Sona gelen Genelkurmay çatı davasının ek klasörlerinde, bazı sanıklardan ele geçirildiği belirtilen yüzlerce sayfalık “fişleme” listelerinin yer aldığı ortaya çıktı.
Kiminin istihbarat notu, kiminin resmi kayıt, kiminin ise “özel” kaynaklardan elde edildiği anlaşılan bu “Fişlemeler”, “At izinin it izine” karıştırıldığının en somut göstergesiydi. Çünkü halen görevde olan birçok komutan için “Paralelci” denilmişken, tutuklu isimlerin bazıları bu listelerde hiç yer almamış veya “Paralelci değil” denilenler darbeden tutuklanmıştı.
Konuyla ilgili olarak Mart ayında üst üste yazdığımız üç yazıda, “Ne idüğü belirsiz bu listelerin” hiçbir süzgeçten geçirilmeden, olduğu gibi dava dosyasına konmasının sebebini sorup, sakıncalarına dikkat çektik.
O yazılarımızdan sonra neler mi oldu?
Mesela “Fişlemelerde” adı geçen ve halen görevde olan bir savcı, mahkeme kararıyla o yazımıza erişim yasağı getirdi.
Sanki listeyi biz yapmışız gibi!..
Yazımıza erişim yasağı kondu, ama listeler Genelkurmay davası klasörlerinde duruyor.
Bir savcı böyle yaparken, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Uçar aradı, listede kendi isminin de bulunduğuna dikkat çekip, “Bunun Genelkurmay Çatı Davası dosyasına konmasının mantığını ve sebebini anlamak mümkün değil. Liste saçma” açıklamasını yaptı.
Başka bazı komutanlar ve yargı mensupları ise aracılar kanalıyla “sitemlerini” iletti.
Hepsi bu. Gerisi, özellikle devlette büyük bir sessizlik!..
-Bir Komutan Olması Gerekeni Yaptı-
“Fişlemelere” ilişkin bir diğer yazımızda ise Afrin operasyonunu yöneten komutanın bile “FETÖ’cü” olmakla suçlandığını vurguladık.
Şöyle ki; Yine Genelkurmay dava dosyasında yer alan ve sanıkların odasında bulunduğu belirtilen bir belgeye göre, 2015 yılında dönemin Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir klasör gönderilmişti. 9 bölümden oluşan klasörün birinci kısmında, 2015 yılı YAŞ Terfi Listesinde, hakkında bilgi bulunan general ve albayların adları ile GATA’daki albaylara ait bilgi, ihbar/şikayet mektupları, bir de “Yetkili istihbarat makamları tarafından elde edilen bilgilerle” oluşturulan bir liste yer alıyordu.
Bu dosyanın son bölümünde de, “17/25 Öncesi Dini İstismar Edenler Hakkında Yapılan Çalışma” başlıklı bir rapor vardı. Sözkonusu raporda, Eylül 2014 tarihi itibarıyla çeşitli dini gruplara mensup olduğu öne sürülen general ve amirallerin adları sıralanıyordu.
Listenin birinci sırasında halen Afrin operasyonunu yöneten 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel vardı. Ancak konumuz ikinci sıradaki isim. Onunla ilgili şöyle deniliyordu:
“Tümg. Tayyar Süngü’nün radikal İslami görüş mensubu olduğuna dair bilgiler bulunmaktadır.”
Önce emekli Tümgeneral Süngü’nün kim olduğunu anlatalım.
15 Temmuz darbe teşebbüsü yaşandığında, İstanbul’daki 3. Kolordu Komutanlığı’nın NATO Karargâhı’nın Kurmay Başkanıydı ve NATO kadrosunda görevliydi. Sözde atama listesinde isminin karşısında “devam” yazıldığı için tutuklandı, 5 ay hapis yattı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebiyle tahliye olmasının ardından da İstanbul’da görülen “Çatı” ve “Selimiye Kışlası” davalarında tanıklık yaptı.
İşte bu komutan 10 gün önce Avukatı Orhan Önder aracılığıyla, Genelkurmay Çatı Davasına bakan 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ne müracaat ederek, hem hakkındaki bu “fişleme”den şikayetçi oldu hem de davaya katılma talebinde bulundu.
Süngü’nün dilekçesinde öncelikle şu açıklama yapıldı:
“Müvekkil Mayıs 2016’da gönderilen ‘Terfi edemediğiniz takdirde uzatma istiyor musunuz?’ sorusuna, ‘Hayır istemiyorum’ cevabını vermiştir. Bunun anlamı, ‘Ben aynı rütbe ve görevde kalmak istemiyorum, terfi edemez isem beni emekli edin…”dir. Dolayısıyla sözde atama listesinde yer alan ‘Devam’ ibaresi tamamıyla müvekkilin bilgisi ve iradesi dışında yazılmış bir ifadedir. Nitekim kendisi hain kalkışmanın olduğu gece, kendi emir-komutası altındaki karargah ve birliklere hakim olmuş, darbeye kalkışanlara karşı da mücadele etmiştir. Bu husus kendisiyle o gece birlikte görev yapan personelin ifadesiyle de sabittir. Darbe teşebbüsünde bulunanlar, aralarında kuvvet ve ordu komutanlarının da bulunduğu çok sayıda generalin karşısına bu ibareyi yazmışlardır. Özellikle belirli bir tecrübe ve ihtisas isteyen, NATO kadroları, Milli Savunma Bakanlığı ve Sağlık Komutanlığı bünyesinde görevli general ve amirallerin tamamının karşında da aynı ibare bulunmaktadır.”
Dilekçenin devamında ise “Fişleme” haberimize atıf yapılarak, şöyle denildi:
“Bu ahlaksız, mantıksız ve yasa dışı hazırlanmış sözde belgenin 2015 yılında gönderildiği ve 2015 Yüksek Askeri Şura kapsamında hazırlandığı düşünüldüğünde, maksat çok daha net anlaşılmaktadır. Müvekkil, 2015 yılında bir üst rütbeye yükselme sırasındadır. Kendisi 2011 yılında ikinci sıradan bir üst rütbeye yükselerek tümgeneral olmuştur. 2015 yılında da terfi şansı yüksektir. Sonuçta Müvekkil, 2015 yılındaki YAŞ sonrası bir üst rütbeye yükselememiş, görev süresi bir yıl uzatılmıştır. Basından ve iddianamelerden öğrendiğimiz kadarıyla, bu raporu ve sözde Sıkıyönetim Direktifi ve görevlendirme listelerini hazırladığı iddia edilen sanıklar halen tutukludur ve Genelkurmay Çatı Davası’nda yargılanmaktadırlar. Oldukça başarılı bir askeri kariyere sahip, 38 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her kademesinde görev yapan müvekkil, asker kökenli bir aileden (Dedesi Gümrü Muharebelerine ve Kurtuluş Savaşı’na katılmış, Şeref ve İstiklal Madalyası sahibi binbaşı, babası, amcası ve kayınpederi TSK’ya yıllarca hizmet etmiş general rütbesinde olan kişilerdir) gelmektedir. Kendisi çocukluk yıllarından itibaren Atatürk sevgisi ve O’nun idealleriyle yetiştirilmiştir. Ne hain darbecilerle ne de çağdışı görüşlere sahip kişilerle ve görüşlerle en ufak bir ilişkisi hayatı boyunca olmamıştır. Bu durum müvekkil ve ailesi için onur kırıcı ve yüz kızartıcıdır. Bu açıklamalar ışığında, bahsedilen ağır ve telafisi olmayan mağduriyetlerin sebebi olan, hukuk ve mantık dışı bu iftira niteliğindeki kayıtları hazırlayanlardan şikayetçiyiz. Ayrıca, bu kişilerin halen yargılandığı Genelkurmay Çatı Davası’na da müdahil olmak istiyoruz.”
Bakalım Süngü’nün şikâyeti kabul edilip, gereği yapılacak ve o “fişlemelerin” kaynağı ortaya çıkarılacak mı!..
Müyesser YILDIZ
22 Nisan 2018
Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/devletteki-sessizligi-bir-isim-deldi-22041806.html