toprak”, “FETÖ çatı davası” sanıklarından Zaman Gazetesi’nin ilk sahibi Alaaddin Kaya ile direk irtibatlı isimleri sıralarken, aynen şunu söylüyor:

“Fetullah Gülen’in avukatlığını da yapan Avukat Muammer Aksoy, Ankara Gazi Mahallesinde Aksoy Hukuk bürosunun sahibidir.”

Muammer Aksoy kim; Hukukçu, siyaset adamı ve yazar… Ankara Barosu ve Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı yaptı… Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucusu ve ilk genel başkanı… Ayrıca kendisinin çok önemsediği, özgeçmişine mutlaka yazılmasını istediği bir görevi de 1961 Anayasası’nın sözcülüğünü yapmış olmasıydı… Maalesef 31 Ocak 1990’da evinin önünde kurşunlanarak, katledildi!..

Gizli tanığın ne kadar “muteber ve bilgili” olduğu ortada!..

Normalde Muammer Aksoy adını mutlaka duymuş olması gereken savcıların ne yapması gerekir?

Hayır, düşündüğümüz veya olması gereken olmuyor, “Toprak”ın bu ifadesi ciddiye alınıp, yazışmalar yapılıyor.

Önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 21 Haziran 2017’de bu soruşturmayla ilgili ayırma kararı veriyor. Kararda, “Şüpheliler A. G., B. Y., H. Y, İ.Ş.”nin adlarından sonra “Şüpheli Muammer Aksoy’un avukat olarak görev yaptıkları, 16 Mart 2017 tarihli Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri ve Cumhuriyet Savcıları iş bölümü gereği şüpheli hakkında soruşturmanın ayrı yürütülmesi gerektiği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, Aralarında hukuki ve fiili irtibat mevcut olmayan her iki evrakın tefrikine, Şüpheliler A.G., B. Y., H. Y., İ.Ş., şüpheli Muammer Aksoy’un silahlı terör örgütüne üye olma suçu açısından evrakın soruşturma defterinin ………. numarasına kayıt edilmesine karar verildi” deniliyor.

Sonra yine Ankara Cumhuriyet Savcılığı Emniyet Müdürlüğü KOM Şubesine 16 Temmuz 2017’de gönderdiği uzun bir yazıyla, şüpheliler hakkında özetle şu işlemlerin yapılmasını istiyor:

“Şüphelinin anne, baba, eş kardeş, çocukları ile ortağı oldukları şirketlerin Bank Asya’daki hesaplarının ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma yürütülen diğer kişilerle irtibatlarının bulunup bulunmadığının araştırılması… MİT, Emniyet İstihbarat, TEM ve ilgili diğer kurumlarla irtibata geçilip, şüpheli veya şüphelilerin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yöneticisi ya da üyesi olduklarına, örgüte maddi ve manevi yardımda bulunduklarına dair istihbari vb. bilgi, belge, kaydın sorulması… Şüphelinin terör örgütü FETÖ/PDY’nin gözaltına alınan ve tutuklanan örgüt mensupmarına destek vermek amacıyla yapılan protesto gösterilerine katılıp katılmadığının tespit edilmesi… 15 Temmuz darbe teşebbüsünü gerekleştirenlerle ilişki ve iletişimlerinin olup olmadığının sıkı bir şekilde araştırılması… Şüphelilerin sosyal medya formlarındaki ve mesleki paylaşım sitelerinde suç örgütü ile ilgili olarak yapılmış olan herhangi bir yorum veya paylaşımının olup olmadığının ve teknik imkanlar elverdiği sürece şüphelilerin mail yazışmalarının tespiti… Şüphelinin yurt dışı giriş-çıkış kayıtlarının temini vs.”

Yazının sonunda da “İlgili kişi bilgileri” veriliyor.

Kim bu “ilgili kişiler”?.. Yukarıda isimlerin baş harfleriyle saydığımız 4 şüpheli… Bir de yine merhum Muammer Aksoy… İlginç olan, diğer 4 kişinin nüfus bilgileri, adresi ve T.C. numarası belirtiliyor, ama merhum Aksoy’a dair hiçbir bilgi yer almıyor.

-Neyse ki Bylock’u Olup Olmadığı Sorulmuyor-

Bitmedi. Soruşturmayı yürüten Savcılık aynı tarihte bir de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazıp, “Şüpheliler hakkında FETÖ/PDY örgütüne üye olmak suçundan yapılan soruşturma nedeniyle, adı geçenlerin Bylock haberleşme sistemi kullanıp, kullanmadıklarının araştırılmasını, Bylock kullanıcısı ise kimlerle yazışma yapıldığının ve yazışma içeriklerinin gönderilmesini” istiyor.

Aynı tarihte yazılıyor… Soruşturma konusu aynı… Yazan savcı aynı… Ancak bu defa nedense diğer 4 şüphelinin ismi bildirilirken, listede Muammer Aksoy adı yer almıyor. Yani merhumun “Bylock” kullanıcısı olup, olmadığı sorulmuyor.

-Polis Gizli Tanığın Kimi Kastettiğini Anladı-

Sonra?

Savcılıktan giden yazı üzerine Ankara Emniyet Müdürlüğü bir araştırma tutanağı düzenliyor. Tutanakta, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun yürüttüğü ……….. sayılı soruşturmaya istinaden verilen talimat ve ekinde bulunan ifadede avukat olarak adı geçen şahısların FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatlı olup, olmadığına ilişkin yapılan araştırmada” denildikten sonra aynen şu yazılıyor:

“Talimat ekinde bulunan ifadede de ‘…. ayrıca FETÖ/PDY terör örgütü içerisinde aktif olarak faaliyet yürüten ve Alaaddin Kaya ile direk bağlantılı olan şahıslar, Fetullah Gülen’in avukatlığını da yapan Avukat Muammer Aksoy Ankara Gazi Mahallesinde Aksoy Hukuk Bürosu sahibidir’ şeklinde adı geçen Muammer Aksoy’un …. sicil ile Ankara Barosuna kayıtlı ………. TCKN’lu Abdülkadir Aksoy isimli şahıs olabileceği… Şahıslar hakkında T.C kimlik numarası ile yapılan sorgulamalar FETÖ/PDY örgütü kapsamında çeşitli birimler tarafından KOM Daire Başkanlığı analiz şube müdürlüğünde toplanan bilgilerden yapılmıştır. ……. TCKN’lu Abdülkadir Aksoy isimli şahsın Mernis kaydında ……. adresinde ikamet ettiği, şahsın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tepe yöneticilerinden olduğu, şahıs hakkında UYAP sorgulamasında aşağıda belirtilen dosyanın olduğu…”

Gizli tanık “Toprak”, aleyhinde ifade verdiği kişinin ismini dahi bilmiyor; Ama polis onun kimi kastetmiş olabileceğini hemen anlıyor!.. Savcılık tüm yazışmalarda Muammer Aksoy’dan söz ediyor; Ama polis, “Muammer Aksoy bulamadık, Abdülkadir Aksoy verelim” dercesine, bu vahim hatayı bir kalemde hallediyor!..

Sonuç; Tüm bu yazışmaların ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı “Toprak”ın ifadeleri üzerine açılan soruşturma dosyasını 13 Kasım 2017’de “FETÖ çatı davasıyla” birleştirilmek üzere Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderiyor. Mahkeme de son duruşmadan 1 hafta önce 20 Kasım’da oy birliğiyle birleştirme kararı alıyor.

İşte “Altın çağını” yaşadığı söylenen yargımızın halleri!.. Gülelim mi, ağlayalım mı?!.

Bu vesileyle, kemikleri sızlatılan büyük hukuk adamı Muammer Aksoy’u da rahmetle analım.

Müyesser YILDIZ

3 Aralık 2017

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/muammer-aksoyu-katledildikten-27-yil-sonra-fetocu-yaptilar–0312171200.html

Kategori:Uncategorized