Bugüne emekli Hava Korgeneral Vural Avar’ın ölüm haberine uyandık.
Sıradan bir ölüm değildi. Cezaevinde, koğuşunda öldü.
En acısı; öldüğü, sabah sayımına kalkmayınca fark edildi!..
Bilmeyenler için, kimdir Vural Avar; kısaca anlatayım.
A’dan Z’ye, şimdi “FETÖ”cü denilen isimler tarafından haksız, hukuksuz, sahte delillerle açılan, ama AKP iktidarının da baştan sona sahip çıkıp arkasında durduğu 28 Şubat davasında önce tutuklandı. Ardından müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay’ın kararı onamasından sonra ikinci kez Sincan Cezaevi’ne kondu. Yaklaşık 1.5 yıldır hapisteydi.
28 Şubat davasının 106 celsesinden 103’ünü izlediğim için yakından tanıdığım bir komutandı.
84 yaşındaydı.
İki ay önce, adını vermeden sağlık durumunu aktardım.
Cezaevine girdiğinde Alzheimer başlangıcındaydı. Ama, “Cezaevinde kalmasında sakınca yok.” raporu verildi.
Hastalık geçen süreçte çok ilerledi.
Öyle ki, bir görüşe pijamasıyla çıktı ve farkında bile değildi.
Nerede olduğunu dahi bilmiyordu.
Hastaneye gitmek istemiyordu. Sebebi geliş gidişlerde kelepçe vurulmasıydı.
O vakitler, “Cezaevinde Ölürlerse Yine ‘Kader’ mi Diyeceğiz?” diye sordum.
Bir gün koğuşunda kalp krizi geçirdi de öyle hastaneye götürdüler. Yaklaşık 2 hafta süren tedavinin ardından yeniden cezaevine gönderdiler.
Avukatı Ümit Kara mücedeleye devam etti.
Çok değil, geçen ay sağlık raporu için bir kez daha Ankara Şehir Hastanesi’ne götürüldü.
22 gün önce verilen 5 maddelik rapor şu oldu:
- Tehirin gerekmediği
- Cezanın infazının cezaevinde infazı halinde hayati bakımdan bir tehlike arz etmeyeceği
- Maruz kaldığı ağır bir hastalık olmadığı, hayatını yalnız idame ettirebileceği
- Ceza tehiri gerektiren bir hastalık olmadığı
- T.C. Anayasası’nın 104/2-b maddesinde yazılı kocamışlık hali olduğu tıbbi kanaatine varılmıştır.
Bu raporun altında 3 profesör ile 5 doçentin imzası vardı. Profesör olan Sağlık Kurulu Başkanı ile Başhekim de onayladı.
Ve 22 gün sonra; dün gece uykuya yatan Vural Avar bir daha uyanamadı.
İnfaz memurları sayım için geldiğinde, koğuş arkadaşı Erol Özkasnak uyandırmaya çalıştı; ama uyanamadı.
Şimdi naaşı Adli Tıp’ta. Ölüm sebebi belirlenecek, ondan sonra ailesine teslim edilecek.
Eşi Tuna Avar, o da havacı emekli Albay.
Neredeyse iki gözü görmez hale gelmişti ve tedavi için Ankara dışındaydı. Acı haberi gittiği yerde aldı.
TSK’ya yıllarca hizmet etmiş bir aileden söz ediyoruz.
Ve onlardan biri Vural Paşa, muhtemelen askeri tören yapılmadan son yolculuğuna uğurlanacak.
Hukuksuz verilmiş bir kararla rütbeleri söküldüğü için!..
1 yıldır bu dosyaya bakmayan Anayasa Mahkemesi’nin, ayan beyan bu davanın savcılığını, hakimliğini yapan siyasilerin ve de yine bu davayı hiç incelemeden “28 Şubat zihniyeti” diye kestirip atanların gözü aydın, onların sesini yeterince duyuramayan bizlere de yazıklar olsun!..
Güle güle Vural Paşa’m… Mekânın cennet olsun…
Tuna Albayım, tüm yüreğimle acınızı paylaşıyorum…
Müyesser YILDIZ
20 Aralık 2022