İçeriğe geç

Erdoğan, “Yargıya Yön Vermiyorum” Dedikten 15 Gün Sonra Ne Oldu?

Dün TBMM’de 7’nci yargı paketi kabul edildi.

AKP iktidarında tepemize adeta yargı paketleri yağdırılsa da hukukun hâli ortada. AKP’liler hariç neredeyse herkes gündüz gözü fenerle adalet aramaya devam ediyor.

Öte yandan bu gidişatın dış dünyaya yönelik özel uygulamaları da hepimizin malûmu.

Ona gelmeden önce ay başında İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, eski Ülkü Ocakları Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş’in Ankara’nın ortasında katledilmesi soruşturmasına yönelik tepkisi ve aynı gün Erdoğan’ın Akşener’e verdiği cevabı hatırlatalım.

Akşener, cinayetin üzerinden geçen sürede adaletsizliğin daha derinleştip hukuksuzluğun daha da belirginleştiğini vurgulayıp, Aşağılık bir suikastın faillerinin ellerini kollarını sallayarak gezdiği ve hiç kimsenin bu hainleri bulmak için kılını bile kıpırdatmadığı; tam 61 günü geride bıraktık.” dedi. Ardından Erdoğan’a şöyle seslendi:

Sayın Erdoğan, sen haksızlığa boyun eğmeğe, adaletsizliğe teslim olmaya, vicdansızlığa sahip çıkmaya devam edecek misin? Kuklalar tutuklandı, kuklacılar serbest. Maşalar tutuklandı, maşayı tutanlar serbest. Tetikçiler tutuklandı, azmettirenler serbest. Oysa yargının görevi herkesin bildiği gerçekleri gizlemek değil, o gerçeklere herkesten önce ulaşıp hakikati ortaya çıkarmaktır. Ancak katilleri kaçıranlar, telefonla talimat verenler, suçluları koruyup kollayanlar, henüz davada şüpheli bile değilHer kurumun amiri de memuru da denetçisi de sensin. Sayın Erdoğan, yargının işini yapmasına neden engel oluyorsun? Kimden, kimlerden korkuyorsun? Sorumluluktan kaçarak olanları örtbas edebileceğini mi sanıyorsun?”

Erdoğan birkaç saat sonra Akşener’e şu karşılığı verdi:

Bugün yavru muhalefet çıkmış yargıyı bizim yönlendirdiğimizi, yargıya bizim adeta yön verdiğimiziYa ayıptır, Türkiye’de Erdoğan’ın bu konuda nasıl davrandığını Rabbim bilir, sen anlamazsın. Sen önce kendini düzelt.”

Brunson… Deniz Yücel… Kaşıkçı

Demek ki, neymiş? Erdoğan’ın yargıya adeta yön verdiği” iddiaları ayıp” imiş… Ve bu konuda nasıl davrandığını “Rabbim bilir.” imiş!..

Sadece Rabbim değil, biz de bilmiyor muyuz?

ABD’li Rahip Brunson’un, Alman vatandaşı Gazeteci Deniz Yücel’in nasıl hapisten çıkarılıp ülkelerine gönderildiğini görmedik mi?

Ya İstanbul’un ortasında doğranan Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde olanlar? Sorumlular ellerini kollarını sallayarak Türkiye’den ayrılmadı mı? Nihayetinde, kuzunun kurda emanet edilmesi bir yana, ülkenin egemenlik hakkı ayaklar altına alınarak dava dosyası tümden Suudi Arabistan’a devredilmedi mi?

Bu arada deprem faciası ve seçim telaşı sebebiyle dikkatlerden kaçmış olabilir; Kaşıkçı dosyasının devriyle ilgili son gelişmeyi aktaralım.

Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz’in Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuruyu cevaplandıran Adalet Bakanlığı, dosyanın yargılama sürüncemede kalmasın diye gönderildiğini bildirdi!..

Uyuşturucu Hükümlüsünün İadesi

Bu dışarıya “adalet” anlayışının son örneğine bakalım.

6 Şubat depremi üzerine Yunanistan ülkemize yardımda bulundu… Kısa bir süre sonra Yunanistan’da yaşanan tren kazası üzerine de Ankara, Yunanistan’ın bu acısını paylaştı.

İki olay AKP iktidarını öyle etkiledi ki; iş Yunanistan’ın Osmanlı’ya karşı kanlı isyanıyla kazandığı “Bağımsızlık günü”nü kutlamaya, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın ifadesiyle, Türkiye’nin Yunanistan’a karşı parametrelerini beklenmedik bir biçimde değiştirmesine, Ege’deki ihlâlleri durdurmasına, Adalar üzerinden uçuşlar yapmamasına vardırıldı.

Şuraya geleceğiz; Yunanistan’daki tren kazasında hayatını kaybeden makinist Nikos Nalmpantis’in babası Dimitrios Nalmpantis’in, uyuşturucu kaçakçılığı suçundan ülkemizde hükümlü olduğu ortaya çıktı.

Evvela, oğlunun cenaze törenine katılması için babaya izin verileceği açıklandı. Kısa bir süre sonra ise Yunanistan’ın, Dimitrios Nalmpantis’in tümden iade edilmesini istediği ortaya çıktı.

Sonunda da babanın iade edildiği, cezasının geri kalan kısmının Yunanistan’da infaz edileceği haberi geldi.

Müjdeyi Yunan mevkidaşı Dendias’a bizzat Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, telefonla verdi. Bunun üzerine sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Dendias, Türkiye Dışişleri Bakanı’ndan gelen telefonda, iade talebinin olumlu sonuçlandığını öğrendim. Türkiye’nin olumlu ve hızlı yanıtı için mevkidaşıma teşekkür ettim. Karar Türkiye Adalet Bakanı tarafından imzalandı.” dedi.

O “jest”in ardından Brüksel’de bir araya gelen Çavuşoğlu ile Dendias sıcak mesajlar ve görüntüler paylaşırken Çavuşoğlu, Dimitrios Nalmpantis’in iadesi konusunda şunları söyledi:

Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, makinist olan oğlunun cenazesine katılmak isteyen mahkûmu transfer etmekte tereddüt etmedi. Bu güvenin göstergesidir. İlişkilerimizde daha iyi bir atmosfer olmasından dolayı çok mutluyum.”

Demek ki babanın iadesi, öyle “iki ülke arasındaki hükümlü nakline yönelik anlaşma kapsamından ziyade, yine Erdoğan’ın onayı ile gerçekleşmiş!..

Bunlar da sorularımız:

– Babanın iadesi karşılığında Yunanistan’dan herhangi bir teröristin iadesi sağlandı veya sağlanacak mı?

Yunanistan o babayı cezasını tamamlamadan serbest bırakırsa Türkiye’nin yapacağı ne var?

– Çavuşoğlu, gerçekten öyle olduğu için mi yoksa her cümleye, “Sayın Cumhurbaşkanımızın emir ve izinleriyle” diye başladıklarından mı bu iadede de onun isminden söz etti, bilinmez; ama böylece Erdoğan’ın, bu gelişmeden sadece 15 gün önceki, Yargıya bizim adeta yön verdiğimiziYa ayıptır.” sözlerini boşa düşürmüş olmadı mı?

Müyesser YILDIZ
29 Mart 2023

Kategori:Uncategorized