Erdoğan’ın hafta başında Tank-Palet Fabrikası’ndaki törende ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirmesi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Kuvvet Komutanlarının da bunu alkışlaması tepkilere yol açtı.
Komutanların alkışladığı o sözler özetle şunlardı:
“Birilerinin ‘Ona, buna satıldı’ diyerek, iftiralarına hedef olan Arifiye Ana Bakım Fabrikası farklı alanlarda ordunun ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürüyor. Sermaye düşmanlığı yapanlar bugün Amerika’dan İngiltere’ye, oradan Almanya’ya kapı kapı dolaşarak, benzin istasyonlarındaki affedersiniz restoranlarda, oralarda bir şeyler yemeğe gayret edenler, yabancı ekonomi komiserlerinden yardım dileniyor… Aynı şekilde ‘İşten atılacak’ diyerek galeyana getirmek istedikleri fabrika personelimiz de hiçbir hak kaybına uğramadan, tam bir gönül huzuruyla fabrikamızda çalışıyor, üretiyor, ülkemiz ekonomisine katkı sağlıyor. Hâl böyleyken fabrikayla ilgili hiçbir iddiaları tutmayanlar, şimdiye kadar ne buradaki işçi kardeşlerimizden, ne işletmecilerimizden, ne de milletimizden yarım ağızda da olsa bir özür dileme erdemi göstermediler… Bu hazin tabloyu da ayrı bir pişkinlik, ayrı bir yüzsüzlük örneği olarak milletimizin takdirine bırakıyoruz. Bugünkü teslimat sonrasında işin aslını bildikleri hâlde ısrarla yalan söyleyenlerin, milletimize olan özür borçlarını ifa etmeleri gerektiğine inanıyorum. Sakarya’nın ve Sakaryalıların gereken dersi gerektiği zaman söz konusu kişilere vereceğine inanıyorum. Grup kürsülerini iftira ve çarpıtma kürsülerine çevirenleri buradan bir kez daha, özellikle doğrudan ülkemizin çıkarlarını ilgilendiren milli meselelerde yalan siyasetini terk etmeye davet ediyorum. Bunu yapanlarsa ne âlâ, şayet yapmazlarsa biz milletimize saygımızın bir gereği olarak onların yalanlarını, iftiralarını, çarpıtmalarını deşifre etmeyi sürdüreceğiz.”
Klıçdaroğlu da bir gün sonra CHP Meclis Grup Toplantısı’nda, hem Erdoğan’a hem de komutanlara şöyle tepki gösterdi:
“Erdoğan, yine bildiğimiz Erdoğan, değişen bir şey yok; sürekli küfür, kıyamet, iftira atmaktan da çekinmiyor zaten. Çünkü cumhurbaşkanlığının ne olduğunu bilmiyor, o makamın ne kadar değerli ve önemli olduğunun farkında bile değil. Mahalle kabadayısı gibi o makama oturulmaz. O makam, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, bayrağını temsil eden bir makam. O makama küfür etmek yakışmaz, iftira atmak yakışmaz… Devleti ne kadar çürüttüğünün bir göstergesi de dün yaşandı… Yalan, dolan, iftiralarını alkışlayan kurmay askerler… Bir daha ifade edeyim: Yalanını, dolanını, küfrünü alkışlayan kurmay askerler… Eleştirdiği her şeye, dün eleştirdiği her şeye şimdi bizzat kendisi dönüştü… Öyle bir sistem kurdu ki, dün beni siyasal olarak eleştirirken, kendisini askerlere alkışlatır oldu. Askerlerin alkışlaması inanın şahsen hiç umurumda değil ama devlet açısından büyük bir çürümüşlük göstergesidir bu. Bir daha ifade edeyim: Askerin beni alkışlamasını asla istemem, böyle bir niyetim de yoktur ama yalan dolan söyleyeni eğer bir asker alkışlıyorsa devletin çürüdüğünü orada görüyoruz… Etrafınıza siyaset koridorlarında kariyer devşiren askerler koyarsanız, elinizde bol yıldızlı, bol apoletli Ortadoğu üniformaları kalır. Unutmayın ki, bol apoletli Ortadoğu askerleri savaşlardan, cephelerden kaçtılar. Kariyerist kafadan asla ve asla hayır gelmez. Onun için komuta kademesi haddini bilsin, siyaset askerin işi değildir!.. Herkes haddini bilecek. Herkes bulunduğu makamın ne olduğunu anlayacak! Siyaset mi yapmak istiyorlar? Çıkarsınlar o kutsal üniformayı, hizalansınlar Erdoğan’ın yanına…”
Kılıçdaroğlu’nun bu eleştirilerine cevap veren isim ise AKP Sözcüsü Ömer Çelik oldu. Demokrasilerde bütün kurumların eleştirilebileceğini, ancak eleştiri ile hakaret arasında çok temel bir çizgi olduğunu bildiren Çelik, Kılıçdaroğlu’nun vahim sözlerle TSK’ya saldırıp komuta kademesine hakaret ederek bu sınırı geçtiğini ve Kılıçdaroğlu’nun nefret siyasetinin haddini aşan bir boyuta ulaştığını söyledi. Çelik, Kılıçdaroğlu’nun Yunan siyasetçilerin dilini kullandığını ve şiddetle kınanması gerektiğini de kaydetti.
Kılıçdaroğlu’nu Karşılayan Komutan
Öncelikle Nisan 2017’de yaşanan bir olayı hatırlatalım.
Anayasa referandumu çalışmaları için Balıkesir ve ilçelerini kapsayan bir geziye çıkan Kılıçdaroğlu’nu taşıyan özel uçak, Bandırma’daki 6. Ana Jet Üs Komutanlığı pistine inince Üs Komutanı tarafından tören kıtasıyla karşılanmıştı. Karşılama basına açık yapılmamış, Bandırma Belediye Başkanı CHP’li Dursun Mirza’nın Facebook sayfasında paylaşması üzerine kamuoyunun haberi olmuştu.
Tabir-i caizse kıyamet koptu; iktidar yazarları şunları yazdı:
“Ey Genelkurmay bu görüntüler nedir? 27 Mayıs’tan bir gün önceki 26 Mayıs 1960’ın hareketleri bunlar? Ey millet uyanın.”
13 Nisan 2017
“FETÖ 15 Temmuz’da Kılıçdaroğlu’na yol açtı mı? Cevabı Bandırma 6. Anajet Üs Komutanı’ndan Geldi! Genelkurmay Göreve! Atın Bunu Ordudan!”
13 Nisan 2017
“Darbeci Kemal Kılıçdaroğlu bu görüntülerle kimlere ne mesajı veriyor? Kampanya kisvesi aktında darbe toplantıları mı yapılıyor?”
13 Nisan 2017
“CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Balıkesir’de askeri üsse helikopterle inmesi ve törenle karşılanması konusunda Genelkurmay açıklama yapmalıdır.”
13 Nisan 2017
“Kılıçdaroğlu yahut onu kanunsuzca askeri törenle karşılayanlar neyin mesajını vermektedirler!”
13 Nisan 2017
Bir AKP Milletvekili de, “Kılıçdaroğlu’nu karşılayan General, işgâlci örgütün lideri Akın Öztürk döneminde erken terfi ettirilen General’lerden midir?” diye sordu.
Dönemin Savunma Bakanı Fikri Işık, “Teftiş Kurulu Başkanımızı bizzat görevlendirdim. ‘Git, bu konuyu incele ve gerektiğinde soruşturmayı yap. Bununla ilgili raporu bana getir’ dedim.” açıklamasını yaptı.
TSK, Kılıçdaroğlu’nun 6’ncı Ana Jet Üs Komutanlığını ziyareti ile ilgili inceleme başlatıldığını duyurdu.
Nihayetinde de o üs komutanına “uyarı” cezası verildi.
Akar Nasıl Karşılanıyor?
Tabii ki, Erdoğan’ın siyasi ifadelerini alkışlayan komutanlar hakkında herhangi bir inceleme veya soruşturma yapılıp yapılmayacağını sormayacak, o törenden bir gün önceki bir karşılamaya dikkat çekeceğiz.
Savunma Bakanı Akar, beraberinde yine Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları olmak üzere Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’nı ziyaret etti.
Donanma Komutanı Koramiral Kadir Yıldız tarafından karşılanan Bakan Akar, onur kıtasını selamladı. Onur kıtası Akar’a, “Onur kıtası görüşünüze hazırdır komutanım” diye hitap etti.
Akar sadece Gölcük’te değil, hemen hemen tüm birlik ziyaretlerinde, hatta yurtdışında da “Komutanım” hitabıyla karşılanıyor.
İki örnek:
Yılbaşı üzeri sınır hattındaki 6’ncı Kolordu ve Müşterek Özel Görev Kuvveti Komutanlığına bağlı Esas Komuta Yerine geldiğinde de böyle oldu… Geçtiğimiz Haziran’da NATO Savunma Bakanları Toplantısı için gittiği Brüksel’de ziyaret ettiği Türk Askeri Temsilciliği’nde de, “Türk Askeri Temsil Heyeti Başkanlığı emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım.” tekmiliyle karşılandı.
2019’da kulislerde, gerek TSK komuta kademesi gerekse Bakanlık personelinin kendisine “Komutanım” demesini bizzat Akar’ın istediği konuşulmaya başlandı. Bunun üzerine Akar, TSK terfi töreninde salondakilere, “Benden böyle bir şey duyan var mı?” diye sorduktan sonra şunları anlattı:
“İsteyen ‘Bakan’, isteyen ‘komutanım’ diyor. Askeri çevrede arkadaşlarımız arasında bir alışkanlık var, 49 seneden beri beraberiz. Bazı arkadaşlarımız ‘komutanım’, bazı arkadaşlarımız ‘Bakanım’ diyor. Bizim etkinliğimizi, caydırıcılığımızı, saygınlığımızı, birlikteliğimizi, beraberliğimizi olumsuz yönde etkilemek için çalışan bir grup var. Bu konuda herkesin bilinçli olması lâzım. Cumhuriyet tarihinde şimdiye kadar yapılmayan sayıda operasyonu şu anda yapıyoruz. Kıbrıs harekatında yapılan 211 sorti var. Hava Kuvvetlerimiz sadece son üç ayda 814 sorti yaptı. Bu nedenle bu ıvır zıvır işlerle uğraşanlara, ‘el insaf’ diyoruz. ‘Bakanım’ mı desin ‘komutanım’ mı desin diye ne telkinimiz ne tercihimiz ne de aklımızda böyle bir problem sahası var.”
Akar’ın 49 yıl hizmet ettikten sonra Başkanlık rejimiyle birlikte Savunma Bakanlığı’na atanınca emekli olduğunu biliyoruz.
“Ivır-zıvır” bir soru olacak; ama, üstelik “askeri vesayete son verildiği” anlatılırken, hemen hemen tüm askerlerin kendisine “Komutanım” diye hitap etmesi sadece “alışkanlık” ile açıklanabilir mi?!
İstemiyorsa; “Beni bakan olarak selamlayın.” talimatı vermesi yetmez mi?!
Müyesser YILDIZ
12 Ocak 2023