İçeriğe geç

MASAK Raporlarını “FETÖ”cüler mi Hazırladı?

Geçen hafta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın memleketi Kayseri’de cami yaptırmasını tartıştık.

Haliyle paranın kaynağı sorgulandı. İzahat Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’den geldi. Akar’ın cami yaptırmadığını, yapılan bir camiye katkıda bulunduğunu söyledi, mesele kapandı.

Ama daha sorulacaklar var; “Katkının miktarı nedir?” gibi!..

Dahası, Genelkurmay Başkanı’nın suskunluğu… Tamam, “Askeri vesayet” ortadan kaldırıldığı için ülkenin hayati dış güvenlik meselelerinde konuşamıyor. Lâkin mitinglerde konuşabilirken, doğrudan şahsıyla ilgili bir konuda dahi açıklama yapamaz halde olması önemli değil mi?

Benzer bir durum Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda yaşanıyor.

Şöyle ki; Sözcü Gazetesi’nden Saygı Öztürk dört gün önce “Komutanın mektubu çok konuşulur” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıda, bu yıl Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Koramiral Adnan Özbal’ın 2015’te Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanı iken, 15 Temmuz darbesinin kritik isimlerinden Kemal Batmaz’ın ağabeyi Prof. Dr. Şakir Batmaz’a gönderdiği bir mektuptan söz ediliyordu.

Haliyle herkes bu mektubun doğru olup olmadığını sorguladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan ise herhangi bir açıklama yapılmadı.

Soruşturduk; Kimi, “mektup sahte” dedi… Kimi, bir komutanın önüne gelen yazıya bakmayacağını, mektubu muhtemelen bir “FETÖ”cünün kaleme alıp, imzalatmış olabileceğini söyledi…

Nihai durum; Deniz Kuvvetleri Komutanlığı mektubun “sahte” olduğuna dair bir açıklama yapacakmış… Ayrıca suç duyurusunda bulunulacakmış… Sahte ise niye bu kadar beklenir ki?!.

-Olay İçinde Olay-

İşte bu mektupla ilgili araştırma yaparken, “Olay içinde olay” denecek başka vahim bilgilere ulaştık.

Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Özbal’ın 15 Temmuz darbe teşebbüsü kapsamında gözaltına alındığı ve bunun bir iddianamede geçtiği öne sürüldü. Sadece Özbal’ın değil, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı’nın da aynı şekilde gözaltına alındığı iddia edildi.

Evet, geçtiğimiz haftalarda sonuçlanan ve tüm sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığı Sahil Güvenlik Komutanlığı davasının iddianamesinde 1 numaralı sanık dönemin Sahil Güvenlik Komutanı Hakan Üstem’le ilgili MASAK raporu bölümünde aynen şunlar yazıyordu:

“Hakan Üstem isimli şahsa 12.08.2014 tarihinde 1.484.773.70TL. 02.10.2014 tarihinde 332.000.00TL olmak üzere toplam 1.816.773.70 TL’lik havale gönderdiği anlaşılan Adnan ÖZBAL (T.C. ………..) adlı şahsın Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından MASAK Başkanlığına intikal ettirilen 27.07.2016 tarihli yazının tetkikinden 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü kapsamında gözaltına alınan askeri personel arasında yer aldığı anlaşılmıştır.

Hakan Üstem isimli şahsa 19.03.2014 tarihinde 500,00TL. 06.06.2014 tarihinde 190.00TL olmak üzere toplam 690,00TL’lik havale gönderdiği anlaşılan Cihat YAYCI (T.C. ………..) adlı şahsın Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından MASAK Başkanlığına intikal ettirilen 27.07.2016 tarihli yazının tetkikinden 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü kapsamında gözaltına alınan askeri personel arasında yer aldığı anlaşılmıştır.”

-Gözaltı Olmamış-

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Savcılık kaynakları, 15 Temmuz’dan sonra ne Özbal ne de Yaycı’nın kesinlikle gözaltına alınmadığını, iddianamede bir “yanlışlık” yapıldığını bildirdi.

Bu defa “yanlışın” kaynağını ve sebebini bulmak için harekete geçtik. Şu bilgilere ulaştık:

Özbal ve Yaycı hakkındaki o MASAK raporunun hatalı olduğu farkedilince, Savcılık iddianameden çıkartmış… Ancak iddianemenin eklerinde dikkatlerden kaçmış…

Oysa yukarıda aktardığımız bölüm, eklerde değil, doğrudan iddianamede yer alıyor. Bu da demektir ki, ya birileri Savcılık emrini dinlemedi veya sonradan “korsanlık” yapıldı…

Daha vahimi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu “bariz” hatayı gördükten sonra MASAK raporlarını dikkate almama ve bunları iddianamelere koymama kararı almış.

Açıkçası, bu raporları hazırlayanların “sıkıntılı ve FETÖ’cü” olabileceği şüphesi doğmuş. Akın İpek dosyasında verilen 5 rapordan 3’ünü hazırlayanların “FETÖ’cü” çıkması üzerine ise MASAK’la ilgili kaygılar daha da artmış.

Ancak şüpheler nasıl giderildiyse, Mart ayından sonraki iddianamalerde MASAK raporlarına yeniden yer verilmeye başlanmış.

Birisi dönemin Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı, diğeri Personel Başkanı; Haklarındaki hatayı düzelttirebilmişler.

Ya başkalarının da MASAK raporlarında benzer hatalar yapıldıysa?!. Ve onların düzelttirme imkânı olmadıysa?!.

Görünen o ki, iddianame ve tutuklamalarda esas alınan sözde görevlendirme ve MİT’in Bylock listelerinden sonra MASAK raporları da tartışmalı hale gelecek.

Müyesser YILDIZ

16 Aralık 2017

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/deniz-kuvvetleri-komutani-gozaltina-alindi-mi-1612171200.html

Kategori:Uncategorized