İçeriğe geç

Finlandiya’nın NATO Üyeliği 1 Mart Tezkeresi Kadar Önemliydi!..

Erdoğan 22 Mart’ta, Cumhur İttifakı’na katılması henüz kesinleşmemiş olan HÜDA-PAR’ı, “Tamamıyla yerli ve milli bir yapı.” diye tarif edip, “Zaten milli ve yerli olmayan bir yapıyla yol yürümemiz de mümkün değil.” dedi.

Konumuz HÜDA-PAR değil, Finlandiya’nın NATO üyeliği. Evet, Türkiye’nin onay vermesiyle 10 ay gibi kısa bir sürede Finlandiya dün resmen NATO üyesi oldu.

Yerli ve Milli” HÜDA-PAR NATO’ya Karşı

Cumhur İttifakı’nın yeni ortağı HÜDA-PAR’ın, Finlandiya’nın üyeliğiyle ilgisi şu:

Bu parti net bir şekilde NATO karşıtı. Başını ABD’nin çektiği örgütün, İslâm ülkelerinin birliğini engelleme görevini üstlendiğini, bu amaçla İslâm ülkelerine yönelik fiili saldırılar, işgâl, ambargolar ile güçsüzleştirme, iç karışıklıklar çıkartarak istikrarsızlaştırma yöntemlerini uyguladığını savunuyor.

Dahası, “Bir İslâm ülkesi olarak Türkiye’nin NATO’nun zulüm operasyonlarına onay vermesi ve bizzat bu operasyonların içerisinde aktif görev almasını utanç verici” buluyor. NATO’nun yerine ise İslâm İşbirliği Teşkilâtı veya yeni oluşturulacak bir çatı altında askeri gücü de olan bir yapı kurulmasını istiyor.

Buradaki sorumuz şu: HÜDA-PAR “yerli ve milli” ise Finlandiya’nın üyeliğini onaylayan ve NATO’nun açık kapı politikasını destekleyen AKP ne oluyor?!

Seccadeye Basma… Kur’an Yakma

AKP’nin, NATO politikasındaki diğer çelişkilerle devam edelim.

Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği için PKK-YPG-PYD ve FETÖ’nün terör örgütü olarak tanınması ve teröristlerin iadesi şartını koştu. Ne NATO’da böyle bir kabul gerçekleşti ne de Finlandiya herhangi bir teröristi iade etti.

Ardından da birçok NATO üyesi ülkede Kur’an-ı Kerim’i yakma eylemleri başladı. Öyle ki, bu konu adeta terör örgütleri meselesinin önüne geçti. İsveç’in üyeliğinin bekletilmesinin gerekçelerinden birisi oldu. Erdoğan’ın çıkışından sonra Finlandiya kutsal kitapların yakılmasını yasaklasa da bakalım o kararını sürdürecek mi? Ayrıca diğer NATO üyesi ülkelerde Kur’an ve bayrağımıza saldırılar düzenlenirken, Finlandiya’nın dikkatli olması neyi değiştirir ki?!

Ez cümle; yanlışlıkla seccadeye basan Kemal Kılıçdaroğlu’nu günlerdir linç eden AKP, Kur’an-ı Kerim’i ve bayrağımızı yakanları da kınadı; ama nihayetinde NATO’nun genişlemesine onay verdi.

Dün NATO karargâhındaki katılım töreninde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, önce Kur’an’ın yakılmasını “ifade özgürlüğü” sayan İsveç’in Dışişleri Bakanı’yla bir araya geldi. Akşam iftarda ise Avrupa’da Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırılara, “Naziler de önce kitap yakarak başlamıştı. Ardından ibadethanelere saldırırlar, ardından da insanları kamplara toplayıp yakarak sözde nihai amaçlarına ulaşma yoluna giderler. Yani bu işler hep böyle başlamıştır.” diye tepki gösterdi!..

MGK’da ABD’ye Posta Koyarken

AKP Sözcüsü Ömer Çelik dün Finlandiya’nın üyeliğini kutlarken, “NATO’ya üye olacak ülkelerin terör konusundaki tutumlarının net ve somut olması gerekir.” dedi. Peki ABD başta olmak üzere NATO’nun mevcut üyelerinin terör konusundaki tutumu ne olacak?

30 Mart’ta MGK toplantısı vardı. Yayımlanan bildiride, ismi anılmadan ABD’ye şu mesaj verildi:

Suriye ve Irak’ta bilhassa son dönemde müşahede edilen gelişmelerin, DEAŞ terör örgütü ile mücadele kisvesi altında PKK/KCK-PYD/YPG’yi helikopter de dahil her türlü imkan ve kabiliyetle teçhiz etmeyi sürdüren aktörlerin asıl niyetinin anlaşılmasına bir kez daha vesile olduğu kaydedilmiştir. Operasyonlarımız neticesinde verdiği zayiatın yanı sıra artan kaçışlar ve azalan katılımın da etkisiyle çöküş sürecine giren ve miadı dolan terör örgütünü himaye eden aktörlere; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, bölücü terör örgütünü ve tüm uzantılarını arkalarındaki her türlü desteğe rağmen tamamen çökertmekte kararlı olduğu ve sınırları boyunca bir terör koridoru oluşturulmasına müsaade etmeyeceği hatırlatılmıştır.”

Aynı gün TBMM’de Finlandiya’nın üyeliği oylandı ve tek bir “Hayır” oyu çıkmadan kabul edildi. Oysa bölücü terör örgütünü artık helikopterlerle de donattığı ortaya çıkan ABD’ye verilecek en iyi cevap, Finlandiya’nın üyeliğine “Hayır” denmesi olmaz mıydı?

Sonraki günlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise ABD’yi alenen şu sözlerle suçladı:

ABD’nin Suriye’de YPG/PKK’ya her türlü silah desteği, teçhizat desteği, eğitim desteği verdiği aşikâr. Bunu zaten saklamıyorlar… Helikopterlerin kime ait olduğu önemli. Kim kimden satın almış, kim tahsis etmiş, kime kullandırtmış? Helikopteri kullanmak için nasıl eğitim verdiler teröristlere? Ama sonuçta o bölgenin hava sahası kimin kontrolünde? Amerika’nın. Dolayısıyla hava sahası benim kontrolümdeyse, bir drone da geçse, bir kuş da uçsa benim bilgim dahilindedir. (Yani helikopterleri onlar vermemişse bile bir göz yumma mı var?) Var tabii, bırakın göz yummayı, taziye yayınladılar.”

Ama dün de Türkiye’nin Finlandiya’nın NATO üyeliğini onaylama belgesini, NATO Kurucu Anlaşması’nın saklayıcısı olduğu için ABD’nin Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a teslim etti!..

Ne şahane dış politika, değil mi?!

ABD Büyükelçisi İlk Kime Gitti?

Erdoğan’ın bir kaç gün önce Bağcılar Ülkü Ocakları’ndaki konuşması gündemde. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake’in CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu ziyaretine şöyle tepki gösterdi:

Amerika’ya bu seçimlerde bir ders vermemiz lâzım. Joe Biden oradan konuşuyor, Biden’ın buradaki büyükelçisi ne yapıyor? Gidiyor bay bay Kemal’i ziyaret ediyor. Ayıptır, biraz kafanı çalıştır. Sen büyükelçisin. Senin buradaki muhatabın Cumhurbaşkanı’dır. Sen bundan sonra hangi yüzle Cumhurbaşkanı’ndan randevu isteyeceksin? Bizim kapılar kapandı ona, bir daha göremezsin. Niye? Haddini bileceksin. Büyükelçi olarak görevini bileceksin. Bir büyükelçi nasıl çalışır, bunu öğreneceksin. Bunu öğrenmediğin takdirde bu kapı öyle yol geçen hanı değil, giremezsin. Onun için de inşallah 14 Mayıs’a iyi hazırlanıyoruz, iyi koşturuyoruz.”

Bu sözlerin daha mürekkebi kurumadan, dün Erdoğan’ın büyükelçilerle gerçekleştirdiği iftara Flake’in de davet edildiği, ancak önceden planlanmış bir progamı sebebiyle iftara katılamayacağını bildirdiği ortaya çıktı!..

Erdoğan, “Buradaki muhatabın Cumhurbaşkanı’dır.” diyor ya; öncelikle dikkat çekmek istediğimiz konu şu:

Flake Ocak 2022’de ülkemize geldi. Jet hızıyla Erdoğan’a güven mektubunu sunup resmi mesaisine başladı. İktidar ve medyası, Flake’in ilk olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret ettiğini öne sürse de gerçekte ilk olarak Fener Rum Patrikhanesi’ne gitti ve Bartholomeos için “Ekümenik” ifadesini kullandı.

Yani Bartholomeos’un Ortodoksların evrensel lideri, hatta Bartholomeos’un son dönemde alenen kullandığı unvanla, “Yeni Roma-Konstantinopolis Başpiskoposu ve Ekümenik Patrik” olduğunu ilân etti.

Ama ne Erdoğan ne de medyası bu tablodan herhangi bir rahatsızlık duydu!..

NATO Olmadı Seçimlerde ABD’ye Dersini Veririz

Diğer ayrıntı; Flake, Kılıçdaroğlu’nu 29 Mart’ta ziyaret etti. Erdoğan ise 4 gün sonra tepki gösterdi.

Acaba Erdoğan’ın bu tepkisinin gerçek sebebi, Finlandiya’nın NATO üyeliği için Biden’ın kendisine teşekkür etmemesi olabilir mi?!

Biden teşekkür etmediği gibi, İsveç’in NATO’ya alınma sürecini gecikmeden sonuçlandırması için Türkiye ve Macaristan’a çağrı yapıp, “İsveç’i en kısa sürede NATO üyesi olarak karşılamayı bekliyorum.” dedi.

Bu buyruk karşısında Erdoğan’ın, “Bu can bu tende oldukça, ben görevde oldukça İsveç üye olamaz” resti çekmesi beklenir, değil mi?!

Aksine dünkü iftarda NATO müttefiki ABD ile yakın diyaloglarının devam ettiğini, stratejik mekanizmadan da faydalanarak işbirliğini ilerlettiklerini anlattı. Terörün himayesi konusunda ise ABD’nin adını vermeksizin şunları söylemekle yetindi:

Kelime oyunlarıyla, diplomatik ve askerî cambazlıklarla, bölücü terör örgütünü palazlandırma girişimlerini biliyor, tek tek takip ediyoruz. Vakti saati geldiğinde, elbette bunları muhataplarının önüne koyacağız.”

Finlandiya’nın NATO üyeliği meselesine dönersek; yine Erdoğan dünkü iftarda, nerede bir yangın varsa söndürmenin” peşinde olduklarını belirtip, “Özellikle Ukrayna Savaşı’ndaki tutumumuz, kolaylaştırıcı ve arabulucu rolümüz bunun en son örneğidir. Türkiye, ilk günden itibaren yangına körükle gitmenin değil, iki komşusu arasındaki krize çözüm üretmenin derdinde olmuştur.” derken, Türkiye’nin de katkısıyla NATO Rusya sınırına iyice dayandı.

Rusya’dan tepkiler gecikmedi. Savunma Bakanı Sergey Şoygu, “Finlandiya’nın NATO’ya katılımının, çatışmanın önemli ölçüde genişlemesini sağlayacağını” bildirirken Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, “Rusya’nın Finlandiya’nın NATO’ya katılımına yanıt vermek zorunda kalacağını” açıkladı. Hemen ardından da Rusya, Belarus’a nükleer güdümlü İskender füze sistemini teslim etti.

Diyeceğimiz; Finlandiya’nın NATO üyeliği, 1 Mart tezkeresi kadar önemliydi. Geçtik terörle mücadelede önemli bir fırsatın heba edilmesini, dünyada yeni bir yangının fitili ateşlendi.

Ama iktidarı ve muhalefetiyle kimin umurunda ki?!

Müyesser YILDIZ
5 Nisan 2023

Kategori:Uncategorized