İçeriğe geç

Yine Yunanistan’ın Dediği Oldu!..

Yunanistan’ın ülkemize karşı tavrı malûm.

Kıbrıs’ta “işgâlci” olduğumuzu iddia ediyor.

Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi “provokasyon” sayıyor.

Burnumuzun dibindeki adaları silahlandırıp, gövde gösterisi yapıyor.

Batı Trakya’daki soydaşlarımıza etmediğini bırakmıyor.

AB ve ABD’yle birlik olup, Türkiye’ye tehdit üstüne tehdit savuruyor.

Ankara ise bu politikaları, “şımarıklık” saymakla yetinip, her daim “dostluk” eli uzatıyor.

Oruç Reis’i Niye Çekmişiz?

Bilindiği gibi AB, Yunanistan ve Rum kesimi ile “tam dayanışma içinde” olduğunu belirterek, Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimize son vermediğimiz takdirde Türkiye’ye yaptırım uygulanacağını açıkladı.

Konu, Eylül ayındaki AB Zirvesi’nde görüşüldü. Aralık zirvesine bırakıldı. Aralık’ta da Mart’ta görüşme kararı alındı.

Her fırsatta AB’nin ülkemizi kandırdığını, her isteği yerine getirilse bile Türkiye’yi üye yapmayacağını anlatan Erdoğan, bu gelişmelerden sonra AB ile yeni bir sayfa açmaktan söz etmeye başladı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar başta olmak üzere diğer yetkililer de, “Yunanistan’la her konuyu ön koşulsuz görüşmeye hazırız.” çağrılarını arttırdı.

Ankara’nın yeni adımını aktarmadan önce Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın son açıklamasından bir bölüm paylaşalım; “Türkiye’nin saldırgan tavrının kaçınılmaz olarak niyet ettiklerinin tam tersi sonuçlara yol açacağını kabul etmesi, en derin ve samimi umudumdur. Ciddi ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğu bir dönemde, Türkiye’nin radikal bir yön değişikliği yapmasının ve kısır yayılmacı özlemlerinden vazgeçmesinin uygun olacağına inanıyorum.” dedi.

Ankara’nın yeni adımı; Yunanistan’a, “İstikşafi görüşmeleri başlatalım.” daveti oldu.

Ama bunun öncesini hatırlayalım.

Ekim ayında Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Oruç Reis için Doğu Akdeniz’de NAVTEX ilânının “provokasyon” ve Türkiye’nin bu bölgede “istikrarsızlık unsuru” olduğunu öne sürdükten sonra Ankara’nın önkoşulsuz diplomasi çağrılarına” şu karşılığı verdi:

Oruç Reis bölgeden ayrılmadığı müddetçe, Türkiye ile istikşafi görüşmelere oturmayacağız.”

Sonra ne oldu?

23 Aralık’ta Oruç Reis’in Doğu Akdeniz’deki arama faaliyetleri için 6 aylık yeni bir NAVTEX ilân edildi. Ancak faaliyet alanı Antalya Körfezi ile sınırlandırıldı.

Peki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün Yunanistan’a istikşafi görüşmelerin başlaması davetinde bulunurken ne söyledi?

Atina’nın, Oruç Reis gemisinin o dönemki faaliyet alanında olduğu sürece istikşafi görüşmelere başlamayacağını belirttiğini kaydedip, “Gemi, oradaki çalışmalarını tamamladı, başka bir alanda faaliyetlerine başlıyor, yeni alanda faaliyetler yaklaşık 6 ay sürecek. Yunanistan’ın şu anda elinde başka bir mazeret de yok.” dedi.

Özetle, Yunanistan’ın o şartının kabul edildiği ortaya çıktı!..

Yunanistan 5 Ay Önceden Nasıl Bildi?

İstikşafi görüşmelerle ilgili önemli bir ayrıntı daha var.

Bakan Çavuşoğlu, dünkü açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Bu süreçte diğer ülkeler de, AB ülkeleri, Almanya da, Yunanistan’a da istikşafi görüşmelere bir an önce başlamaları gerektiği konusunda uyarı yaptılar. Yunanistan da 11 Ocak’tan sonra müzakerelere başlayabileceğini söylemişti. Bugün 11 Ocak ve Türkiye olarak Yunanistan’ı istikşafi görüşmelere başlamaya davet ediyoruz. Ev sahibi ülke biziz. Tarihini, bu müzakereleri yürütecek heyetlerimiz Yunanistan’daki muhataplarıyla beraber belirleyecektir. Biz bugünden itibaren hazırız ve tüm meseleleri görüşmeye hazırız.”

Çavuşoğlu’nun ardından Dışişleri Bakanlığı, istikşafi görüşmelerin 61’inci turunun 25 Ocak’ta İstanbul’da yapılacağını duyurdu.

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Alexandros Papaioannou ise “Türkiye’den henüz bir davet almadıklarını” bildirip, “Yunanistan, münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı konularında Türkiye’den gelecek herhangi bir davete uluslararası hukuka uygun olarak cevap vermeye niyetli olduğunu ifade etmiştir.” dedi.

Papaioannou’nun bu sözlerine karşılık dün Yunanistan Dışişleri Bakanlığı internet sitesine de “İstikşafi görüşmelerin 61’inci turu 25 Ocak 2021’de İstanbul’da gerçekleştirilecek” açıklamasının konduğuna dikkat çekip, Yunanistan ve AB ile krizin en yoğun yaşandığı Eylül ayına gidelim.

22 Eylül’de Erdoğan, Türkiye’ye karşı “havuç-sopa” yönteminin uygulanmasını öneren AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve tüm AB ülkelerini Yunanistan’ın yanında yer almaya davet eden AB Dönem Başkanı olan Almanya’nın Başbakanı Merkel ile telekonferans görüşmesi yaptı.

İşte bu görüşmelerden sonra Ankara ile Atina’nın istikşafi görüşmelere hazır olduğu duyuruldu.

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın açıklaması ilginçti; “İstikşafi görüşmelerin yakında İstanbul’da başlayacağı” öne sürüldü.

Buna karşılık AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Bu görüşmelerin çerçevesi hazırlanacak. Bununla ilgili bir yer ve tarih kesin değildir.” diye konuştu.

O sıralarda Sincan Cezaevi’ndeydim; şunları sordum:

Yunanistan’ın iddiası doğruysa; görüşmelerin İstanbul’da yapılmasını kim, neden istedi? Bu ülkenin başkenti Ankara; Saray, Dışişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı da burada olduğuna göre, İstanbul tercihi ve Yunanistan’ın özellikle bunu vurgulaması neyin nesidir? Ev sahipliği sırası Yunanistan’a geldiğinde, görüşmelerin Atina yerine mesela Gümülcine’de yapılması söz konusu olabilir mi?!..”

Dün itibariyle anladık ki; Yunanistan’ın iddiası doğruymuş!..

Bu, Yunanistan’ın bir tahmini miydi?

Ankara’ya koştuğu ve şimdi kabul ettirdiği yeni bir şart mıydı?

Yoksa Ankara ve Atina’nın daha o zaman anlaştığı, ancak bugüne kadar açıklamadığı bir karar mıydı, bilmiyoruz.

Ancak sonuç ortada.

O halde birkez daha sorayım:

Görüşmelerin başkent Ankara’da değil de İstanbul’da yapılmasını kim, neden istedi? Kim, neden kabul etti?

Müyesser YILDIZ
12 Ocak 2021

Odatv link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/yine-yunanistanin-dedigi-oldu-12012102.html

Kategori:Uncategorized