İçeriğe geç

Bora Kaplan Davasında Yargı Tarihine Geçecek Tutanak!..

Türkiye’nin en büyük mafya operasyonlarından birisi olarak takdim edilen “Bora Kaplan organize suç örgütü” dosyasındaki skandalların ardı arkası kesilmiyor.

Malûm; davanın en önemli gizli tanığı “M7” kodun yurtdışına firar ettiği ve bunun gizlendiği ortaya çıktı… Kimliğini açıklayan “M7”, polislerin ifadesine bazı AKP’lilerin ismini de eklemesini istediğini öne sürdü… Soruşturmayı yapan polislerin, Bora Kaplan’ın avukatlarından 300 bin dolar aldığı konuşuldu.

Sonuçta o polisler hakkında idari ve adli soruşturma başlatıldı. Bu soruşturmalar sonucunda da bazı polis müdürleri ile komiserler tutuklanırken, itirafçı olan KOM Şube Müdürü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Savcı Hakkında İnceleme mi Başlatıldı?

Evet, bugüne kadar sürecin sadece polis ayağı konuşuldu. Oysa yargıyı ilgilendiren yanları da vardı.

Örneğin; gizli tanığın ifadesinin savcı tarafından alınması gerekirken polislerce alındığı ve savcıya gönderildiği iddia edildi.

Bunu ilk dillendiren, gizli tanık “M7” Serdar Sertçelik oldu. Ardından tutuklanan komiserlerden Ufuk Gültekin de ifadesinde bunu şöyle doğruladı:

Soruşturma savcısı, ‘beyanlarını alın bana bilgi notu şeklinde gönderin, ben ifadesini alacağım’ dedi. Organize şubedeki 3 memur, Sertçelik’in beyanlarını yazmaya başladı. Daha sonra hazırladıkları metni bilgisayarımın masaüstüne kaydetmişler. Gece 03.35’te bana mesaj attılar. Beyan bitti, masaüstünüzde kayıtlı diye. Ben de sabah savcı beye PDF olarak gönderdim.”

İşte bu konuda yeni bir gelişme yaşandığı, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) soruşturma savcısı hakkında inceleme başlattığı öğrenildi.

Mahkeme Başkanı-Polis İşbirliği

Sürecin mahkeme boyutuna gelelim.

Soruşturmayı yapan KOM Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan’ın hem firari “M7” kod Serdar Serteçelik ile hem davaya bakan Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Güven ile görüşüp Sertçelik’in yurda dönmesi için kimi güvenceler aldığı görüldü.

27 Kasım’da firar eden Sertçelik’in firarının Mahkeme’ye Şubat’ta bildirildiği, ancak Mahkeme Başkanı’nın Savcılıktan gelen buna ilişkin yazıyı “Kalem görevlilerinin sehven hatası” nedeniyle UYAP’a yüklemediği, dolayısıyla sanıklar ve avukatları Sertçelik’in firarından haberdar olmazken, Mahkeme Başkanı’nın, sanıklara Sertçelik’in ifadelerinden sorular yönelttiği anlaşıldı.

Dosyanın gizli tanığı “Ü5”in de “kimliği deşifre olabilir” gerekçesiyle sanıklar ve avukatlara bildirilmeden özel bir celsede dinlendiği ortaya çıktı. Bu durumu daha sonra açıklayan Mahkeme Başkanı, sanıklar ve avukatların soruları olursa gizli tanık “Ü5”i yeniden dinleyebileceklerini söyledi. Ancak bir süre sonra bu gizli tanık da “cebir ve baskı altında alındığı” iddiasıyla ifadesini geri çekti.

Bunların hepsi bir yana; yargı tarihine geçecek bir başka olayı anlatalım.

Bora Kaplan davasının ilk bölümü 15-26 Nisan, ikinci bölümü de 20-24 Mayıs tarihleri arasında görüldü.

19 Nisan Cuma günkü celsede, sanıklardan Bora Kaplan’ın bodyguardı olduğu öne sürülen Tansel Aktan savunma yaptı. 15 Temmuz darbe teşebbüsünde Bora Kaplan’ın TRT’nin önündeki kaleşnikoflu görüntülerindeki çelik yelekli kişinin kendisi olduğunu açıklayan Aktan, Süleyman Soylu’nun itibarsızlaştırılmak istendiğini, 15 Temmuz’da verilen mücadelenin birilerine battığını anlattı. Aktan, bodyguardlığıyla ilgili olarak da, “65 kilo adamım. Bodyguardlık yapacak halim mi var?” dedi.

Üç gün sonra 22 Nisan Pazartesi celsesinde ise şunlar yaşandı:

Mahkeme Başkanı, “lüzumuna binaen” Tansel Aktan’ı yeniden kürsüye çağırdı. Bu arada söz alan Aktan’ın Avukatı, “Müvekkilim Cuma günü savunma yaptıktan sonra Emniyet, dosyaya evrak sunmuş. Sizin talep yazınızı göremedim. Siz mi talep ettiniz, Emniyet kendiliğinden mi getirdi?” diye sordu.

Başkan, “Tansel Aktan’ın sosyal medya hesaplarını araştırıp biz istedik. Emniyet de ona göre rapor hazırladı. Bazı şeyleri tespit ettik, TikTok hesap paylaşımları var.” karşılığını verdi.

Bu diyaloglardan sonra Başkan, sözkonusu TikTok paylaşımlarını videodan gösterip Tansel Aktan’a çeşitli sorular yöneltti.

Katipler İşbaşındaymış

Geçen hafta yapılan duruşmalara gelelim.

22 Mayıs’taki celsede Tansel Aktan’ın avukatı bir kez daha bu konuyu gündeme getirip TikTok hesaplarıyla ilgili tespiti Mahkeme’nin değil KOM Şube polislerinin yapıp gönderdiğini öne sürdü.

Bunun üzerine ertesi gün Mahkeme Başkanı şu açıklamayı yaptı:

Tansel Aktan ilk savunmasını yaptıktan sonra TikTok hesaplarını getirtip bu konuda da savunmasını aldık. O zaman avukatı bu hesapları KOM’un biz istemeden, kendiliğinden getirdiğini söyleyince tespitlerimizden sonra bizim istediğimizi belirttik. Ancak dün bu iddiasını tekrarlayınca tutanak tuttuk. Tutanağa bu hesapları Şevket Demircan’a kendi telefonumdan gönderdiğime dair ekran görüntülerini ekledik. Görebilirsiniz. Yani KOM kendi kendine gelin güvey olmuyor.”

Bu ifadelerden ne anlıyoruz?

Mahkeme Başkanı, müzekkere falan yazmaya gerek duymadan, kendi telefonunun WhatsApp’ından doğrudan KOM Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan’a yazıp sanığın TikTok hesaplarının dökümünü istemiş. O da gereğini yapmış!..

Bu görülmedik usule ve hıza itirazlar olunca da KOM’la nasıl iletişim kurduğunu ispatlamak için tutanak tutmuş ve tutanağa WhatsApp yazışmalarının ekran görüntülerini eklemiş!..

Şimdi de dosyaya giren o tutanağı okuyalım. Kelimesi kelimesine şöyle:

Sanık Tansel Aktan’ın 19/04/2024 tarihli duruşmada savunması alındıktan sonra öğlen arası verilmiş, bu sırada mahkememiz zabıt katibi O. A. ve Y. Y. tarafından sanık Tansel Aktan’ın TikTok isimli sosyal medya uygulamasında bazı video ve mesajları bulunduğu mahkeme heyetine bildirilmiştir. Sanığa bu mesajların sorulabilmesi için dökümünün yapılmasına ihtiyaç duyulmuş, ancak duruşmaya devam edilecek olması nedeniyle il emniyet müdürlüğüne müzekkere yazma imkanı bulunmadığından zabıt katipleri tarafından tespit edilerek mahkeme heyetine gösterilen paylaşımlar WhatsApp uygulaması üzerinden Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli Emniyet Müdür Şevket Demircan’a gönderilerek acele dökümlerinin yapılması istenmiştir. 22/04/2024 tarihli duruşmada ise sanık Tansel Aktan’a dökümü yapılan paylaşımları gösterilerek kendisinden sorulmuş, bu paylaşımlarının mahkememiz tarafından tespit edildiği sanığa ve müdafiine duruşmada ayrıca bildirilmiştir. Ancak 22/05/2024 tarihli duruşmada sanık Tansel Aktan müdafii tarafından bu tespitlerin mahkememiz tarafından değil, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri tarafından tespit edilmiş olabileceğinin beyan edilmesi nedeniyle mahkeme başkanı tarafından emniyet müdürü Şevket Demircan’a gönderilen bahsi geçen paylaşımları içeren mesajların telefon ekran görüntülerinin çıktıları alınmış, durumun tespitine dair düzenlenen işbu tutanağın ekinde dosya arasına alınmıştır.”

Neler olduğunu özetlersek; mahkemenin zabıt katipleri, sanık Tansel Aktan’ın TikTok hesaplarını inceleyip Mahkeme heyetine bildirmiş… Bunların sanığa sorulması hasıl olmuş… Ancak duruşma devam ettiği için Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazma imkânı olmadığından katiplerin tespit ettiği bu paylaşımlar Mahkeme Başkanı’nın WhatsApp’ı üzerinden Şevket Demircan’a gönderilip acele dökümanının yapılması istenmiş!..

Katipler, bu tespitlerini Mahkeme heyetine göstermiş, onlar da bunların dökümünün istenmesini kararlaştırmış ya; tutanağın altında en azından bir üye hakimin imzasının olması gerekir, değil mi?

Hayır, değil. Kimin mi imzası var? Sadece iki katip ve Mahkeme Başkanı’nın…

Bir ceza davasında soruşturmanın tarafı olan polisle doğrudan yazışma yapılması, ona sözlü talimat verilmesi, yargılama aşamasındayken polisin sanık aleyhine delil toplamasının sağlanması, ne isteniyorsa -Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak istenmesi yerine- resmi bir işlemin WhatsApp üzerinden yapılması ve de bunun “belge” sayılması, hukukumuzun neresinde var; bilenler cevaplasın!..

Müyesser YILDIZ
29 Mayıs 2024

12punto link: https://12punto.com.tr/yazarlar/muyesser-yildiz/ayhan-bora-kaplan-davasinda-yargi-tarihine-gececek-tutanak-38856

Kategori:Uncategorized