İçeriğe geç

Hablemitoğlu Suikastı Soruşturmasında Çok Tuhaf Gözaltı İşlemi!..

Akademisyen ve Yazar Doç.Dr Necip Hablemitoğlu’nun 20 yıl önce evinin önünde suikaste uğramasıyla ile ilgili açılan davanın görülmesini önceki hafta başlandı.

Aralarında emekli Albay Levent Göktaş, Ukrayna’dan getirilen eski Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli Gökhan Bozkır, tetikçi” olduğu öne sürülen ve TSK’dan ayrıldıktan sonra uzun yıllar MİT’te çalışan emekli Albay Tarkan Mumcuoğlu ve Enver Altaylı’nın da bulunduğu toplam 10 sanıklı dava öncesinde medya, iddianame üzerinden her zamanki gibi “hüküm” verdi.

Ancak iki hafta süren ilk celselerde; Hablemitoğlu cinayetini bu ekibin işlediğini iddia eden en önemli isim Gökhan Nuri Bozkır, gazeteci Zihni Çakır’ın yönlendirmesiyle senaryo yazdığını söyledi…

Keza Zihni Çakır’ın, gizli olan soruşturma sürecinde Savcı Zafer Ergün’le dosya üzerinde çalıştığı ortaya çıktı

Cinayet silahı, parmak izi ve parmak izi eşleşmesinin bulunmadığı dosyanın en önemli delili olan 20 yıl öncesine ait HTS kayıtlarında büyük tutarsızlıklar olduğu görüldü. Hablemitoğlu Ailesi’nin avukatı Ersan Barkın dahi HTS kayıtlarının nasıl tutulduğunu belirterek bunlara güvenilemeyeceğini ima etti. Levent Göktaş’ın avukatları tarafından bilişim uzmanı Tuncay Beşikçi’den alınan raporda da, “HTS kayıtları dışarıdan müdahale ile oluşturulmuş veya hatalı.” tespiti yapıldı

Duruşmanın ilk haftasında kürsüde Mahkeme savcısı yer alırken ikinci haftasında soruşturmayı yapan ve iddianameyi hazırlayan Savcı Zafer Ergün kürsüye çıktı

Nihayetinde davaya bakan Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi, adeta soruşturmanın yeniden yapılması anlamına gelen uzun bir ara karar aldı…

Göktaş’ın Asistanı Neden ve Nasıl Gözaltına Alındı?

Bu özetten sonra dava dosyasına dönelim. Dosyada çok sayıda ilginç bilgi ve belge var. Bugün bunlardan bir tanesini anlatacağız.

5 yıldan beri emekli Albay Levent Göktaş’ın asistanlığını yapan Kübra Doğan, Göktaş Bulgaristan’dayken birkaç kez yanına gider.

Son olarak 5 Ekim’de yapılan duruşmaya katılmak ve Göktaş’ın oradaki avukatının istediği belgeleri götürmek için 3 Ekim’de uçakla Ankara’dan İstanbul Havaalanı’na gider. Uçaktan iner inmez polis olduklarını söyleyen 5-6 kişilik sivil bir ekip tarafından kimlik gösterilmeden ve hiçbir açıklama yapılmayıp hiçbir belge ibraz edilmeden gözaltına alınır; temizlik işçisine açtırılan bir odada, “Nereye gidiyorsun? Neden gidiyorsun? Nerede kalacaksın? Kim karşılayacak?” diye sorgulanır.

Daha sonra aynı yere gelen üniformalı iki polis Kübra Doğan’la “mülakat” yapacaklarını söyleyerek aynı soruları yöneltir.

Yaklaşık 2 saatlik bu sürecin ardından da Ankara Cumhuriyet Başsavclığı’nca hakkında yurtdışı yasağı konduğu ve pasaportunun iptal edildiği belirtilerek serbest bırakılır. İmzalatılan tebliğ/tebellüğ belgesine göre, Hablemitoğlu cinayeti soruşturması sebebiyle bu işlem yapılmıştır.

Olaydan sonra hem Levent Göktaş’ın hem Kübra Doğan’ın avukatı olan Ali Soykan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe vererek bu hukuka aykırı gözaltı işleminin nasıl ve kimler tarafından gerçekleştiğini sorar. Kayıtlarda pasaportun 21 Eylül’de iptal edildiğinin gözüktüğünü, ancak Kübra Doğan’ın bu tarihten sonra aynı pasaport numarasıyla vize ve uçak bileti aldığına, ayrıca Doğan’a imzalatılan tebliğ/tebellüğ belgesinde de pasaport iptalinden hiç söz edilmeyip, sadece şüphe üzerine durdurulduğunun kaydedildiğine dikkat çeken Av. Soykan, “Bu kişiler Savcılığınızın talimatı ile hareket ediyor olamaz.” diyerek o sivillerin kim olduğunun tespit edilmesini ister ve Hablemitoğlu soruşturmasındaki sıfatı bilinmemekle birlikte Kübra Doğan’ın her an ifade vermeye hazır olduğunu bildirir.

Gözaltına Alınmış Ama Haberi Yok

Şimdi de bu gözaltı olayıyla ilgili dava dosyasındaki belgelere bakalım.

Soruşturma aşamasında Savcılığa, MİT’ten istihbari nitelikte bir not gönderilir. Notta, Levent Göktaş’ın Bulgaristan’da gözaltına alınması süreci anlatıldıktan sonra “Sekreteri Kübra Doğan’ın Göktaş’a ulaştırılmak üzere para toplama arayışına girdiği, konuyla ilgili bazı şahıslarla temas sağlamış olabileceği” şeklinde bilgi verilir.

Muhtemelen bu nottan hemen sonra Savcı Zafer Ergün imzasıyla Kübra Doğan hakkında gözaltı kararı verilir. 21 Eylül’de de Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevkedilir.

Ancak gerek gözaltı gerekse Sulh Ceza’ya sevk tümüyle kağıt üzerindedir.

Bunu nereden anlıyoruz?

Bizzat 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin duruşma tutanağından.

Tutanağın başlangıcında şöyle denilir:

Gözaltına alınan veya tutuklunun kaçmasına imkân sağlama suçundan şüpheli Kübra Doğan hakkında Ankara Terör Suçları Araştırma Bürosunun 21/09/2022 tarih 2004/121619 soruşturma sayılı yazısı ile mevcutlu olarak gönderilen şüpheli Hakimliğimizde hazır edilmiş ise de; iş yoğunluğu nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının CMK 109. maddesi uyarınca adli kontrol talebi şüphelinin yokluğunda dosya üzerinden incelendi.”

Yani Kübra Doğan mevcutlu bir şekilde Mahkeme’ye getirilmiş, ama iş yoğunluğundan” içeri alınmayıp dosya üzerinde inceleme yapılmış!..

Tutanağın, “Gereği düşünüldü” kısmına da bakalım. Şu karar alınır:

Ankara Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nun 21/09/2022 tarih ve 2004/121619 soruşturma sayılı talebinin kabulü ile; şüpheli Kübra Doğan üzerine yüklenen suçun niteliği, mevcut delil durumuna göre adli kontrol altına alınmasına, şüphelinin yurt dışına çıkışının yasaklanmasına, adli kontrolün soruşturma sonuna kadar devam etmesine, adli kontrol hüümlerinin gereklerine aykırı davandığı takdirde tutuklanabileceği hususunun şüpheliye ihtarına (ihtarat yapılamadı), kararın şüpheliye Cumhuriyet Başsavcılığınca tebliğine, evrakın ikmali için Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine…”

Özetle Kübra Doğan hem var hem yok!..

Çünkü böyle bir gözaltı işleminden ne Kübra Doğan ne de avukatı Ali Soykan haberdar. Ayrıca gözaltına alınmış ve mahkemeye çıkarılmış olsa, kararda “Şüpheliye ihtarat yapılamadı” denir mi?

Mahkeme Başkanı Bile Şaşırdı

Ez cümle; Av. Ali Soykan, önceki günkü son celsede Levent Göktaş’ın savunmasını yaparken bu olayı da anlattı.

Mahkeme Başkanı, “Gerçekten mi? Belki sizin bilginiz olmadan gözaltına alınmıştır.” dedi.

Av. Soykan, “Hayır, böyle bir gözaltı işlemi yapılmadı. Ne Kübra Doğan’ın ne benim haberim var.” karşılığını verdi.

Sonuçta bu olay da Mahkeme’nin ara kararına girdi ve Kübra Doğan’la ilgili tüm evrakların hem Emniyet’ten hem Sulh Ceza Hakimliği’nden istenmesi kararlaştırıldı.

İşte yargımızın “altın çağında” yaşananlara yeni bir örnek!..

Müyesser YILDIZ
25 Şubat 2023

Kategori:Uncategorized