NATO Zirvesi ve Erdoğan-Biden buluşmasından bir hafta önce Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye ile ABD arasındaki en büyük problemin, F-35, S-400 veya başka bir konu değil “PKK/YPG terör örgütü meselesi” olduğunu bir kez daha vurguladı.
Ama ne ABD ne NATO bir kez daha oralı oldu!.. Buna rağmen ABD ile “yeni bir sayfa” açıldı… NATO’nun misyonuna bağlılık bildirildi…
Akar Cuma günü Malatya’daki 2. Ordu Komutanlığı’nı ziyaretinde ise terör örgütü PKK ile YPG arasında bir fark olmadığını tekrarlarken, şöyle isyan etti:
“Kimse aklımızla alay etmesin. Dinlemeler, raporlar, fotoğraflar ve her şey açık bir şekilde ortada iken hâlâ bazı müttefiklerimizin YPG ile iş birliği yapmaları, onlara silah, araç, gereç destek sağlamaları hiçbir şekilde kabul edilemez. Bunlar Cumhurbaşkanı, Bakan ve Genelkurmay Başkanı düzeyinde yapılan her türlü temas ve konuşmada dile getiriliyor ve bunun mücadelesi veriliyor.”
Akar, Türkiye’nin, düzenlediği harekâtlarla Güneydoğu sınırında bir terör koridoru kurulmasına engel olduğunu belirtirken de, “Eğer Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı olmasaydı çok daha farklı, çok daha zor bir takım oluşumlarla karşı karşıya kalır, çok daha sıkıntılı durumlara girerdik.” dedi.
YPG Yerleşirken Komutan Kimdi?
Aklımızla alay ediliyor mu edilmiyor mu, Güneydoğu sınırımızda sıkıntı var mı yok mu; bunu anlamak için ABD cephesindeki gelişmelere bakalım.
Akar’ın son konuşmasından iki gün önce ABD Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi’ne bütçesinin sunumunu yapan Savunma Bakanı Lloyd Austin, Çin, Rusya, Kuzey Kore, İran tehditlerine değindikten sonra terör örgütü olarak bölgemizle ilgili sadece “IŞİD ve El Kaide”, Afrika için de “El Şebab”ın adını verip, bunlarla mücadele için diplomatlar ve müttefiklerin yanısıra “Ortaklarının” sıkı çalışmalarına verilen desteğin önemine dikkat çekti.
ABD’nin, YPG’yi bir “ortak”, hatta “kara gücü” saydığını, hamiliğini de ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM)’un yaptığını biliyoruz.
Peki Suriye’de iç savaş başlayıp, PKK/YPG ülkenin kuzeyine yerleşirken, CENTCOM Komutanlığı’nı şimdilerde medet umduğumuz, “aklımızla alay etmemesini” istediğimiz Lloyd Austin’ın yaptığını unutmuş olabilir miyiz acaba?!
ABD De Türkiye’den “Anlayış” Bekliyor
Geçen ay ortalarında bir ABD heyetinin Erbil-Suriye-Libya trafiğini aktardık. Trafik şuydu:
Yakın Doğu’dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Joey Hood başkanlığındaki heyet önce Erbil’e gidip, Barzanilerle “Suriye’deki durum ve Kürt taraflar arasındaki diyaloğu” ele aldı. Heyet, bir gün sonra Rojava’ya geçip Suriye’deki teröristbaşı sözde general Mazlum Kobani ile toplantı yaptı. Hood’un sonraki durağı Libya oldu. Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Başbakan Dibeybe, Dışişleri Bakanı Manguş ve Ulusal Yüksek Seçim Kurulu Başkanı İmad es-Saih ile görüşen Hood, “tüm yabancı güçler ve paralı askerlerin çekilmesini” istedi.
İşte bu isim dün Suriye ve Irak’taki gelişmeler hakkında telekonferans yöntemiyle gazetecilerin sorularını cevaplandırırken, “Başkan Biden’ın, yerel ortakları desteklemek ve IŞİD’in yeniden canlanmasını önlemek için kuzeydoğu Suriye’deki ABD kuvvetinin varlığını devamından yana olduğunu” kaydedip, şunları söyledi:
“Bölgedeki güçler sadece IŞİD’in yenilgisine odaklanarak oradalar. Türkler ile kuzeydoğudaki Kürt ve Arap ortaklarımız arasındaki ilişki, açıkça bizi çok endişelendiren bir şey ve Türkiye’nin kuzeydoğu Suriye ile ilgili niyetlerimizi tam olarak anladığından emin olmak istiyoruz.”
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısının, “kuzeydoğudaki Kürt ve Arap ortaklarımız” ifadesinden kastı belli: Demokratik Suriye Güçleri (DGS) görünümlü PKK/YPG’liler!..
ABD’nin “Ortakları” Niçin Yürüdü?
Milli Savunma Bakanı Akar’ın, “Kimse aklımızla alay etmesin.” sözlerine cevap niteliğindeki bir diğer gelişmeyi ise İktidarı destekleyen Yeni Şafak Gazetesi duyurdu.
Gazetede bugün yer alan habere göre, YPG/PYD’li teröristler Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki operasyonlarını protesto etmek için Haseke’de bir “Onur yürüyüşü” yürüyüş düzenlemiş. Yürüyüşte PKK paçavraları, teröristbaşı Öcalan ile diğer teröristlerin posterleri taşınırken, Türk bayrakları ve Erdoğan’ın fotoğrafları yakılmış.
Bunun üzerine de ABD’nin Suriye’nin kuzeyine yolladığı özel Büyükelçi David Brownstein, Mazluk Mobani kod adlı teröristbaşı Ferhan Abdi Şahin’le görüşüp, gösteri ve yürüyüşlerde PKK’yı sembolize eden materyal kullanılmamasını istemiş.
Sebebi mi? Türkiye’nin, PKK ile YPG/SDG’nin aynı örgüt olduğunu savunduğunu hatırlatan ABD’li Büyükelçi, bu tür gösterilerin “özerk yönetimi” tehlikeye sokacağını söylemiş.
Bu uyarı sonrasında da YPG’liler, PKK’yı temsil eden tüm sembolleri toplamış!..
Son bir haberi de İktidarın gazetesi Sabah’tan aktaralım.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yarın Roma’da IŞİD’le Mücadele Uluslararası Koalisyonu toplantısına katılıp, bu örgütle göğüs göğüse çarpışan tek ordu olan TSK’nın mücedelesini anlatacakmış. Diplomatik kaynaklara göre, “IŞİD ortadan kalkınca, ABD’nin terör örgütü YPG’ye destek için bahanesi kalmayacak ve Washington’un, ‘Onlar IŞİD’le savaşıyor’ bahenesi işlerliğini yitirecek” imiş!..
İkili ve heyetlar arası görüşmelerde, “terör örgütü YPG/PKK’nın asıl amacının Suriye’yi bölmek ve NATO ile Avrupa’nın sınırında teröristler tarafından kontrol edilen bir bölge oluşturmak” olduğu da vurgulanacakmış!..
Adamlar Suriye’nin kuzeyinde resmen “özerk yönetim” kurmuş, Ankara ise “Kimse aklımızla alay etmesin.” havalarında…
Evet, gerçekten de artık kimse aklımızla alay etmese, iyi olur!..
Müyesser YILDIZ
27 Haziran 2021
Odatv link: https://odatv4.com/abdnin-ortaklari-nicin-yurudu-27062156.html