Ankara’da görülen darbe davalarından birisi de Özel Hava Alay Komutanlığı davasıydı. Dün sonuçlandı. Ancak karar açıklanma aşamasında öyle bir şey oldu ki, Başkanın söylediği karar ile yazılı kısa kararın farklı olduğu ortaya çıktı.
Çok da dikkat çekmeyen Özel Hava Alay Komutanlığı davasının konusu; 15 Temmuz gecesi şehit Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülen Semih Terzi’nin Etimesgut’taki havaalanından, Özel Kuvvetler Komutanlığı’na helikopterle götürülmesi ile Alay Komutanının kaçırılması iddiasıydı.
27 sanık hakkında açılan dava Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyordu. Yaklaşık 1 yıldır devam eden davada dün sona gelindi ve mahkeme kararını açıkladı.
Karara geçmeden önce geçen haftaki bir celsede yaşanan olayı aktaralım.
Duruşmayı bir AKP yöneticisi de izlemektedir. Bazı sanık yakınları bu yöneticinin yanına giderek, “Suçlu ile suçsuzun ayrılmadığından, davanın uzatıldığından” yakınır. AKP’li yönetici de, “Hakimler 7-8 kişinin suçsuz olduğu kanaatini edinmişler” şeklinde cevap verir.
İşte bu diyalog, aileleri umutlandırır, en azından bazı sanıkların tahliye edileceği beklentisi doğar.
Dün açıklanan karara gelince;
Heyet yerini alır. Son sözlerini söylememiş olan 3-4 sanık dinlenir ve Mahkeme Başkanı Zikrullah Özbağ, 14 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis, 8 sanığa ise müebbet cezası verildiğini söyler. Başkan Özbağ, 1 sanığın 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılıdığını, tutuksuz 5 sanığın dosyasının ayrıldığını da duyurur.
Karar medyaya da Başkanın açıkladığı şekilde yansır.
Mesela iktidara yakın Sabah Gazetesi’nde, “Darbe girişiminde 21 haine müebbet” başlığı ile şu haber yayınlanır:
“FETÖ’nün darbe girişimi sırasında Özel Hava Alay Komutanlığı’ndaki eylemlere ilişkin 27 sanık hakkında açılan davada karar çıktı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampusu’ndaki mahkeme salonunda görülen duruşmaya sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı. Mahkeme Başkanı Zikrullah Özbağ, sanıklara son sözünü sordu. Duruşmaya verilen aradan sonra kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıklar Ahmet Balaban, Halit Kabil, Ümüt Arif Bağ, Dursun Varlı, Mehmet Sağlam, Murat Güler, Hüseyin Çakıroğlu, Burak Erhan, İzzet Henek, Fatih Ceylan, Harun Yıldız, Ramazan Gürkaynak, Fikret Girgin ve Özalp Yeşil’e ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet verdi. Türkay Bilge, Soner Erol, Umut Taşçı, Süleyman Ektaş, Veli Tüven, Murat Yeşilyurt ve Emre Demir’i de aynı suçtan müebbet hapse mahkûm etti.”
-Kararda Ne Yazıyor?-
Yeniden duruşmaya dönelim; Karar açıklandıktan sonra Başkan ve üyeler hızla salondan ayrılır. Avukatların talepleri ve istinaf dilekçeleri zapta geçmez.
Bir avukat heyetin peşinden koşarak, istinaf süre tutum dilekçesini imzalatmak ister. Başkan Özbağ imzalamaz. Avukat diğer üyelerden imzalamalarını ister. Onlar da imzalamaz, hatta bir üye, “Başkan imzalamıyor. Ben niye imzalayayım?” der.
Daha sonra avukatlar kısa ara kararı almak ister. Uzun uğraşlardan sonra ara kararı almayı başarırlar.
Görürler ki, kararda sadece 14 sanık değil Başkan Özbağ’ın, “müebbet” diye duyurduğu 8 sanığın da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığı yazılıdır.
Ağırlaştırılmış müebbet ile müebbet arasındaki dağlar kadar fark bir yana;
Başkanın açıklamasıyla yazılı karar arasındaki bu önemli farkın sebebi nedir?..
Hangisi geçerlidir?..
Yine “sehven” dönemlerine mi dönüyoruz?..
Müyesser YILDIZ
3 Şubat 2018
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/dun-haberlerde-izlediginiz-muebbet-kararlarinin-altindan-ne-cikti-0302181200.html