İçeriğe geç

Türk’e Söve Söve Erdoğan’a Geri Adım Attırdılar!..

AKP seçimleri nasıl kazandı?

Yerli ve milli” olduğunu iddia edip, “Biz gidersek dış güçler gelecek. diyerek.

Seçim bitti ve o dış güçlerin tamamıyla kol kola girip bembeyaz yeni sayfalar açtı.

Baksanıza dış güçlere karşı elde edilmiş en büyük diplomatik zaferin adı olan Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yıldönümünü bile geçiştirdiler. Herhalde Lozan’ı kabullenmeyip Sevr’e dönme planları yapanları gücendirmekten endişe ettiler. Zaten kendileri de Lozan’ı beğenmiyor ve delik-deşik edilmesine göz yumuyor, o başka!..

Trabzon’u “Pontus” Görenler

Lozan haftası münasebetiyle, anlaşmanın özellikle azınlıklarla ilgili kısmının nasıl çiğnendiğini anlatmayı planlıyorduk. Ancak son bir haftada öyle bir olay yaşandı ki, fazla söze hacet bırakmadı.

Olayın anlaşılması için evvela bazı bilgiler verelim:

1996’dan beri Trabzon’daki Sümela Manastırı’nda belli dönemlerde ayin yapılmasına imkân sağlanmaya başlanmıştı. AKP iktidarında manastırın restore edilmesiyle birlikte adeta resmileşen ayin ise “Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü yıldönümü” vesilesiyle 15 Ağustos’ta düzenlenen tören oldu. Rum-Yunanlıların bir tür hac ziyaretine dönüştü.

15 Ağustos’un bizim açımızdan da önemi ve özelliği var; Trabzon’un Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461’de fethinin yıldönümü.

UNESCO korumasındaki Sümela Manastırı’na dönersek; konuya ilgi göstermeyenler dahi geçen yılki şu olayı hatırlayacaktır:

Lozan’a aykırı olarak kendisini hem “ekümenik” hem “Yeni Roma-Konstantinopol Patriği” sayan, dahası “ekümenikliği” artık Saray katında da kabul gören Fener Rum Patriği Bartholomeos ayin için gittiğinde, kendisine üzerinde “Ekümenik Patrik Bartholomeos” yazan Trabzonspor forması hediye edildi.

İktidar ve medyasının kılı kıpırdamazken, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli buna sert şekilde tepki gösterdi. Lozan’a dikkat çeken Bahçeli, “Türkiye’nin dört bir koldan tuzağa çekilerek, milli ve manevi hassasiyetlerinin tahriş edilmesi etap etap ilerletilen bir kumpasın içyüzünü açığa vurmaktadır… Türkiye’nin ufkunu perdelemek, enerjisini tüketmek, manevi direncini kırmak gayesiyle emre amade bekleyen iç ve dış odaklar eş zamanlı faaliyet halindedir. Fırsatçılar devrede, fesat yuvaları tetiktedir.” dedi.

Bahçeli’nin tepkisi sayesinde, Patrikhane’nin bağlı olduğu ama yıllardır esamesi okunmayan Fatih Kaymakamlığı da nihayet Lozan’ı hatırlayıp, “Ekümeniklik iddiasının, hukuki gerçeklerle bağdaşmadığını” açıkladı.

Peki Patrik Bartholomeos, geçen yılki o ayinde neler söyledi? Kendilerine bu imkânı sağlayan Erdoğan’a şükranlarını sunarken, hayatını kaybetmiş olan bir başka Papazı anarak, “Pontus” mesajları verdi.

O ayinden 6 ay önce yaşanan bir başka olaya daha dikkat çekelim.

Bir DJ grubunun, restorasyon nedeniyle kapalı olan Sümela Manastırı’nda klip çektiği ortaya çıktı. İlk tepki Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. Kültür ve Turizm Bakanlığımız da çekimle ilgili soruşturma başlattı.

Ardından sizin, benim gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Fener Rum Patriği Bartholomeos, dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a resmen bir “protesto mektubu” gönderdi, iyi mi?!

Rum-Yunan cenahı için Trabzon “Pontus” demek olduğuna göre; şunu da ekleyelim:

Onlar devleti-milletiyle; Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 19 Mayıs’ı sözde “Pontus soykırım” günü olarak anıyor ve Atatürk’ü “soykırımcılıkla” suçluyor.

Bu 19 Mayıs’ta da örneğin Başbakan Miçotakis, “Zulme uğrayan ve yok edilen Pontus Rumlarının Soykırım Gününü anıyoruz. Kaçanlar ise, vatanda dirilmek için atalarının evlerini terk ettiler. Uluslararası tanınma mücadelesi devam ediyor. Anma Günü, Doğrulama Günü olana kadar.” şeklinde paylaşım yaptı.

Dönemin Dışişleri, şimdinin Savunma Bakanı Nikos Dendias da, “Soykırım’ın kurbanlarının anısını ve ayrıca Pontus Rumlarının Yunan devletinin yeniden inşasına ve ulusal mücadelelere katılımlarına yaptıkları büyük katkıları onurlandırıyoruz.” dedi.

Ancak içeride herkese haddini bildiren Erdoğan, bu hezeyanlara sessiz kaldığı gibi, NATO Zirvesi’nde Miçotakis’le görüşüp yeniden “dostluk” dönemine döndü.

Niye Yasaklandı?

İşte son 1 haftada yaşanan olayın konusu da Sümela Manastırı’nda önümüzdeki 15 Ağustos’ta yapılması planlanan ayin.

Fener Rum Patrikhanesi, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın yıldönümü olan 20 Temmuz’da, bu yılki ayinin “hükümetin gerekli izni vermemesi” sebebiyle yapılamayacağını açıkladı.

Anında Rum-Yunan cenahından tepkiler yükseldi. Bunun “son derece talihsiz bir gelişme” olduğu belirtilirken, “Türk liderliğinin, Trabzon bölgesinde gelişen Helen yanlısı havayı ulusal güvenlik meselesi olarak algıladığı” şeklinde yorumlar yapıldı.

Bu Mektupta Yok Yok

Bir tepki de “Dünya Pontus Helenizmi Konseyi”nden (PASPE) geldi.

Patrikhane’nin duyurusundan sadece bir gün sonra Erdoğan’a bir mektup yazan bu Konsey, “Ekümenik Patriğin Sümela Manastırı ile ilgili talebini değerlendirmesini beklediklerini” bildirdi.

Yunanistan Başbakanı ve siyasi parti liderlerine de gönderilen, Basın ve İletişim Sorumlusu Stefanos Tanimanidis Yota Amanatidou imzalı mektubun hemen başlangıcında şu hezeyanlar dillendirildi:

Dedelerimizin, ebeveynlerimizin ve atalarımızın, Ermeniler ve Süryaniler gibi ulusal-dinsel çeşitlilikleri nedeniyle mağdur olmalarının ve soykırımın kurbanı olmalarının üzerinden yüz (100) yıl geçti. Sonuç olarak kardeşler, köylüler ve dostları, binlerce yıl boyunca uyum içinde yaşadıkları tarihi anavatanları olan Pontus’u terk ettiler.”

Yani bizatihi Erdoğan’a yazdıkları mektupta bile yine “soykırım” iftirasını attılar.

Mektupta yazılanlar bunlardan ibaret değil, devamında şunlara yer verildi:

Çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’nin, bizlerin ulusal-dinsel sembollerimizi ziyaret etmemizden korkacağı bir şey yok. Aksine dini özgürlükler ve haklara saygı göstermeniz yararınıza olacaktır… Sümela Manastırı, Pontus kökenli Rumlar için 16 yüzyıl boyunca ve günümüze kadar önde gelen bir anıttır… Pek sık atıfta bulunduğunuz Sultanlar, yüzyıllar boyunca Manastır’ın sunduklarına saygı gösterdiler, fermanlarla onu vergiden muaf tuttular, ona birçok ayrıcalık tanıdılar ve esasen onu Devlet içinde bir Devlet haline getirdiler.”

Başka?

Fener Rum Patriği Bartholomeos için, “Konstantinopol Ekümenik Patriği” unvanı kullanıldı.

Ayine izin verilmemesi gerekçesine ilişkin olarak, tahmin edebileceğimiz sebepler” denilerek Kıbrıs’a işaret edilirken de, “Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarında tarafınızdan gerçekleştirilen ve bugüne kadar çözümlenememiş olan istila ve işgâl gibi büyük bir soruna rağmen…” ifadeleri kullanıldı.

Mektupta, bu sövgülerin yanısıra şöyle bazı havuçlar da sıralandı:

Ayine izin verme yönündeki eyleminizin, ülkelerimizin siyasi liderleri arasında insan hakları, dini özgürlükler ve aynı zamanda diğer ortak çıkar konuları için demokratik bir diyaloğun köprüsünü ve temelini oluşturabileceğini düşündük.” mesajı gönderildi.

Binlerce hacı ile milyonlarca turistin Sümela Manastırı’nı ziyaretinin bölge ekonomisine katkısı vurgulandı.

Ve Manastır’la ilgili dört dile çevrilmiş basılı ve çevrimiçi materyallerin yayınlama hakkının Türkiye’ye verilmesi teklif edildi.

Erdoğan Aralık’ta Selanik’e mi Gidiyor?

Mektubunun şu son bölümü sayesinde ise Erdoğan’ın ülkemizde henüz bilinmeyen olası bir ziyaretinden haberdar olduk:

Talebimize vereceğiniz yanıtı beklerken şimdiden teşekkür ediyor ve Aralık ayında Selanik’te olası bulunuşunuz sırasında ya da sizin belirleyeceğiniz bir zaman ve yerde, sorunlarımız hakkında sizi bilgilendirmek üzere bizimle bir toplantı düzenlemenizin son derece ilginç olacağını bildiriyoruz.”

Sonuç: Üç Gün Sonra İzin Çıktı

Bu yazılanların veya duymadığımız diğer temas ya da tepkilerin sonucu mudur, bilinmez; ama o mektuptan sadece üç gün sonra, Lozan’ın 100’üncü yıldönümü akşamı yasak kararından vazgeçildi.

Ortodoks kaynaklar; Pazartesi gecesi “Ekümenik Patrikhane”yi arayan Türk makamların ayin için önce sözlü onay, ardından yazılı izin verdiğini bildirirken Fener Rum Patrikhanesi de şu açıklamayı yaptı:

Türk makamlarının aldığı yeni bir kararla, Sümela Manastırı’nda Meryem Ana’nın Göğe Kabulü bayramında (15 Ağustos) Patriklik İlahi Ayini yapmak için izin aldığımızı duyurmaktan mutluluk duyuyoruz.”

Ez cümle; yerli ve millilerin” devr-i iktidarında Türk’e sövenler kazanmaya devam ediyor!..

Müyesser YILDIZ
27 Temmuz 2023

Kategori:Uncategorized