Gelişmeler gösterdi ki; Haziran sonundaki Madrid Zirvesi’nde ABD Başkanı Biden’ın, Türkiye’ye F-16 satışına izin verilmesine olumlu baktığını yeniden ifade etmesi üzerine Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğinin önünü açmış.
Biden’ın o sözünden sonra, tabir-i caizse iktidar medyasının etekleri zil çaldı; Yunan ve Rum lobisine yakınlığı ile bilinen milletvekillerinin Türkiye’ye F-16 satışına ilişkin tasarılardan birisini geri çektiği, diğerini ise revize ettiği bildirildi, “Miçotakis buna çok kızacak” denildi.
Ancak o satırların mürekkebi kurumadan, Yunan lobisine bağlı milletvekilleri Ulusal Güvenlik Yetki Yasası’na Türkiye’ye F-16 satışına ilişkin şartların yer aldığı değişiklik önerisi sundu ve bunlar Temsilciler Meclisi Kurallar Komitesi’nde kabul edildi. Önerilen ve kabul edilen şartlar şunlardı:
- ABD Başkanı’nın, Türkiye’ye F-16 satışının ABD’nin ulusal çıkarına olduğunu onaylaması…
- F-16’ların Türkiye tarafından Yunanistan toprakları üzerindeki uçuşlarda kullanılmaması için somut adımlar atılması…
Bu gelişmelerin ardından iktidar medyasının başlıkları şu hale büründü:
“ABD’den skandal karar! F-16 satışında Yunanistan’a boyun eğdiler… ABD’den skandal Türkiye kararı. Temsilciler Meclisi F-16 satışını kısıtlayan yasa tasarısını onayladı.”
Bu arada nihai kararda en etkili isim olan ve Türkiye karşıtlığıyla bilinen ABD Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Robert Menendez’den, şartların bu iki maddeden ibaret kalmayacağını öğrendik. Menendez, “Türkiye, Rus S-400 sisteminden vazgeçmeli, Yunan adaları üzerindeki uçuşları durdurmalı, Batılı değerlere ve insan haklarına uymalı. Ancak şu ana kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu adımları atmaya istekli olduğunu görmedim.” dedi.
Ankara Biden’ın “Samimiyetine” Güveniyor
Peki iktidar medyasının dahi “skandal” olarak yorumladığı bu şartlara iktidarın tepkisi ne oldu?
Öncesinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu şöyle konuşmuştu:
“F-16’ların alınması kapsamında askerler arasındaki görüşmeler son derece başarılı. Olumsuz bir tablo görmüyoruz, bir sorun olmayacağını düşünüyoruz. Hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçilerle olumu görüşmeler oldu. Demokratların içinde bir iki senatör, Türkiye’ye F-16 satışına karşı çıkıyor. Bunların lobilere ve FETÖ’ye yakınlıkları var.”
Sonrasında sessizlik!..
Ankara’nın bu konudaki nabzını tutan bir gazeteci o sessizlik havasını, “Yetkililer nispeten rahat.” ifadeleriyle aktarırken özetle şunları anlattı:
“Bunun nedenini biraz araştırdım. Gördüğüm tablo şu: Ankara’daki kaynaklar, şayet ABD Başkanı Joe Biden daha önce ilân ettiği pozisyonlarına samimiyetle bağlı kalırsa, bu süreci atlamanın yollarını bulacağını düşünüyor. Biden, satışın ABD’nin çıkarlarına uygun olduğunu, ‘Türkiye NATO üyesi, F-16 sistemleri NATO savunması ve ABD’nin çıkarları için önemlidir’ tezi üzerinden kanıtlayabilir. Türk yetkililer, ikinci koşulun Biden’ı daha fazla zora sokacağını düşünüyor. Ama burada da Biden’ın elindeki kart sağlam görünüyor. O kart aslında bir rapor… ‘ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2019’da Kongre’ye sunduğu rapor (Interference by Other Countries in the Airspace of Greece Eastern Mediterranean and Security Partnership Act), sorunun aşılmasında bir anahtar niteliğinde. O raporda ABD Dışişleri’nin, Yunanistan’ın 2017’den bu yana hava sahasının ihlâl edildiği iddialarını doğrulayacak verilere sahip olmadığını belirtiyor, dahası Yunanistan’ın hava sahasıyla ilgili pozisyonunu paylaşmadığını ilan ediyordu… Dolayısıyla Biden’ın söz konusu rapora atıf yaparak sorunu aşabileceğini düşünülüyor. ‘F-16 onayının Kongre’den geçmesi için elimden geleni yapacağım’ mesajları veren Biden için bu, aynı zamanda bir ‘samimiyet sınavı.’…”
Hale bakın; tüm siyasi ömrü Türkiye karşıtlığı, Rum-Yunan yandaşlığıyla geçmiş, son olarak Erdoğan’ı çok kızdıran Yunanistan Başbakanı Miçotakis’i Beyaz Saray’daki kabulünde kendisini, “Joe Bidenopoulos” diye tanıtan birisinden “samimiyet” bekleniyor!..
Nitekim o gazetecinin yazısının sonu da şöyleydi:
“Eğer hiçbir değişiklik olmaz ve aynen Senato’ya gelirse, Başkan’ın veto yetkisi var. Ancak Biden’ın o tasarıyı veto etmesi çok çok düşük bir ihtimal. Zira F-16 satışı savunma bütçesi Ulusal Savunma Yetki Yasası içinde. Başkan’ın tüm bütçeyi sadece Türkiye hassasiyeti yüzünden veto etmeyeceği düşünülüyor. ABD Başkanı olağanüstü durumu gerekçe göstererek Kongre onayı olmadan satışı gerçekleştirme yetkisine de sahip ancak Başkan’ın Kasım ayında yapılacak ara seçimler öncesinde Türkiye için Kongre ile köprüleri atma riskini almayacağı da bir gerçek.”
Gazetecimiz yetkililerimizden daha gerçekçi, değil mi?
Akar ABD’nin Oyuna Gelmemesini İstiyor
Ankara sessizliğini ancak 1 hafta sonra bozdu. Savunma Bakanı Hulusi Akar, gazetecilerin konuya ilişkin sorusu üzerine tedarikle ilgili sürecin sürdüğünü ve bunu yakından takip ettiklerini belirttikten sonra Yunanistan’ı suçladı.
Yunanistan’ın konuyu “uluslararası ilişkiler normlarında izah edilemeyecek boyutlara getirdiğini” ifade eden Bakan Akar, “Yunanistan, Türkiye ve ABD askerî heyetleri arasında F-16 tedariki ve modernizasyonuna yönelik varılan mutabakata, çeşitli girişimlerle ellerinden geldiğince etki etmeye çalışıyor.” dedi.
Akar, ABD hakkında ise şunları söyledi:
“ABD yetkilileri görüşmelerde Türkiye’nin önemli bir müttefik olduğunu, NATO yetkilileri de Türkiye’nin -önemi ile birlikte- teröristle, göçle mücadelesindeki başarısını ifade ediyorlar. Hâl böyle iken bu durumu nasıl izah edeceksiniz? Bir milletvekili, bir grup çıkmış orada birtakım manipülasyonlar, dezenformasyonlarla ortalığı karıştırıyor. ABD’nin bu oyuna gelmemesini bekliyoruz. NATO’nun güçlü olması için üyelerinin güçlü olması gerekiyor. Askerî yetkililer bunun farkında, çalışmalarımızı biliyorlar, biz de görüşlerimizi tüm görüşmelerimizde açıklıkla dile getiriyoruz. Türkiye güçlü bir devlet. ‘Ben sana bunu veririm ama şunu yapmayacaksın’ gibi şartlı bir şeyin olmaması gerekir. Askerî heyetlerarası görüşmelerde mantıklı parametrelerle görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Süreç devam ediyor. Askerî, siyasi, diplomatik anlamda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Temennimiz aklıselimin hâkim olması; makul, mantıklı çözümlerin ortaya çıkmasıdır.”
Akar’ın ABDli Mevkidaşı Nerede Duruyor?
Sadede gelelim.
Akar’ın ABD hakkındaki bu iyi niyet ve temennilerinden bir gün önce, Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panayiotopulos, ABD’de mevkidaşı Lloyd Austin’la bir araya gelmişti.
Görüşmede ABD Savunma Bakanı Austin’in, Girit’teki Suda üssü ve Dedeağaç’ta Yunanistan ile yapılan askeri işbirliği dolayısıyla Atina’ya övgüde bulunduğu, iki ülke arasındaki askeri işbirliğinin şimdiye kadarki en üst seviyeye ulaştığını vurguladığı bilgisini veren medyamız, Pentagon’un görüşmeye ilişkin açıklamasından bazı bölümleri paylaştı. Ayrıca Yunan Savunma Bakanı Panayiotopulos’un, “Türkiye’nin adaların silahsızlandırılmasına ilişkin tezlerinin hukuki açıdan tamamen temelsiz olduğunu” ileri sürüp Türk savaş uçaklarının Ege’deki uçuşlarını şikâyet ettiği aktarıldı.
Biz de Austin-Panayiotopulos görüşmesi ve Pentagon’un açıklamasından diğer önemli detayları paylaşlım.
Öncelikle Austin, Miçotakis’in Kongre’deki, Erdoğan’ın çok kızdığı konuşmasını “tarihi” olarak nitelendirdi.
Güncellenen ABD-Yunanistan Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması’nın, ABD Kuvvetlerinin, ABD ve NATO’nun bölgedeki stratejik erişim hedeflerini desteklemek üzere Yunanistan’daki genişlemesine olanak sağladığını söyledi.
Panayiotopulos ise Rusya’nın Ukrayna’yı işgali olayı üzerinden; “Yunanistan, çeşitli revizyonizm biçimleriyle karşı karşıya kalan bir bölgede müttefik varlığını yansıtmak için kilit bir merkezdir. Revizyonizm, ister uluslararası hukuk düzenini düzenleyen temel kuralların sorgulanması biçimini alsın, ister uluslararası kabul görmüş sınırları değiştirme arayışı olarak ifade edilsin veya çoğu zaman olduğu gibi her ikisi de olsun; Yunanistan’ın, ABD’nin ve genel olarak NATO’nun çıkarlarına büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, herhangi bir biçimde revizyonizm, istikrara karşıdır. Revizyonizm galip gelmemelidir. Olumsuz emsalden kaçınmak için ilkeli ve kararlı olmalı ve bu türden yasadışı ve istikrarı bozacak her davranışa karşı ortak bir duruş sergilemeliyiz. Temel ortak amaç, uluslararası hukuk düzeninin öncelikle uluslararası hukuka dayalı olarak korunması, ama aynı zamanda iyi komşuluk ilişkileri olmalıdır.” mesajı verdi.
Pentagon’dan yapılan açıklamaya gelirsek; şu ifadeler kullanıldı:
“Liderler, Ege’deki gerilimi yapıcı diyalog yoluyla azaltma ihtiyacını da görüştüler. Önümüzdeki günlerde Türkiye Savunma Bakanı Akar ile telefonda görüşeceğini kaydeden Bakan, her iki tarafa da uzun süredir devam eden anlaşmazlıklara pragmatik çözümler bulma çağrısında bulundu.”
Savunma Bakanı Austin, Akar’ı arar mı, ararsa ne söyler – bilinmez; ama tablo ayan beyan ortada: ABD, “oyuna” falan gelmiyor, kapı gibi Yunanistan’ın arkasında duruyor!..
Müyesser YILDIZ
24 Temmuz 2022