İçeriğe geç

AKP’lilerin Gönlündeki Anayasa Bu Mu?

Dünkü yazımızda, Erdoğan’ın 2 Şubat’taki “Yeni anayasa” çıkışıyla birlikte, AKP’liler ve AKP’ye yakın isimlerin, o günden bugüne yaptıkları açıklamaları özetledik.

Kimi 1921 Anayasası’nı örnek gösterdi, kimi yeni anayasanın adının “Yeniden Kuruluş Anayasası” olacağını söyledi. Kimi, 1921 ve 24 anayasalarında devletin dini İslam’dı ve laiklik yoktu.” diyerek meramını anlattı, kimi yeni anayasada, “din ve vicdan hürriyetinin yeniden ifade edileceğini” vurguladı. Kimi de “İslâm dünyasının AİHM gibi mahkemeye ihtiyacı olduğunu” bildirdi.

Bu ifadelerden sonra da Erdoğan’ın “Cumhuriyet, laiklik, üniter ve milli yapı” konularında geçmişte savunduğu görüşleri hatırlatıp, “Tesadüf mü?” diye sorduk.

Erdoğan’ın Uyarısı

Hemen ekleyelim; önceki gün Hürriyet’ten Abdülkadir Selvi, “İktidar cephesinden yeni anayasa hakkında yapılan açıklamaların kafa karışıklığına neden olduğunu ve çalışmalar başlamadan tartışmanın farklı zeminlere kaymaya başladığını” belirttikten sonra Erdoğan’ın da MKYK toplantısında bu konuda bir uyarıda bulunma ihtiyacı duyduğunu aktardı. Selvi’nin yazdığına göre, Erdoğan, şöyle konuşmuş:

Bizim yeni anayasa için belirlenmiş bir ilkemiz, kriterimiz yok. Onun için ‘Yeni anayasada şunu yapacağız, bunu yapacağız.’ demeyin.”

Erdoğan’ın bu uyarısının sebebi, o görüşleri onaylamaması mı, yoksa “kurbağayı ürkütme” kaygısı mıdır bilmiyoruz, ama şunu da hatırlatalım.

2007’de Ergun Özbudun’a hazırlattırılan yeni anayasa taslağı tepki çekip, sessiz sedasız rafa kaldırıldıktan sonra 2008’de bir vatandaş, dönemin Başbakanı Erdoğan’a, “Anayasa’yı değiştirmeyecek misiniz?” sorusunu yöneltti. Erdoğan, şu karşılığı verdi:

Davulun sesi uzaktan bana hoş geliyor. Anayasa’yı değiştirmek, işte buyurun, 10. ve 42. maddeyle ilgili Anayasa değişti. Sonra ne olduğunu görmediniz mi? Hesapları iyi yapacağız ve germeden, gerdirmeden yere sağlam basmak suretiyle geleceğe yürüyeceğiz. Sabır. Bir meyve olgunlaştığı zaman onu yiyeceksiniz ki, tadını alacaksınız. Ham iken meyve yenmez.”

O Anayasa Taslağında Neler Var?

“Meyve mi olgunlaştı, yoksa ABD-AB’ye selam ve AKP seçmenine ‘Menzile az kaldı’ mesajı vermek için mi yeni anayasa gündeme getirildi?” diye sormakla yetinip, AKP’lilerin şu ana kadar bazı kısımlarını ifşa ettiği “Yeni Anayasa” ile çok örtüşen bir taslağa gelelim.

SADAT (Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi), ASSAM (Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi) ve Adnan Tanrıverdi isimlerini yakından biliyoruz.

Sözkonusu kuruluşların kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı olan emekli general Tanrıverdi, Ağustos 2016-Mart 2020 arasında Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevinde bulundu, Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyeliği yaptı. Ancak Aralık 2019’da ASSAM’ın düzenlediği “İslâm Birliği Kongresi”nde, “Mehdi gelecek. Ortamı buna göre hazırlamalıyız.” demesi tartışmalara yol açınca, bu görevlerinden istifa etti.

İşte ASSAM’ın düzenlediği kongrelerden sonra “İslâm Ülkeleri Konfederasyonu Anayasası” diye bir model anayasa hazırlandı. Sözkonusu anayasa modeli kamuoyu gündemine gelse de “Böyle bir konfederasyon nasılsa hayal.” düşüncesiyle olsa gerek, içeriği pek konuşulmadı.

182 maddelik anayasa modelinin içeriğinde neler mi var?

Öncelikle şunu kaydedelim; basın özgürlüğünden grev ve lokavta, seçme seçilme hakkından siyasi partilere, ekonomi ve sosyal hayata ilişkin düzenlemelerden Meclis ve Başkan seçimlerine, Başkomutanlık ve genelkurmay başkanlığından sanat ve sanatçının korunmasına ilişkin düzenlemeler, mevcut anayasamızdakiler ile kelimesi kelimesine aynı. Yani tek başına bu tablo bile, sıfırdan anayasa yapılamayacağının göstergesi.

Farklılıklara gelelim.

Başlangıç bölümünde, “bu anayasanın Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin sünnetlerinin belirlediği ümmet anlayışı doğrultusunda; İslâm ülkelerini bir çatı altında toplamayı, manevi değerleri birlikte yaşatmayı ve yüceltmeyi, maddi değerleri birlikte üretmeyi ve paylaşmayı amaçladığı” vurgulandı.

Kuvvetler ayrılığı ve başkanlık sistemi öngörüldü.

Egemenlik İslâmi hükümlerindir… İslâm Hukuku Hükümleri dışında egemenlik ihdas edilemez.” denildi.

Yargı yetkisinin, “İslâm hukuku hükümlerine uygun olarak, bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından yürütüleceği” belirtildi.

Özetle, İslâmi esaslara dayalı bir devlet ve hukuk düzeninin kurulması savunuldu.

Erdoğan’ın son dönemde üniversiteler ve gençlik ile ilgili söylemleri malûm.

Sözkonusu anayasa modeline bu yönüyle de bakalım. Şöyle maddelere yer verildi:

Eğitim ve öğretim, aklî ve naklî bilim esasları, çağın gerçeklerine göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.… Eğitim ve öğretim kurumlarında Konfederal Cumhuriyet vatandaşlarına ana dillerinde eğitim verilir. Arapça ikinci dil olarak okutulur.

Devlet, istikbalimizin emanet edildiği gençlerin aklî ve naklî ilimlerin ışığında ve Devletin ülkesi ve ümmetin bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.

Yine AKP’lilerin yemin metninin “karmaşıklığından” yakındığını, keza Meclis’te Kur’an’a el basılarak yemin edilmesini savunanlar olduğunu biliyoruz.

Peki bu anayasa modelinde, örneğin “Milli devlet başkanı” için öngörülen yemin metni nasıl? Şöyle:

Kur’an ve Sünnete bağlı kalacağıma, İslâm Birliğinin devam etmesi için çalışacağıma, İslâm Coğrafyasında ilahi adaletin tesis ve devamı için canım pahasına gayret göstereceğime, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve ümmetin bölünmez bütünlüğünü koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne ve yasalara sadakatle bağlı kalacağıma, ümmetin huzur ve refahı, ümmet dayanışması ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Konfederal Cumhuriyetin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma İslam Ümmeti ve tarih huzurunda Kur’an’ı kerim üzerine and içerim.”

Yeni anayasa tartışmaları kapsamında, Adalet Bakanlığı’na bağlı olan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan’ın da İslam dünyası için bir insan hakları mahkemesi istediğini aktarmıştık ya; işte bu anayasada, “İslâm Birliği Adalet Divanı” ve “İslâm Birliği İnsan Hakları Mahkemesi” de yer alıyor.

Görüldüğü üzere bu anayasa modelinde “Cumhuriyet”, beraberinde İslâm hukuku var; ama “Atatürk”, “Atatürk İlke ve İnkılapları”, “laiklik” ve “Türk Milleti” yok.

Anlam Ve Önemi

Bu, bir hayalden ibaret İslâm ülkeleri konfederasyonu için önerilmiş model. Ne önemi var?” denebilir. Önemi şunlar:

Birincisi, yıllarca Erdoğan’a çok yakın çalışmış bir ismin öncülüğünde hazırlanmasıdır; yani bir tür niyet beyanıdır.

İkincisi, bu anayasa modelinin hazırlandığı toplantılara çeşitli devlet kuruluşlarının sponsorluk yapmasıdır.

Üçüncüsü, sözkonusu anayasanın altında Adnan Tanrıverdi dışında, halen devlet üniversitesinde görevli bir öğretim üyesi ile “çözüm sürecinde” ASSAM adına komisyon başkanlığı, AKP adına raportörlük yapan ve 2018’de de AKP’den milletvekili adayı gösterilen bir ismin imzasının olmasıdır.

Müyesser YILDIZ
24 Şubat 2021

Odatv link: https://odatv4.com/akplilerin-gonlundeki-anayasa-bu-mu-24022123.html

Kategori:Uncategorized