Organize suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Bora Kaplan’ın tutuklanmasıyla birlikte bir kez daha mafyanın emniyet-yargı-siyaset üçgenindeki bağlantıları tartışılmaya başlandı.
İçişleri Bakanlığı’na Ali Yerlikaya’nın getirilmesinden 3 ay sonra geçen yıl Eylül’de yurtdışına gitmek üzereyken Esenboğa Havaalanı’nda gözaltına alınan Bora Kaplan, verdiği ifadelerde eski bakan Süleyman Soylu döneminde Ankara Emniyet Müdürü olan Servet Yılmaz’ın ekibini suçladı. Kaplan, KOM’dan sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Alp Arslan’ın kendisinden 250 bin dolar rüşvet istediğini, vermeyince her gün mekânını bastırdığını, ayrıca yine Aslan’ın kız arkadaşı için 10 bin Euro değerinde Rolex saat aldırdığını öne sürdü.
Kaplan dosyasının iki numaralı sanığıyken gizli tanık yapıldığı ve daha sonra yurtdışına kaçtığı ortaya çıkan Serdar Sertçelik ise “M7” kodla verdiği ifadesinde, Alp Arslan’ın yanı sıra KOM Şube Müdürü Oben Özay’ın ve çok sayıda polisin Bora Kaplan’la ilişkisi olduğunu anlattı.
Bunlardan sonra adı geçen polisler Emniyet’ten ihraç edilip haklarında soruşturma başlatıldı. Geçtiğimiz 14 Haziran’da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameyle de Alp Arslan, Oben Özay ve adı geçen diğer polislerin yanı sıra Bora Kaplan hakkında “Rüşvet ve Mal Varlığı Bildirilmesi Kanunu’na muhalefet” suçlarından dava açıldı.
Adliye Koridorlarına Taşan Suçlamalar
Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bu davanın ilk duruşması Cuma günüydü.
Aynı gün Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Bora Kaplan’ın yargılandığı “suç örgütü” ana davası vardı ve Savcı, esas hakkındaki mütalaasını, yani sanıklar hakkında istediği cezaları açıkladı. O yüzden de Bora Kaplan mazeret göndererek, polislerle birlikte yargılandığı bu davaya katılmadı.
Sanık polisler ise Bora Kaplan’la ilgili iddialara neredeyse hiç girmeksizin, sadece mal varlıklarına ilişkin suçlamalar konusunda savunma yaptı ve bir sonraki duruşma 20 Aralık’a ertelendi.
Öncelikle bu duruşmadan medyaya yansımayan bir olayı aktaralım.
Bora Kaplan dosyası kapsamında kendisine koruma tahsis edilen Aziz Savaş adındaki iş insanı da eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın yanı sıra Oben Özay ve 4 polis hakkında “kendisini darp ettikleri ve rüşvet istedikleri” iddiasıyla şikâyetçi olmuştu. Bu şikâyetten sonra da Savaş’ın aracı kurşunlanmıştı.
İşte Aziz Savaş da Cuma günkü duruşmayı izlemek istedi; ancak içeri girmesine izin verilmedi. Duruşma bitiminde ise Savaş, Adliye koridorunda sanık polisler Alp Arslan ve Oben Özay’a, “Siz kripto FETÖ’cüsünüz. Ayhan Bora Kaplan’a yol verip uyuşturucuyu bu memlekete siz soktunuz. Servet Yılmaz ve siz elebaşısınız. Devletin rütbesini kullanarak parama çöktünüz. İşkenceler yapıp zorla para aldınız. Telefonumu yasadışı dinlediniz. Arabamı tarattınız. Ankara’yı bitirdiniz.” diye bağırdı.
Duruşmadan Bir Gün Önce
Bora Kaplan ve polislerin yargılandığı bu davadan hemen önce yaşanan dikkat çekici gelişmeye gelelim.
HSK, Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı Hasan Şatır’ı buradan alıp 4 aylığına geçici yetki ile Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı’nda görevlendirdi.
Söz konusu görev değişikliğinde, 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Bora Kaplan davasında tutukluluğuna devam kararı verilen sanıklardan 4’ünün itirazının kabul edilip tahliyeleri yönünde karar alınmasının etkili olduğu yorumları yapıldı.
Adliye kulislerinde ise farklı iddialar dillendirilip, “Acaba Mahkeme’nin, Bora Kaplan’ın çevresiyle irtibatı mı tespit edildi? Kaplan’ın duruşmada, bu polisler aleyhindeki ifadelerinin de zorla ve baskı altında alındığını söylemesi, sonuçta da polislerin beraatlarına karar verilmesi mi planlanıyordu?” soruları soruluyor.
Şimdilik şu kadarını belirtelim; Bora Kaplan’la bağlantısı olduğu öne sürülen yargı mensupları hakkında HSK’da çok gizli bir soruşturma yürütüldüğü, kimi isimlerin emekliliğinin istendiği, emekli olmadıkları takdirde düğmeye basılacağı konuşuluyor.
Müyesser YILDIZ
13 Ekim 2024
12punto link: https://12punto.com.tr/yazarlar/muyesser-yildiz/yargida-bora-kaplan-operasyonu-mu-55151