İçeriğe geç

Devlet Hiç Yalan Söyler Mi?!

İki gün önce emekli amirallerin açıklamasının ardından Milli Savunma Bakanlığı ile Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) arasında yaşanan bazı olayları yazdık.

Olayın sebebi, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Pazartesi günü TESUD ile TEMAD (Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği) yöneticilerini kabul ettikten sonra bu kabulün emekli amirallerin bildirisine karşılık “destek ziyareti” olarak sunulması ve sözkonusu derneklerin “bazı amirallerin yayımladığı bildiriyi kınadıklarının” belirtilmesiydi.

Bunun üzerine TESUD, kendilerinin Milli Savunma Bakanlığı’na “davet” edildiğini, çeşitli konuların görüşüldüğünü, ancak emekli amirallerin bildirisine yönelik herhangi bir kınama ifadesi kullanılmadığını” açıkladı.

Özetle MSB’yi nazikçe yalanladı!..

İşte bu olayın ardından Ankara Valililiği İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı’nın “olur”u ile TESUD’a denetim tebligatı yapıldı.

Bakanlığın böyle bir denetim hakkı var mı? Var. Normal mi? Normal.

Ancak 2016’dan beri böyle bir denetim yapılmamışken, tam da “yalanlama” krizinin ertesinde böyle bir gelişmenin yaşanmasına, manidar zamanlama” denmez de ne denir?!

Dahası; dün itibarıyla TESUD’u denetlemeye gidenler de gizleme gereği duymadan, ani denetimin sebebinin “son güncel gelişmeler” olduğunu söylemekten çekinmiyor.

Anıtkabir’de Neler Oldu?

Çarşamba günkü yazımızda, aslında TESUD’un da 5 Nisan Pazartesi günü, 37’inci kuruluş yıldönümü münasebetiyle emekli amirallerin açıklamasına benzer bir açıklama yapmayı planladığını, ancak aynen emekli amirallerin durumunda olduğu gibi TESUD’un taslak metninin de önceden bazı internet sitelerine sızdırıldığını anlatırken, “Bu gelişmenin öncesinde ve sonrasında neler olduğunu şimdilik paylaşmayalım.” demiştik.

Madem ki TESUD’la ilgili böyle bir gelişme oldu, artık paylaşalım.

Yukarıda da belirttik, 5 Nisan TESUD’un kuruluş yıldönümüydü. 1Nisan’da tüm şubelere şu duyuru yapıldı:

Emekli Subayları temsil eden tek kamu yararına dernek olan ve Emekli Subaylarımız için ülke çapında şubeleri ile çalışmalar yapan Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) 5 Nisan 1984 yılında kurulmuştur. Bu yıl kuruluş yıldönümü töreni her yıl olduğu gibi Anıtkabir de yapılacaktır. Tören için gerekli izinler alınmıştır. Maske ve sosyal mesafe kurallarına uymak kaydıyla törene üyelerimiz azami mevcutla katılabilecektir.”

Duyurunun son bölümünde de tören programı aktarıldı.

Ancak törene 1 gün kala, emekli amirallerin açıklamasının ortaya çıkmasının ardından, Genelkurmay Başkanlığı’ndan TESUD’a telefon edilerek törenin 1 hafta ertelenmesi istendi. Yönetim bunun kuruluş yıldönümü programı olduğunu, herkese duyurulduğunu, iptalinin mümkün olmadığını söyledi. Genelkurmay ısrar edince de, “Tamam, çelenk koymayız, ama karanfillerimizle gider, Ata’mıza saygı duruşunda bulunuruz. Misak-ı Milli Kulesi’ne girmeyin, deftere yazmayın derseniz bunları da yapmayız. Ama gideceğiz. karşılığı verildi.

Pazartesi günü de belirtilen saatte Anıtkabir’e gidildi. Resmi tören yapılmaksızın, kuruluş yıldönümü kutlandı.

Oradayken Davet Edildiler

Sonra?

TESUD yönetimi, 6 aydır hem Genelkurmay Başkanlığı’ndan hem de Milli Savunma Bakanlığı’ndan 5-6 kez randevu talebinde bulunmuş, ama kendilerine dönüş olmamıştı.

İşte tam o gün, heyet Anıtkabir’den ayrılırken Genelkurmay’dan arandılar ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in, Yönetim Kurulu üyelerini beklediği bildirildi. Yoldayken ikinci bir telefon daha geldi. Bu kez, görüşmeye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da katılabileceği belirtilerek, sadece 3 kişinin gelmesi istendi. Heyet Genelkurmay yolundayken de kendilerine, Akar’ın katılımının kesinleştiği bilgisi verildi.

Nihayetinde heyet Genelkurmay’a gitti. Oradan Başkan Yaşar Güler’le birlikte Bakanlık tarafına geçildi. Ve işte “destek ziyareti” denilen o görüşme gerçekleşti.

Bu arada Genelkurmay Başkanı Güler, TESUD’un sızmış veya sızdırılmış taslak metin halindeki açıklaması için, “Bu ne iş?” diye sordu.

TESUD yetkilileri, böyle birçok taslak çalışma yaptıklarını, bunun da onlardan biri olduğunu ve yayımlamadıklarını anlattı.

Yalanlama” olayından sonra ise şu yaşandı:

Yine Genelkurmay’dan üst düzey bir isim TESUD’a aradı; “Tepkiler var, nasıl böyle bir açıklama yaparsınız?” diye sordu.

TESUD yöneticileri de, “Biz böyle bir şey söylemediğimiz halde, nasıl kınadılar dersiniz?” karşılığını verdi.

TESUD Niye Hedefte?

Tüm bunlardan sonra TESUD’daki havayı paylaşalım.

Tüm emekli subayları temsil eden kurumun, tarihsel kimliğine ve misyonuna uygun davranmak zorunda olduğunu, krize yol açan açıklama konusunda da bu duruşun gereğini yaptıklarına inanıyorlar.

Son derece ciddi bir konuda, TSK’nın şanına ve şerefine uygun, devlet adamlığı kumaşına yakışır bir koordinasyon olmaksızın o açıklamanın yapılmasını eleştiriyorlar.

Askerine düşmanlık eden düşmana askerlik eder” anlayışı içinde, bedeli ve sonuçları ne olursa olsun tarih baba önünde alnı açık, başı dik şekilde durmak istediklerini vurguluyorlar.

Ve de TESUD’a yönelik denetim kararının kendileri açısından “sürpriz” olmadığını ifade ediyorlar.

Acaba neden “sürpriz” değildi? Şunlardan olabilir mi?

TESUD, Balyoz-Ergenekon kumpasları döneminde askerlere ilk andan itibaren sahip çıktı, onları cezaevlerinde ziyaret etti; duruşmalarına, ailelerinin düzenlediği Sessiz Çığlık eylemlerine kurumsal olarak katıldı.

Kumpas mağdurları ağır cezalara çarptırıldıktan sonra Anayasa Mahkemesi önünde başlatılan Adalet Nöbeti’nin en önemli aktörü de TESUD oldu. 45 gün boyunca gece nöbetlerini devreler halinde onlar tuttu.

Geçmişte kumpaslara karşı böylesine mücadele vermiş bir kurumun, bugün sırf emekli amirallere yapılan “yargısız infaza” destek vermedikleri gerekçesiyle hedef alınması ne anlama gelir ki?!

Onun Gibi Mi Yapsalardı?

Şöyle bir notla bitirelim.

Malûm, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar önceki gün iktidar medyası mensuplarını Kara Havacılık Komutanlığı’ndaki bir törene davet etti, onlara çeşitli açıklamalar yaptı.

Hürriyet’ten Abdülkadir Selvi dünkü yazısında bu açıklamaları aktarırken, “sarıklı amiral” hakkında şunları yazdı:

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a sarıklı amiral hakkındaki soruşturmayı sorduk. Sözleşmeli statüsünde olduğunu ifade etti. İdari soruşturmanın sürdüğünün altını çizdi. Savunması istenmiş.

Yazıda “sarıklı amiralin” sözleşmeli statüsünde olduğunu ifade eden kim? Bakan Akar.

Peki Selvi bugün nasıl bir düzeltme yaptı? Şöyle:

Sarıklı Amiral’in sözleşmeli olduğu haberlerde yer aldı, ben dahil birçok yazar yazdı. Ancak bu bilginin doğru olmadığını öğrendim. Sarıklı Amiral Deniz Lisesi’nde okumuş ve 1991 yılında Deniz Harp Okulu’ndan mezun olmuş. Amerika’da mühendislik üzerine yüksek lisans yaptığı için Deniz Kuvvetleri onu mühendislik sınıfına ayırmış.”

Acaba TESUD da MSB’yi yalanlamak yerine sessiz kalsa veya yanlışı üstlense hiç bunlar olur muydu?

Kaldı ki, Devlet hiç yalan söyler mi, efendim?!

Müyesser YILDIZ
9 Nisan 2021

Odatv link: https://odatv4.com/yazar/muyesser-yildiz/tesud-niye-hedefte-09042154.html

Kategori:Uncategorized