İçeriğe geç

Odatv Operasyonundaki Çelişkiler!..

Malûm çevreler, Barış’lar ve Hülya Kılınç’ın tutuklanmasının gerekçesi yapılan Libya’da şehit düşen MİT mensubunun haberini neredeyse bir yana bıraktı, Odatv ve Soner Yalçın’a birikmiş öfkelerini itiraf edip, adeta intikam için sıraya girdi.

Bunlardan birisi de şunları yazdı:

“MİT’in yurt dışında gerçekleştirdiği ve Türkiye’nin ‘devlet sırrı’ olan operasyonunu Odatv bilerek deşifre etti. Bu şer odası sadece şehit MİT görevlisi ve ailesini tehlikeye atmadı, cenazeye katılan MİT mensuplarının da fotoğraflarını yayınlamış oldu, kimliklerini açığa çıkardı! Bu fitneciler yüzünden uluslararası istihbarat örgütleri; cenazeye katılan kişilerin fotoğrafları ve kamera kayıtlarından yola çıkarak, konum-görüşme-görüntü gibi bilgilerle MİT’te görevli diğer kişileri de tespit edebilecektir.”

Gelişmeleri takip etmediği, hatta Erdoğan’ı bile dinlemediği anlaşılıyor. Neden mi?

Bilindiği gibi, Erdoğan 6 Ocak’ta MİT’in yeni binasının açılış törenine katıldı ve tören naklen yayınlandı. Evet kameralar çoğunlukla öndeki protokole odaklıydı, ama zaman zaman geride oturan muhtemelen MİT personeli olan katılımcıların yandan, tepeden, arkadan görüntüleri de verildi.

O vakitler uluslararası istihbarat örgütlerinin, bu kamera kayıtlarını yakınlaştırarak, büyüterek, oradakileri tespit edebileceği hiç düşünülmedi mi mesela?

Bunu geçtik; o törende MİT’in sadece Libya’da değil, nerelerde ve hangi faaliyetlerde bulunduğunu bizzat Erdoğan anlatmadı mı? İşte Erdoğan’ın konuşmasından bazı cümleler:

“Ülkemizin ve dünyanın kritik bir süreçten geçtiği şu dönemde Milli İstihbarat Teşkilatımızın desteğine her zamankinden daha çok ihtiyaç bulunuyor. Geniş bir coğrafyada gece gündüz fedakarca görev yapan isimsiz kahramanlarımızın her birinin başarılarıyla gurur duyuyoruz… Teşkilatımız son dönemde PKK’nın lider kadrosuna yönelik olarak Kuzey Irak’ta yaptığı operasyonlarla kendini en güvende hissettiği yerleri örgütün adeta başına geçirmiştir. Elde edilen istihbaratlar İHA ve SİHA’lar aracılığıyla operasyona dönüştürülerek örgüte çok büyük kayıplar verdirilmiştir… Teşkilatımız FETÖ’nün haberleşme sistemi ByLock’u ve mahrem yapılanmasını çözerek devlet sisteminden bu büyük belanın temizlenebilmesi için gereken alt yapıyı oluşturmuştur. FETÖ’nün yurt dışı ayağına yönelik çalışmalarıyla da pek çok örgüt mensubunun ülkemize iadesini sağlamıştır… Özellikle Suriye krizinin başladığı ilk günden itibaren sahada aktif rol oynayan teşkilatımızın, sınır ötesi harekatlarımızın başarıya ulaşmasında çok büyük emeği bulunuyor. Aynı şekilde şimdi de Libya’da üzerine düşen görevleri hakkıyla yerine getiriyor… Teşkilatımız, istihbarat toplama tecrübesini teknolojiyle harmanlanmış ve Suriye örneğinde olduğu gibi sahada fiiliyata dökmüştür… MİT’in başarılarını yakından takip ediyoruz, ancak kat etmemiz gereken daha çok yolumuzun olduğunu da biliyoruz. Bunların başında yeni teknolojileri ve yeni operasyonel yöntemleri geliştirmek geliyor. Milli İstihbarat Teşkilatımızın ülke içindeki görevlerini azaltarak, yurt dışı operasyon kabiliyetini artırmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde yurt dışında daha fazla örtülü faaliyet yürüten, teknik ve siber istihbaratta daha etkin bir istihbarat yapısı hedefliyoruz. Milli İstihbarat Teşkilatımızın isimsiz kahramanları gerektiğinde ‘Derviş’ ve gerektiğinde ‘Akıncı’ misali herhangi bir karşılık beklemeksizin görevlerini yerine getirmeyi sürdüreceklerdir.”

22 Şubat’ta İzmir’deki otoyol açılış töreninde ne oldu? Libya’da şehit verdiğimizi yine bizzat Erdoğan, şöyle duyurdu:

“Birkaç tane şehidimiz var. Birkaç şehidin karşılığında da 100’e yakın lejyonerleri etkisiz hale getirdik.”

Dahası, “Hafter’e karşı kahraman askerlerimiz, Suriye Milli Ordusu’ndan ekiplerimizle oradayız” dedi.

25 Şubat’ta şunları söyleyen de Erdoğan’dı:

“Libya’da iki şehidimiz var. Şimdi bu rakamı ben açıkladım. Bay Kemal ne yapacak bunu? Suriye Milli Ordusu’ndan şu anda orada bulunanlar var. Evet var. Suriye Milli Ordusu’ndan oraya gidenlerin ortak paydaları var. Ve o ortak paydalar çerçevesinde onlar Libya’da bulunuyorlar. Kiminle beraber? Şu anda Suriye’de bizimle beraber mi bunlar? Bizimle beraber olan bu kardeşlerimiz orda da beraber olmayı şeref telakki ediyorlar. Ayrıca oraya gidişlerinin manevi bir boyutu da var. Ama bundan Bay Kemal anlamaz.”

Özetle, hem MİT’in Libya’da bulunduğunu hem kaç şehidimiz olduğunu Erdoğan’dan öğrenmedik mi? Erdoğan açıklamasa, nereden bilecektik ki?

Ne yani, şimdi o da mı MİT’in yurt dışında gerçekleştirdiği “Devlet sırrı” operasyonunu deşifre etti?

Buyurun bugünün son dakika haberlerinden biri: Milli Savunma Bakanlığı, “Kandil’de, TSK ve MİT koordinesinde icra edilen hava harekatıyla sözde yönetici 5 PKK’lı teröristin etkisiz hale getirildiğini” açıkladı. Bu da MİT’in faaliyetlerinin bir tür “Deşifresi” sayılmaz mı?

-Cenaze Törenini Kim Düzenledi?-

Libya şehitleriyle ilgili sonraki gelişmeleri biliyorsunuz.

Önce kimine göre emekli, kimine göre muvazzaf albayımızla ilgili olarak devreleri sosyal medyada fotoğrafları, özgeçmişiyle ilgili paylaşımlar yapıp, neden sessiz sedasız ve törensiz defnedildiğini sordu… Diğer genç şehidimizin cenaze törenine ilişkin fotoğraflar da yine sosyal medyada yayınlandı… İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ, şehitlerin ismini ve nasıl şehit olduklarını açıkladı, vs.

Odatv, işte tüm bunlardan sonra şehit olan genç MİT personelinin haberini yaptı. Ne soyadını, ne yaşını, ne mesleki faaliyetlerini ne köyünü yazdı, ne de ailesinden söz etti. Daha önce sosyal medyada yayınlanmış fotoğraflardan tek fark, nerede olduğu meçhûl ve isimsiz mezarının görüntüsüydü.

Önce Barış Terkoğlu ile haberi yazan Hülya Kılınç, ardından Barış Pehlivan tutuklandı ve Odatv’ye erişim yasağı getirildi.

Şimdi Barış Terkoğlu ve Hülya Kılınç hakkında hazırlanan Savcılık sevk yazısına geçelim. Şunlar var:

– Şehidin MİT bünyesinde yaptığı göreve ilişkin görev süresi, görev yeri, yaşı, memleketi, aile bilgilerine ilişkin detaylı bilgilerin yanısıra geçmiş döneme ait fotoğraflarına, cenaze töreni ile naaşının defnedildiği şehitliğe ilişkin görüntülere yer verildiği…

– Dış istihbarat vazifesi olan MİT mensubu şehidin gerek kendisine gerekse ailesine ilişkin bilgilere yer verilmesi nedeniyle istihbarat faaliyetlerinin aksamasına sebebiyet verilme ihtimalinin olduğu…

Odatv’de yayınlanan haberde nelerin olduğunu, nelerin olmadığını yukarıda aktardık.

Savcılığın sevk yazısındaki diğer “Tespitlere” de bakalım. Deniyor ki;

– Soruşturmaya konu görüntüleri çeken kişilerin ilgili görüntülerden anlaşıldığı üzere belli bir mesafeden cenaze törenini izleyerek, art niyetli olarak cenaze törenini görüntüye almalarının hayatın olağan akışıyla izah edilmesi mümkün değildir. Bu görüntülerin özellikle tören sonrasında ifşa edilerek, yayılma gayesiyle bu aşamada tespit edilemeyen kişiler tarafından kayda alındığı anlaşılmaktadır.

– Yine haberde yer alan fotoğraf ve görüntüler incelendiğinde, MİT mensubu şehidin resmi bir giyim tarzıyla çekilmiş isim ve soy isminin baş harfi ile doğum ve şehadet tarihi yer alan fotoğrafın da herhangi bir açık kaynaktan temin edilemeyecek kurumsal veya resmi bir platformdan temin edilen ve görüntü kalitesi itibarıyla da temin edildiği yerden hukuka aykırı şekilde temin edilmiş bir fotoğraf olduğu anlaşılmıştır.

Velev ki böyle; Cenaze töreninde Odatv’den kimse var mı? Yok. Peki kimler var? O şehrin protokolü ve muhtemelen şehidimizin meslektaşları. Ki, “Teşkilât Başkanı” yazılı çelenk olması da bunu gösteriyor. O yüzden herhalde töreni Teşkilât da görüntülemiştir. Pekâla bu görüntüler izlenerek, başka kimlerin çekim yaptığı kolaylıkla bulunabilir, değil mi?

Şehidimizin, “Resmi bir giyim tarzıyla çekilmiş isim ve soy isminin baş harfi ile doğum ve şehadet tarihi yer alan fotoğrafı” tespitine gelince; Savcılık, “Herhangi bir açık kaynaktan temin edilemeyecek kurumsal veya resmi bir platformdan temin edilen ve görüntü kalitesi itibarıyla da temin edildiği yerden hukuka aykırı şekilde temin edilmiş bir fotoğraf olduğu anlaşılmıştır” diyor.

Besbelli tüm cenazelerde olduğu gibi, törene katılacakların yakalarına takılmak üzere hazırlanmış bir fotoğraf. Haliyle bu da ancak ailesinden veya Teşkilât’tan temin edilebilir.

Eğer suç idiyse; öncelikle cenaze töreni için bunun hazırlatılmasına ön ayak olan ve o fotoğrafı “Ailesinden veya kurumdan” temin edene hesap sormak gerekmez mi?

Sevk yazısında şöyle bir bölüm daha yer alıyor:

“Soruşturmaya konu habere ilişkin düzenlenen rapora göre, konuya ilişkin bilgilerin ilk defa yayımlandığı veya bu konuya özel bir kısım yeni bilgilerin edinildiği, sanki bu bilgiler kamuoyuna ilk defa açıklanıyormuş gibi şok edici cümlelerle başlık atılarak haberleştirildiği ve bu doğrultuda da eylemin habercilik faaliyeti kapsamında değerlendirilemeyeceği…”

Bizzat Savcılık, “İlk defa açıklanıyormuş gibi şok edici cümlelerle başlık atılarak haberleştirildiği” ifadesiyle, o bilgilerin ilk defa Odatv’de yayınlanmadığını kabul etmiş olmuyor mu?

Hasıl-ı kelam; kurt kuzuyu yemeye karar vermiş, tamam; da hiç olmazsa doğru veriler üzerinden ahkâm kesilsin!..

Silivri’deki Barış’lar, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel’e kucak dolusu sevgiler…

Müyesser YILDIZ

10 Mart 2020

Odatv Link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/iste-odatv-operasyonundaki-celiskiler-10032013.html

Kategori:Uncategorized