İçeriğe geç

Hablemitoğlu Ailesinin Avukatı Dosyadaki Eli Sordu… Levent Göktaş MİT’i İşaret Etti

Akademisyen-Yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin davaya devam edildi.

Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü celsesi, savunmasını dün tamamlayan Fikret Emek’in çapraz sorgusuyla başladı.

Fikret Emek’e soru yönelten ilk isim Gökhan Nuri Bozkır oldu. Bozkır’ın soruları ile Emek’in cevapları şöyle:

Bozkır: İstihbarat Kısım Amiri olarak gôrev yaparken hakkımda araştırma yaptınız mı?
Emek: MAK Alayı’nda değil, ama Karargâh’tayken yaptım.

Bozkır: Benim dini cemaat, kurum, FETÖ veya başka örgütle bağlantımı tespit ettiniz mi?
Emek: Yok. O zaman örgüt değildi.

Bozkır: İstihbarat Kısım Amiri olarak “ezik bir kişilik” diye nitelendirdiğiniz, ÖKK’dan tayinimin çıkarılmasını istediğiniz, benim gibi birisine keşif, gözetleme görevi verir misiniz?
Emek: Aramızda emir komuta olmadığı için sözkonusu olamaz da, olsa görev vermezdim.

Bu sorularının ardından Bozkır, Emek’in, kendisi hakkında mahkemeye, Ukrayna’da verdiği röportajın FETÖ’cüler tarafından “Türkiye, terör örgütlerine silah gönderiyor” şeklinde propaganda malzemesi olarak kullanıldığına ilişkin belge sunduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı:

“Ukrayna’da Ukrayna ordusundan eski mühimmat alıp revize ederek yasal yollardan dünyaya ihraç ediyordum. Bununla ilgili Ukrayna medyasına verdiğim demeçte, ‘Katar, Suudi Arabistan, Türkiye ve ABD’nin eğit-donat kapsamında Türkiye ve ÖSO’ya da veriyoruz.’ dedim. FETÖ’cüler bunun üzerine, ‘Türkiye terör örgütlerine yardım ediyor.” dedi. Dava açtim. Gazeteci ölünce dava kapandı. Kaldi ki, Ukrayna hükümeti hakkımda soruşturma da açmadı.”

“Bu arada, 2018 Şubat’ında Cumhurbaşkanı Erdoğan Kiev’i zıyaret ettiğinde beni bizzat takdir ve tebrik etti. Bir süre sonra da Ankara’da katıldığımız düğünde Emine Erdoğan’la birlikte oğluma hediye verdi. Bunları dosyaya sunarım, ama davayla ilgisi yok.”

1 Numara” Göktaş’ın Savunması

Emek’ten sonra Levent Göktaş savunmasına başladı. Göktaş, kaçtığı için pişman olduğunu belirterek Türk Milleti ve Türk adaletinden özür diledi.

Savunmasının başında en önemli delil olarak sunulan HTS kayıtlarının hatalı, uydurma ve nereden alındığı bilinmeyen kayıtlar olduğunu vurgulayıp, “23 Ekim 2000’de vefat eden babamı 2 yıl sonra aramış gözüküyorum. Mezarlıkta konuşmuşum.” dedi.

Göktaş, askerlik hayatı ve Ergenekon kumpasında yaşadıklarını anlattıktan sonra şunları söyledi:

“Doğum günümde hakkımda gözaltı kararı çıkarıldı. Tedirginlik duydum. Yeniden bir haksızlığa uğradığım, Ergenekon kumpası, ben ve ailemin çektiği acılar… Toz zerresi kadar ilgim olmayan bir olayda yine mi kumpas?.. Bugün pişmanlık duyuyorum; keşke gözaltına alınsam, Ergenekon’daki gibi göğsümü gerip suçlamalara cevap verseydim. Onun için Tùrk Milleti ve Türk adaletinden özür diliyorum.”

Gökhan Nuri Bozkır’ın beyanlarının tamamını, “yalan, kurgu ve iftiradan ibaret senaryo” diye nitelendiren Göktaş, ÖKK’da kayıtdışı iş ve işlem yapılmasının mümkün olmadığını bildirdi.

Biz Şirket Değil Askeriz

Levent Göktaş, Tarkan Mumcuoğlu’na yöneltilen suçlamadan hareketle yurtdışında görevlendirilen bir askerin pozisyonunu anlatırken şu ifadeleri kullandı:

“Biz firma, şirket değiliz, askeriz. Doğum ve ölüm haricinde yurtdışındakine izin verilmez. Tarkan Mumcuoğlu izinsiz veya kaçak olarak yurda gelse, hele de evine gitse lojmanda oturduğu için mutlaka görülürdü. Üzerinden kuş uçsa ÖKK’nın haberi olurdu.”

Levent Göktaş, merhum Necip Hablemitoğlu’nu gerçekten tanımadığını tekrarlarken merhumun ailesine dönüp, “Bunu söyleyince kızıyorsunuz, ama…” deyince Av. Ersan Barkın şu karşılığı verdi:

“Niye kızayım üstadım? Sadece bir Türk subayının onu tanımamasından utanıyorum.”

Bizi Kızılay’da Asın

Savunmasının öğleden sonraki bölümünde Gökhan Nuri Bozkır’ın iddialarını yalanlamaya devam eden Levent Göktaş şöyle konuştu:

“Necip Hablemitoğlu öldürülmeden birkaç gün önce bir arkadaşımın bürosunda toplantı yaptığımızı söylüyor. Toplantıya katıldığını öne sürdüğü Hakan Büyükçulha kendisinin tim komutanıydı ve o tarihte Azerbaycan’da görevdeydi. Gökhan Nuri Bozkır’ın bunu bilmemesi mümkün değil, ama sürekli herkesi karaladığı ve yalan söylediği için bu ayrıntıyı unutmuştur.”

Sanıklardan Fikret Emek için, “TSK’nın en iyi, en imanlı subaylarından biridir.” ifadesini kullanan Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizi öldürseler dahi aklımızdan geçirtemeyecekleri bir cinayetle suçlanıyoruz. Bizler çete değiliz, katil hiç değiliz. İnançlı, Allah korkusu olan, imanlı kişileriz ve adaletten başka bir şey istemiyoruz. Ortaya bir maddi delil koyun, o zaman ibret-i alem için bizi Kızılay’da asın.”

“Tetikçi” olmakla suçlanan Tarkan Mumcuoğlu’nu Kazakistan’a gönderme yetkisi olmadığını, bu seçimi Özel Kuvvetler Komutanı’nın yaptığını, bir görevlinin izinsiz gelmesinin ÖKK’da 70 yılda görülmediğini vurgulayan Göktaş, “Çok fazla tanımadığım, hatta benimle çalışmayan bir Türk subayının benimle ilgisi olmayan bir cinayetle ilişkilendirilmesi kabul edilemez.” dedi.

Göktaş, Mumcuoğlu ile tek bir HTS kaydının olmadığına dikkat çekerken, bunun da aralarında emir-komuta dışında yakın bir bağ bulunmadığını gösterdiğini kaydetti.

Erdoğan’la Yemek Yerdim

Göktaş, MİT Müsteşarı olmak istediği iddialarıyla ilgili de şunları anlattı:

“Hiçbir zaman MİT Müsteşarı olmayı istemedim, bunun için hiçbir makama müracaat etmedim. Sadece Emre Taner MİT Müsteşarı’yken kardeşi MİT’te daire başkanıydı; o birlikte çalışma teklif etti.”

“17 Aralık 2002’de Şeb-i Aruz törenlerinde özgeçmişimi Sayın Abdullah Gül’e vermek istedim, ama hava muhalefeti nedeniyle tören yapılmayınca bu gerçekleşmedi; bir daha da konu gündeme gelmedi.”

“Ama basın ne zaman, ‘Hakan Fidan bakan oluyor.’ diye yazsa beraberinde benim adımı gündeme getirdi. Ben seçimlerden önce Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la haftada 2-3 kez yemek yerdim. Talebim olsa ona söylerdim. Kaldı ki, Sayın Erdoğan bir talebim olup olmadığını sorduğunda teşekkür ettim. Merhum Necip Hablemitoğlu’nun MİT Müsteşarı olmak istediğini de iddianameden öğrendim.”

Başkan: HTS’lerle Oymamak Aptalca Değil mi?

Levent Göktaş, iddianameye konulan HTS kayıtlarındaki yanlışlıkları çarpıcı örneklerle anlatıp, “Kayıtlar kötü niyetli kişi veya kurumlar tarafından yalan, yanlış, hatalı, gerçek olması imkânsız verilere dönüştürülmüş.” deyince Mahkeme Başkanı şunları sordu:

“Niçin eklesinler; aptalca değil mi sizce? Niye yapsın?”

Başkan’ın bu sorularına Göktaş, “Emeline erişmiş, mesela beni Aydın Köstem’le görüştürmüş.” karşılığını verirken avukatı Ali Soykan da sıra kendilerine geldiğinde daha vahim tespitler açıklayacaklarını söyledi.

Enver Altaylı ile Erol Olçok Tanıştırmış

Levent Göktaş, Aydın Köstem’le 2004’ten sonra 3-4 kez görüştüğünü, Enver Altaylı’yı ise 2015’te tanıdığını belirterek şunları anlattı:

“Enver Altaylı, 1999-2005 arasında görev yaptığım ÖKK’ya benimle görüşmek için gelmedi. Velev ki, gelse ne fark eder; ama gelmedi. Tanışmış olsak en azından sosyal anlamda telefon görüşmemiz veya mesajlaşmamız olur. Cezaevinden çıktıktan sonra trafik denetleme sistemiyle ilgili bir şirket kurdum. Belediyelerle görüşmeye başladım. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin de bu sistemi kurmak istediğini öğrenince Başkan’a ulaşmak istedim, ama ulaşamadım. Merhum Erol Olçok belediyenin işlerini yapıyormuş; ona ulaşmaya çalıştım, ulaşamadım. Enver Altaylı ile samimi olduğu bilgisi gelince, Furkan Torlak’tan beni Enver Altaylı ile tanıştırmasını istedim. Nihayet 2015’te tanıştık, 30 dakika görüştük, konuyu söyleyip ricacı oldum. Birkaç ay sonra Olçok’un bürosunda birlikte toplantı yaptık. Projeyi anlattım, çok ilgilendi. Çerkezmiş, benim de Çerkez olduğumu öğrenince memnun oldu. Ama 15 Temmuz’da oğluyla birlikte şehit olunca iş kapandı.”

Göktaş, savunmasını tahliye ve beraat talebiyle tamamladıktan sonra kendisinin çapraz sorgusuna geçildi.

Sanıklardan Gökhan Nuri Bozkır, Zihni Çakır ve Ankara TEM polislerinin, FETÖ’cülerin 2004’ten beri ÖKK’nın hazırladığı FETÖ raporunun peşinde olduğu yönünde telkinde bulunduğunu belirtip, “Böyle bir rapor hazırladınız mı?” sorusunu yöneltti.

Levent Göktaş, FETÖ değil MGK, Genelkurmay ve ÖKK’nın emriyle 2001’de PKK hakkında 2 bin 500 sayfalık rapor hazırlayıp bunu ilgili makamlara sunduklarını söyledi.

Bunun üzerine Gökhan Nuri Bozkır şöyle konuştu:

“Benim ‘ÖKK’da hareketlilik vardı.’ dediğim buydu. Tarıhi karıştırmışım, 2001’miş. Zihni Çakır’ın telkini ile yaptığım tahminin yanlış olduğunu bugün gördüm.”

Enver Altaylı da Levent Göktaş’la görüştüğü tarihe dair sorguda Savcı’nın kendisini yanılttığını öne sürüp, “Bir savcı yalan söylemez.” diyerek önce şöyle konuştu:

“Levent Göktaş bana göre vatansever, kahraman bir Türk evladıdır. Babasından dolayı ailem onun ailesini tanıyordu. Ama ben kendisiyle hiç görüşmemiştim. Ayrıca bir kahramanla görüşsem ne olur? 80 yaşındayım, ne zaman görüştüğümüzü Levent Albay’ım anlatınca hatırladım. Bu davadakilerden sadece Mustafa Özcan’ı tanırım. Tanıştıran da Süleyman Demirel’dir.”

Altaylı ardından şunları sordu:

“Biri cinayetten sonra, ‘Ben ihaleye gireceğim, ihaleyi kazanırsam paranı vereceğim.’ der mi? Hangi kiralık katil bunu kabul eder? Cinayet tarihinde böyle bir şey var mı? Sizinle aramızda para alışverişi oldu mu?”

Levent Göktaş, “Böyle bir şey olamaz. Aramızda herhangi parasal bir ilişki de olmadı.” karşılığını verdi.

Göktaş’ın bu cevabı üzerine de Enver Altaylı, “Cinayeti Fetullah Gülen azmettirdiyse, bankası var, parasını da o versin. Enver Altaylı niye versin? Bu bir iddianame değil bir suç belgesidir. Bunu yazanlar da günü geldiğinde kanun önünde hesabını verecek.” dedi.

Avukatından Göktaş’a Zihni Çakır Uyarısı

Firari sanıklardan Serhat Ilıcak’ın avukatı Özlem Barıner’in, Zihni Çakır’ın Ergenekon’da Zekeriya Öz’ün tanığı olduğunu hatırlatan ve aralarında bir husumet olup olmadığı yönündeki sorusunu da Levent Göktaş, “Yüzde 100 FETÖ’cüdür. Bize bir onlar bir de PKK’lılar kin besler.” diye cevaplandırdı.

Bunun üzerine araya giren avukatı Hüseyin Ersöz, basının da olduğu bir ortamda bir kişiyle ilgili beyanda bulunduğunu, sözkonusu kişinin dava açabileceğini kaydederek tahmininin bu yönde olduğunu söylemesinin uygun olacağını söyledi. Sözkonusu uyarı üzerine Göktaş, “Zihni Çakır’ı tanımıyorum. Bana niye husumet besliyor, bilmiyorum. Ya FETÖ’cü veya PKK’lı diye tahmin ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Müşteki Avukatı: HTS’leri Sormayacağım Çünkü

Şengül Hablemitoğlu ve kızlarının avukatı Ersan Barkın, “Sayın Komutanım” hitabıyla Levent Göktaş’tan Enver Altaylı ile kaç kere görüştüğünü netleştirmesini istedi. Göktaş, daha önceki beyanlarını tekrarlayınca Av. Barkın, Altaylı’nın savcılık ifadelerinden hareketle “O zaman ya Enver Altaylı yanlış hatırlıyor veya birden fazla görüştünüz.” dedi.

Levent Göktaş, Av. Barkın’dan kendisine çok soru sormalarını istediğini bildirince de Av. Barkın şöyle konuştu:

Soracağım zaten. Ama HTS ve bazlarla ilgili soracağım yok. Çünkü siz de anlattınız, bunların envanterinin nasıl tutulduğunu biliyorum. Bu, savunma makamındayken benim de çokça karşılaştığım bir durum.”

Bu Dosyada Başka Bir El mi Var?

Göktaş’a, isminin Şubat ayında gündeme geldiğini hatırlatan Av. Barkın, şu dikkat çekici soruyu da yöneltti:

Ancak hakkınızda Haziran’a kadar gözaltı işlemi yapılmadı. Neden? O arada ne oldu? Bu dosyada başka bir el mi var? Bu soruya vereceğiniz cevap önemli.”

Göktaş, “Bilmiyorum” demekle yetinince Av. Barkın, “Bu ele dair yapılacak tespitin, bu dosyada kumpas varsa, onun ortaya çıkarılması açısından önemli.” olduğunu kaydetti. Bunun üzerine Göktaş, “Bunda istihbarat parmağı olduğunu düşünüyorum. Kurumu kötülemek istemiyorum, ama birkaç kişinin işi gibi.” yorumunu yaptı.

Av. Barkın’ın, “Gözaltı işleminden basından mı haberdar oldunuz? Çünkü görüntülerde sabah evinizden çıkarken normal çıkıyorsunuz.” şeklindeki sorusunu da Göktaş, “Evet sabah işe gitmek üzere çıktım. Sonra kızım haber verdi. Onun evine gitmişler. Kızım da o sırada Van’da. Niye geldiklerini sordum. Evi arayıp öğreneceğini söyledi. Sadece 4 günlük gözaltı kararı olduğunu bildirmişler. Tabii kafam döndü.” diye cevaplandırdı.

Av. Barkın’ın ardından Mahkeme Başkanı, “Emir astsubayınız Mehmet Narin’in Şubat ayında gözaltına alındığını biliyor muydunuz?” sorusunu yöneltti. Göktaş şu karşılığı verdi:

Bana inanmayacaksınız, ama Mehmet Narin’in gözaltına alındığını biliyorduysam dünyanın en aşağılık adamayım.”

Son olarak Savcı, davanın şüphelilerinden hakkında kovuşturmaya yer yok kararı verilen Altan Bora’nın, kendisi aleyhindeki ifadelerini hatırlatarak aralarında husumet olup olmadığını sordu. Levent Göktaş, “Biraz husumetli. İşten çıkardığım için üzülmüş, böyle bir ifade vermiş olabilir.” dedi.

Davanın “1 numaralı” sanığı emekli Albay Levent Göktaş’ın savunma ve çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından yarın devam etmek üzere duruşmaya ara verildi.

Müyesser YILDIZ
16 Şubat 2023

Kategori:Uncategorized